Paylaş
“Birincisi, ruh sağlığı sorunlarında beyin kimyasının bozulmasına bağlı yıkıcı stres hormonlarının sürekli dengesiz halde kalması, tüm vücudu ilgilendiren bir çok sistemik hastalık için ciddi risk faktörüdür. İkinci düzlemde ise ruh sağlığı problemlerinden etkilenmiş insanların bozulan yaşam kalitesi ve alışkanlıklarına bağlı ortaya çıkan sağlık sorunları gerçeği vardır. Aslında iki kenarı keskin bir kılıç gibi. Sonuçta tüm duygusal psikolojik deneyimlerimiz beyinde olup biten etkilerle ortaya çıkar ve unutmamak gerekir ki beyin bir organdır.Psikiyatrik rahatsızlıkların beden sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri temelde 2 şekilde karşımıza çıkar. Birincisi, ruh sağlığı sorunlarında beyin kimyasının bozulmasına bağlı yıkıcı stres hormonlarının sürekli dengesiz halde kalması tüm vücudu ilgilendiren bir çok sistemik hastalık için ciddi risk faktörüdür. İkinci düzlemde ise ruh sağlığı problemlerinden etkilenmiş insanların bozulan yaşam kalitesi ve alışkanlıklarına bağlı ortaya çıkan sağlık sorunları gerçeği vardır.
BEYİN KİMYASI BEDEN SAĞLIĞI
Artık psikolojik sağlığımızın ve duygusal durumumuzun beyin içinde gerçekleşen biyokimyasal değişikliklerle belirlendiğini biliyoruz. Bunlar tetikleyici sebep de olabilir sonuç da. Vücudumuzun bir bütün olarak çalıştığını düşünürsek tüm organ sistemlerinin birbiri ile iletişim ve etkileşim içinde olduğu bilimsel olarak tartışılmaz bir gerçek. Psikiyatrinin en başat rahatsızlıklarının başında depresyon gelir. Çoğu kez ona eşlik eden kaygı (anksiyete) yalnızca çökkün duygu hali, sosyal ve mesleki kayıplar yaşanmasına yol açmaz, aynı zamanda ciddi bedensel hastalıklara da zemin hazırlar. Bir çok bilimsel çalışma tedavi edilmediğinde depresyonun yatkınlığı olan bireylerde koroner kalp hastalıkları riskini 2 kat artırdığını, altta yatan kalp hastalıklarını kötüleştirdiğini, eğer kalp krizi geçirildi ise ölüm riskini belirgin şekilde yükselttiğini göstermektedir. Bir numaralı ölüm riski olan kalp damar hastalıklarının altta yatan depresyon ve kaygı hali ile artmasının bir çok sebebi vardır.
ANKSİYETE VE DEMANS
Kaygı doğal bir duygudur ve yaşam karşısında her insan bazı dönemlerde yoğun kaygı içine girer. Buna gerçeğe rağmen yaygın kaygı bozukluğu ve panik rahatsızlığı olan ve uzun yıllar tedavi edilmeden hayatlarını sürdüren insanların yükselen stres hormonlarının etksinde beyinlerinde yaşlanmanın hızlandığı ve bunama riskinin arttığı yine bilimsel araştırmalarda gösterilmiştir. Kaygı bozukluğu olan insanların hafızaları, karar verme becerileri, odaklanma ve hayat olaylarına yönelmesi de bozulduğu için zihinsel becerilerindeki bozulma daha da hızlanmaktadır. Depresyon ve çoğu kez ona eşlik eden anksiyetenin toplumdaki yaygınlığı ve biyolojik sağlık üzerindeki etkileri göz önüne alındığında
Dünya Sağlık Örgütünün (WHO) ‘depresyon tıbbi bir hastalıktır’ şeklindeki uyarı niteliğindeki bildirileri çok daha anlaşılır bir durumdur. Kronik ruh sağlığı sorunlarının kalp-damar sisteminden başka bir çok bedensel hastalıkla ilişkisinin olduğu bilinmektedir.”
Paylaş