Obezitede Avrupa şampiyonuyuz

DÜNYADA obezite 1975’ten bu yana üç kat arttı. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre obezite artık sadece Amerika gibi yüksek gelirli ülkelerin sorunu değil. Yoksul ya da gelişmekte olan ülkelerde de obezite oranı hızla artıyor.

Haberin Devamı


Dünya Sağlık Örgütü tarafından açıklanan son verilere göre yüzde 32’lik oran ile Avrupa’da birinci, dünyada ise dördüncü sıradayız.
Peki nasıl bu hale geldik?
Birinci sebep, eskiden beslenme alışkanlığımız içinde hiç olmayan fast-food, pizza, cips, kola, hazır şekerli içecekler, abur cubur gibi gıdaların bir şekilde sıradan günlük tükettiğimiz ürünler haline gelmiş olması. Özellikle çocuk yaşta alışılan bu gıdalar, içerdikleri katkı maddeleri dolayısıyla yüksek bağımlılık yaptıklarından, geleceğimizin sağlıklı nesilleri için en büyük tehditlerin başında geliyor.
İkincisi, ekmek gibi en temel gıdadan tutun aklınıza gelecek her türlü besinde doğal olana artık ulaşamıyoruz. Doğal ürünlerin kıymeti her geçen gün daha çok anlaşılsa da alınacak çok yolumuz olduğu kesin.
Üçüncüsü ise hareket etmiyor olmamız. Sosyo-kültürel düzey ve yaş gözetmeksizin spor yapma alışkanlığımız neredeyse yok. Hızlı kent yaşamında çoğu insan zamansızlıktan yakınırken, istatistiki veriler her 10 dakikada bir cep telefonuna bakabilecek vaktimiz olduğunu gösteriyor.

 

Haberin Devamı

Peki biz obezite ile mücadelenin neresindeyiz?
Özel Tınaztepe Hastanesi genel cerrahi uzmanı Op. Dr. Mehmet Deniz, konuyla ilgili şu paylaşımlarda bulundu:
“Uzmanlığımız obezitenin cerrahi tedavisi olduğundan, bu konuyla ilgili detayları gözden geçirelim. Sağlık Bakanlığı eskiden vücut kitle indeksi değeri 40 üzeri olan hastalara ameliyat onayı verirken, son düzenlemeyle bu değeri 35 düzeyine kadar indirdi. Peki neden bu kararı aldı? Çünkü halihazırda obez olmuş bireyde en güçlü tedavi seçeneği obezite cerrahisidir. Yapılan tüm çalışmaların sonuçları obezite cerrahisinin başarısının yarısına bile yaklaşabilen bir yöntem olmadığını açıkça gösteriyor. Obezite cerrahisi, yıllar içinde aldığı sonuçlarla rüştünü ispat etmiş, her geçen gün artan oranda uygulanmış, birçok hastaya yeni bir hayat şansı sağlamıştır. Geçirdiği bu gelişim süresi boyunca birçok eleştiriye maruz kalsa da obezite tedavisinin en etkili yöntem olduğu artık tüm disiplinler tarafından kabul edilmiştir.

Haberin Devamı

KİME, HANGİ AMELİYAT?

Peki obezite cerrahisi deyince aklımıza hangi ameliyatlar geliyor? Tüm dünyada ve ülkemizde en sık yapılan ameliyat sleeve gastrektomi, yani tüp mide ameliyatıdır. Bu ameliyat ile mide hacmi küçültülerek ve açlık hormonu devre dışı bırakılarak etki sağlanır. İkinci en sık yapılan ameliyat ise gastrik bypass. Bu ameliyatta ise hem mide hacmi ileri derecede küçültülür hem de alınan besinlerin emilimi engellenerek etki sağlanır. Peki bu ameliyatların avantaj ve dezavantajları nedir birlikte bakalım.

TÜP MİDE AMELİYATI

- Avantajları: Sadece mide hacmi küçültüğünden anatomi bozulmamış olur. Uygulanması diğer ameliyatlara göre kolay ve ameliyat süresi kısadır. Vitamin ve mineral eksikliği en az görülen ameliyat tipidir. Emilim bozukluğu yapmadığından osteoporoz gelişme riski en azdır. Diğer ameliyatlara benzer oranda etkin kilo verilmesini sağlar. Gerektiği durumda başka ameliyat modellerine en kolay şekilde dönüştürülebilir. İşlem maliyeti daha düşüktür.
- Dezavantajları: Diyabet varlığında şeker kontrolü diğer ameliyatlara nazaran düşüktür. Hasta uyumu başarı oranını direkt etkiler.

Haberin Devamı

GASTRİK BYPASS

- Avantajları: Diyabet varlığında tüp mideye oranla etki gücü daha yüksektir. Kilo kaybı oranı tüp mideye oranla daha yüksektir.
- Dezavantajları: Vitamin mineral eksikliği yapar. Kemik erimesi riski yüksektir. Başka bir ameliyat modeline dönüştürülmesi çok zordur. Kas kitlesinde azalmaya neden olur. Ameliyat sonrası bağırsak alışkanlığında değişikliğe neden olur. Ameliyat sonrası bağırsak tıkanma riski vardır.

Yazarın Tüm Yazıları