Paylaş
ÖZEL Egepol Hastanesi kuruluşunun 5’inci yılını kutlarken, yenidoğan, çocuk, kadın doğum, göz hastalıkları gibi birçok branşta kentin sağlık hizmeti ihtiyacını karşılıyor. Başhekim Dr. Nuri Nasır, “Beş yıl önce 80 kişilik bir aile ile yola çıkmıştık. Şimdi ailemiz 350 kişiye ulaştı. Yeni yatırımlarla büyümeye devam ediyoruz” dedi.
Nasır Grup tarafından İzmir Üçyol bölgesinde kurulan Özel Egepol Hastanesi’nin Başhekimi Dr. Nuri Nasır, şunları söyledi;
“Hastanemiz bir çok alanda gelişti ve büyüdü. Ekibimizin ve hastalarımızın bize verdiği güçle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. 28 yatakla hizmete başlamıştık. 93 yatak kapasitesine ulaştık. Günde yaklaşık bin 500 hastaya bakıyoruz. Üçüncü basamak Yenidoğan Yoğun Bakım Servisimiz 30 kuvözle hizmetini sürdürüyor. Açıldığımız günden beri hastanemizde 24 saat uzman doktor bulunduruyoruz. Geçtiğimiz dört yılın sonunda bütün Egepol Hastanesi olarak ilk günkü heyecanımızı koruyoruz. İzmir’de mesai saatleri dışında akşam 23.00’e kadar dahiliye ve çocuk bölümlerinde poliklinik hizmeti veriyoruz. Bu konuda talep fazla. Diğer branşları da zamanla ekleyeceğiz. Gündüz hastaneye gitmeye vakti olmayanlar, akşam saatlerinde de poliklinik hizmeti alabiliyor. Bu saatlerde laboratuvar hizmetlerini de aralıksız sürdürüyoruz.”
KALP KRİZİNDE hastaneye geç kalınıyor
DOKUZ Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Servis doktorları kalp krizi yaşayan vatandaşların 112 kullanmadığını ve acil servise geç geldiği söyledi. Acil Tıp Uzmanı Dr. İpek Duygu, konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı;
“Kalp krizi kalbi besleyen damarın tıkanmasıdır. Kalp krizi sonrası sağ kalımı belirleyen başlıca faktör, tıkalı olan kan damarının hızlıca açılmasıdır. Tıkanan damarın, ölü doku genişlemeden (erken) açılması, mortalite ve komplikasyonlarda azalma, sonuçta yaşam süresinde de anlamlı bir uzama sağlar. Yapılan çalışmalar, hastaların tedaviye ulaşmadaki gecikme nedenleri içerisinde en önemli payın hastanın tıbbi yardım istemeye karar vermesine kadar geçen süreye ait olduğunu gösteriyor.
Yaptığımız araştırma sonucunda kalp krizi geçiren hastaların yüzde 42’sinin hastaneye başvurmak için ambulans kullanmadıklarını, yine hastaların yüzde 18’inin yakınlarını beklemek durumunda kaldığını, halkımızın acil tıp sistemine ne zaman ve nasıl başvuracağı konusunda yeterli bilgi sahibi olmadığını ortaya koydu. DEÜH acil servisine başvuran hastaların yüzde 47’si erken, yüzde 53’ü geç başvurmuştur. Geç başvuran hastaların gecikme nedenleri içinde en sık görülen ‘geçer’ diye beklemesi. Halkımız kalp krizi belirtilerini bilmiyor. Hatta bir hastanın gecikme nedeni olarak ‘ağrım bir türlü geçmedi ki hastaneye geleyim’ demesi beni çok şaşırmıştı. Bu konuda halkımızın eğitime ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz. Kalp krizi düşündüren göğüs ağrısı tipik olarak baskı, yanma, sıkıştırıcı vasıflı, hareketle değişmeyen, kollara sırta çeneye yayılımı olabilen ağrılardır. Bazen, özellikle diyebet hastalarında hiç ağrı olmadan bulantı, kusma, hıçkırık, bayılma, nefes darlığı da kalp krizi belirtisi olabilir. Bu tür şikayeti o
lanların 112’yi aramaları ve hastaneye gelmek için ambulans kullanmalarını tavsiye ediyoruz.”
Paylaş