Paylaş
Bu konudaki toplum bilincine katkıda bulunmak için Egon Tıp Merkezi Dahiliye Uzmanı Dr. Çimen Karcı ile konuştuk. Diyabeti, anlaşılır tabiriyle, pankreastan salgılanan insülin hormonunun eksikliği ya da etkisizliği olarak tanımlayan Dr. Karcı, hipogliseminin de; karbonhidrat, protein ve yağ metabolizmasında bozukluklar ile seyrettiğini, komplikasyonları azaltmak için sürekli destek, tıbbi bakım ve diyabetlinin öz bakım eğitimlerinin gerektiğini vurguladı.
SALGIN KABUL EDİLİYOR
Diyabetin, Dünya Sağlık Örgütü tarafından da en fazla görülen kronik hastalıklar olarak tespit edildiğini aktaran Karcı, bu hastalığın önümüzdeki 20 yıl içinde hızla artarak 1 milyar insanı etkilemesinin beklendiğine, her yıl diyabete bağlı olarak 3 milyon kişinin hayatını kaybettiğine ve dünya genelinde 4’üncü ölüm nedeni olduğuna dikkat çekti. BM’nin de diyabeti salgın olarak kabul ettiğini ve ilk kez bulaşıcı olmayan bir hastalık için bu kararın alındığını dile getiren Karcı, BM’nin 2007’den bu yana 14 Kasım’ı Dünya Diyabet Günü olarak adlandırdığını hatırlattı.
RİSK GRUPLARI DİKKAT
Diyabetin klinik olarak Tip 1, Tip 2, gestasyonel (gebelik sırasında ortaya çıkan) ve diğer spesifik tipler olmak üzere 4 sınıfta incelendiğini aktaran Karcı, en sık görülen Tip 2’nin yüzde 80’inden fazlasının obez olduğuna işaret etti. Karcı, hareketsiz yaşam süren, özellikle santral obezitesi olan, birinci derece akrabalarda diyabet varlığı olan, iri bebek doğuran yada GDM (gebelik diyabeti) öyküsü olan, hipertansiyonu, polikistik over sendromu olan, erken yaşta kardiyovasküler hastalık öyküsü olan, atipik antipsikotik ilaç kullanan ve şizofreni öyküsü bulunan kişilerin risk grubunda olduğu uyarısında bulundu.
ÇOCUKLARDA BİLE ARTTI
Diyabetten korunmama sonucunda kalp krizi, böbrek yetmezliği, göz sorunları ve ayak yaraları gibi ciddi sağlık sorunlarının da oluşabildiğini belirten Karcı, yaş ve cinsiyet, genetik gibi değiştirilemez risk faktörlerinin yanı sıra obezite, sigara, hipertansiyon, sağlıksız beslenme ve aktivite eksikliği gibi değiştirilebilir risk faktörlerine yoğunlaşılması gerektiğini vurguladı. Son 25 yılda doymuş yağlardan zengin, posadan fakir, kalorisi yüksek ve hızla hazırlanan beslenme tarzının diyabetin artışına etkide bulunduğunu kaydeden Karcı, “Tip 2 diyabet orta-ileri yaş hastalığı olarak kabul edilmekte, dolayısıyla 40 yaş ve üstü grupta görülmekle birlikte, son yıllarda yaşam tarzı değişikliklerine bağlı olarak genç, hatta çocuklarda da görülme sıklığı artmaktadır” dedi.
Paylaş