Çocuklarda obezitenin acil bir halk sağlığı sorunu olduğu açıklandı. Endokrin Uzmanı Dr. Erdal Duman, obezitenin günümüzde sadece yetişkinlerin değil çocukların, hatta obezlerle yaşayan hayvanların da temel sorunu olduğunu söyledi.
Tip 2 DM, hipertansiyon karaciğer yağlanması, kiloya bağlı kalp damar hastalıklarının son dönemlerde çocuklarda da sık gözlendiğini belirten Dr. Duman, "Uluslararası kongrelerde çocuk obezitesi önemli yer tutuyor. Obezite sadece ergenlik dönemi değil bebeklerin ve okul öncesi çocukların da sorunudur. Gelişmekte olan ülkelerde, çocuklarda obezite alarm verecek şekilde artıyor. Buna göre, dünyadaki 5-17 yaş grubundaki her 10 çocuktan biri, yani 155 milyon çocuk kilolu. Bunların yüzde 2-3’ü, yani yaklaşık 30-45 milyonunda ise ciddi obezite var" dedi. "Ergenlik döneminde kilolu olan çocukların erişkin döneminde de kilolu ya da obez olma olasılığı yüzde 70’tir" diyen Dr. Erdal Duman, bu da beraberinde birçok hastalığı getirdiğini söyledi.
Vücuttaki tahribatlar
Obezite çocuklarda bazı olumsuzlukları da beraberinde getirirken; hipertansiyon, kanda trigliserit, kolesterol ve buna bağlı kalp-damar hastalıkları, kanda pıhtılaşma eğilimi, enfarktüs ve felç, şeker hastalığı, safra taşlarına ve bazı kanser türlerine yatkınlık, nefes alma zorluğu, uyku apneleri, yorgun uyanma, kas-iskelet problemleri, eklem sorunları ve cilt problemleri gibi sorunlara da yol açar.
Obeziteden korunma yolları
Æ Obezite bir aile sorunudur. Aile aynı genetik havuzu, mutfağı, benzer davranışları ve tedaviye uyumu paylaşır. Egzersiz uyumu benzerlik gösterir. Æ Çocuklar yürüme mesafesindeki yerlere arabayla değil, yürüyerek götürülmeli,
Æ Günde en az 30 dakika fiziksel aktivite yapılmalı, Æ Sebze-meyve ve kuruyemiş ağırlıklı beslenme seçilmeli, Æ Saatlerce TV ve bilgisayar önünde zaman geçirilmemeli, Æ Basit aile yürüyüşleri yapılmalı, Æ Doğadaki aktiviteler artırılmalı, Æ Top, ip, raket gibi fiziksel faaliyet gerektiren oyuncaklar alınmalı, gerektiğinde çocukla birlikte oyun oynanmalı, Æ Çocuğun okul spor faaliyetlerine katılımı (futbol, voleybol, basketbol, yüzme) teşvik edilmeli, Æ Çocuk diyete sokulmamalı, günde 5 kez meyve ve sebze yemesi önerilmeli,
Ege Form’un şifalı elleri
İNSANLARIN hareket sistemindeki hastalıkların rehabilitasyonu, fonksiyon eksikliği ve bozukluklarını normal hale döndürmek için fitik tedaviye ihtiyaç vardır. Bu tedavi fizyoterapistlerin gözetimi altında birebir olarak yapılırsa faydası yüzde yüz olur.
Fizyoterapist Özlem Çatalbaş Saban, Havva Taslı, Yusuf Tiryaki ve Banu Demir, sihirli elleri ile ameliyat olan, olmayan hastalara terapiyle şifa dağıtıyor. EgeForm’un 14 yıl önce kurulduğuna dikkat çeken fizyoterapist Özlem Çatalbaş Saban, manuel fizyoterapi uygulamalarının temel amacı, kişide var olan problemlerin sebeplerini bulup, ortadan kaldırmak olduğunu söyledi.
Hastaların bir bütün olarak değerlendirildiğini, yaşam stilleri, beslenme alışkanlıkları, vücut analizleri, yaptıkları spor ya da egzersiz programları, kas kuvvetleri ve genel vücut analizlerinin kaydedildiğini belirten Fizyoterapist Özlem Çatalbaş Saban, "Klasik fizik tedaviden farklı semtomlara değil, iyileşme ve doku tamirine yönelik uygulama ile iyi sonuç alıyoruz. Tedavide derin friksiyon masajları, mobilizasyonlar, eklem biyomekaniğini düzeltmek amaçlı kayma, traksiyon, germe ve osteopotik yaklaşımları uyguluyoruz. Cerrah iyi bir ameliyat gerçekleştiriyor. Hasta ameliyat sonrası uzvunu iyi kullanamıyor, işte, biz burada devreye giriyoruz. Ön çapraz bağlar, ayak bileği yaralanmaları, kas yaralanmaları kırık, çıkık, bel, boyun, omur problemlerini ameliyat olsun olmasın tedavi ediyoruz. Hastanın yaşam kalitesinin artırılması ve kişinin maksimum fonkisyonel seviyeye ulaşmasını sağlıyoruz. Hastaya dokunarak fizik tedavi uyguluyoruz. Ellerimizle ve uyguladığımız tedavi programıyla birebir ilgilenerek şifa veriyoruz" dedi.
Erkeklerin korkusu prostat kanseri
İLERİ yaşlarda her 6 erkekten birinin prostat kanserine yakalanma riski var. Ülkemizde bu oranlar biraz daha az olsa da prostat kanseri görülme sıklığı giderek artıyor. Erken dönemde tanı konulduğunda tedavi şansı yüksek olan bu kanserlerde düzenli hekim kontrolleri çok önemli. 45 yaşına gelen her erkeğin yılda bir ürolog kontrolünden geçip, kan tetkikini (PSA) yaptırması gerekmektedir. Dünya Genito Üriner Kanserler Grup Başkanı Prof. Dr. Ziya Kırkalı, prostat kanserinin erkeklerin korkulu rüyası olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Kırkali, prostat kanseriyle ilgili uyarılarda bulunarak şunları söyledi: "Ailesinde, birinci derece akrabalarında prostat kanseri olanlarda kontrollere erken yaşta başlamalı. PSA’nın yüksek çıkması her zaman kanser anlamına gelmez, makattan parmakla kontrol edilmeli. Bu nedenle prostat biyopsisi yapılmalı.
Gereksiz yapılan biyopsileri azaltmak için yeni bir moleküler idrar testi geliştirildi. İdrarda prostat kanseri ile ilgili PCA3 geni RNA’sının ölçümünü yapan bu testin avantajı bulunuyor. PCA3 küçük prostatlarda bile yüksek değerde bulunabiliyor ve kanseri yakalamamıza neden oluyor. Son yıllardaki moleküler tanıdaki ilerlemeler yeni tanı yöntemlerinin de geliştirilmesine neden oldu. Her ne kadar prostat kanseri ileri yaşlarda yavaş ilerleyen bir kanser tipi olsa da genç yaştaki erkeklerde erken tanı konulamadığı durumlarda ilerleyici ve öldürücü olabiliyor."