Paylaş
Uyku dengesini altüst ediyor, ağrılara yol açıyor, mutsuzluk hissi veriyor, yorgun düşürüyor. Depresyon, yeni bin yılın yaygın sağlık sorunlarından biri. ‘Duygudurum bozukluğu’na erken tanı konulması önemli. Manik depresif duygudurum bozukluğu ya da depresyon nedir, riskleri nelerdir? Bu soruların yanıtlarını Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Kliniği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşegül Yıldız bakın nasıl veriyor...
“Kalp nabzı, beyin ise duygudurumu düzenler. Aslında ‘duygudurum’ kavramıyla kastedilen moral, özgüven, zevk alabilme, düşünebilme, konsantre olabilme, risk değerlendirme yetisi, enerji düzeyi, iştah ve uyku gibi parametreler. Bunların ne normalden az ne de çok, ancak optimum düzeyde olması bizi sağlıklı, üretken ve mutlu bireyler yapıyor. Bu parametrelerin bozulması da klinik açıdan belli bir yoğunluk ve sürede olduğunda ‘depresyon’ olarak bilinen çökkün, karamsar ruh hali veya ‘bipolar bozukluk’ ya da diğer adıyla ‘manik depresif bozukluk’ olarak karşımıza çıkıyor. Depresyon ile manik depresif bozukluk, kısaca ‘duygudurum bozuklukları’ olarak isimlendiriliyor ve birlikte düşünüldüklerinde her 4 kişiden 1’ini yaşamları boyunca en az bir dönem etkileme riski taşıyor.
KİŞİ NELER YAŞIYOR?
Manik durumlarda kişide uykuda azalma, sinirlilik artışı ya da engellenme eşiğinde düşme, öfori dediğimiz taşkın kabarmış duygudurum, aşırı özgüven artışı yaşanabilir. Duygudurum bozukluğu olan kişilerin yüzde 25’i yaşamlarından vazgeçerek en az bir kez intihar teşebbüsünde bulunabiliyor; yüzde 15’i yaşamlarını bu şekilde kaybedebiliyor. Daha şiddetli olgularda gerçeği değerlendirmenin bozulması da duygudurum ataklarına eşlik edebiliyor. Ancak zamanında fark edilerek tedbir alındığında tedavi edilebiliyor. Doğru teşhis ve doğru psikofarmakolojik yaklaşım ve düzenli takip şart. Bu olmadığında kişi sadece duygudurum dalgalanmalarının sebep olduğu ruhsal ve maddi kayıplara maruz kalmıyor, aynı zamanda beyninde hücre ve sinaptik bağlantı kaybı da yaşıyor.”
Paylaş