Bülent Katarcı

Horlamaya son

5 Mart 2013
Buca Tınaztepe’de 2010 yılından bu yana 26 branşta 61 doktorla poliklinik hizmeti veren Özel Tınaztepe Hastanesi, ani ölümlere yol açan uyku apnesi hastalığı ile ilgili uyku laboratuvarını hizmete soktu. Laboratuvarın sorumlusu Uz. Dr. Hakan Koca, hastalığı şöyle anlattı;

“Uyku apnesinin belirtilerini hastanın kendisinin farketmesi zordur. En önemli belirtisi uykuda ani solunum duraklamaları, çok gürültülü horlamalar ve iç çekmelerdir. Normalde üst solunum yollarını kontrol eden, boğaz ve gırtlağı çevreleyen kaslar uyku esnasında gevşer. Eğer bu gevşeme çok fazla olursa üst solunum yolları daralır ve solunum esnasında giren çıkan havanın titreşimleriyle horlama sesleri oluşur. Horlama, uykuda nefes almak için zorlu, sıkıntılı, solumanın çıkardığı seslerdir.
Bazen de hava yolu uykuda tam tıkanır ve solunum geçici olarak kesilir. Bu durumuna apne adı verilir. Hastalar uykularında tekrarlayan nefes durmalarıyla adeta boğulurcasına uyumaya çabalarlar. Her bir apne esnasında, oksijen düşer, beyinde ve kalpte stres oluşur.Her gece tekrarlayan bu durum yaşamınızı etkiler, uykunuzu bozar; sabah yorgun, sersem gibi, uykunuzu alamamış uyanırsınız, gün içinde genel yorgunluk, isteksizlik hissedersiniz, bu durumlar yaşam kalitenizi, iş hayatınızı, sosyal ilişkilerinizi etkiler.

NELERE YOL AÇABİLİR?

Son yapılan araştırmalar, horlama ve uyku apnesinin çok önemli bir çok hastalıkla ilişkili olduğunu göstermiştir. Uyku apnesi tedavi edilmezse aşağıdaki sorunlara yol açabilir:
* Düzensiz kalp atışları
* Kalp büyümesi
* Kalp krizi riskinin artması

Yazının Devamını Oku

Kadınlara kan bağışı çağrısı

26 Şubat 2013

TÜRK Kızılayı Ege Bölge Kan Merkezi Bölge Müdürlüğü “Kadınlarımız hayata can insanlığa kan verir” adlı bir proje başlattı. Kan Merkezi Bölge Müdürü Dr. Gökay Gök, kadınların kan bağışı sayısının oldukça düşük olduğunu ve projenin bu sayıyı arttırmayı hedeflediğini söyledi. Gök, “2012 yılında ülke genelinde kan veren 1.469.860 kişiden sadece 88.192’si kadın olmakla birlikte kadın kan bağışçısı oranımız maalesef yüzde 6 civarındadır. Halbuki gelişmiş ülkelerde kadın kan bağışçısı oranı en az yüzde 35 civarlarında. Toplumda zor görevleri başarıyla yerine getiren kadınlarımızın kan bağışçısı olmaları ve bu konuda bilinç kazanmaları en büyük isteğimizdir” dedi. Kan bağışında bulunarak kendini tehlikeye attıkları düşüncesinde olan insanların da olduğunu aktaran Gök, “Bu çok yanlış bir inanıştır. Kan bağışlayacak kişiye daha önceden gerekli incemeler yapılmaktadır” diye konuştu.

Hedef yüzde 25

Bu proje kapsamında kadınlarımız hayatın her alanında olduğu gibi kan bağışçısı kazanımı çalışmalarında da lider olacağına inandığını söyleyen Gök, “Kadınlarımız düzenli, bilinçli ve gönüllü kan bağışçısı olacak, halkımızın tüm kesimlerini bu sorunu çözmeye davet edecektir. Hedefimiz toplanan kan bağışlarının yüzde 25’ini kadınlarımızın bağışlamasını sağlamaktır” dedi.

Kan merkezi nasıl çalışıyor

Türk Kızılayı Ege Bölge Kan Merkezi Bölge Müdürü Dr. Gökay Gök kan merkezlerinin büyük bir titizlikle çalıştığını kaydederek şu bilgileri verdi: “Toplanan kanlar HIV Hepatit-B, Hepatit-C, Sifilis tarama ve kan grubu tespiti yapılıp, bileşenlerine ayrılarak üç ürün elde edilmektedir. Hazırlanan kan ürünleri, hastanelerin talepleri doğrultusunda uygun ısı şartlarında bizzat araçlarımız tarafından gereken yerlere teslim edilmektedir. Ege Bölgesinde 6 ilde toplam 152 hastanenin kan ihtiyacının tamamı tarafımızdan karşılandı. Sağlık Bakanlığı tarafından, 2013 yılı itibariyle Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi, Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin de kan ihtiyacının tamamını karşılama görevi bize verilmiştir. Böylece 6 ilde 155 hastanenin kan ihtiyacının tümü karşılanarak, hasta ve hasta yakınlarımızın mağduriyeti giderilecektir.

Kimse mağdur olmayacak

Çok yakında Ege Bölgesi’nde hiçbir hasta ve hasta yakının kan arayarak mağdur olmayacağını söyleyen Gök, “Kan ihtiyacımızın tümü düzenli bağışçılardan alınan kanlar ile karşılamayı hedefliyoruz. Bu yüzden halkımızda tüm kesimlerinin desteğine ihtiyacımız var. Sizleri de kan bağışı merkezlerimize bekliyoruz” dedi.

Yazının Devamını Oku

Grandmedikal Hospital Manisa’ya hayat veriyor

19 Şubat 2013

Sektöre 1.5 yıl önce  giren Özel Grandmedical Hospital, alanında uzman kadrosu ve sunduğu hizmet kalitesiyle sağlık sektöründe hayalleri gerçekleştiriyor. A Sınıfı statüsünü koruyan Grandmedical’in
Başhekimi Op. Dr. Mümtaz Kahya, “Misyonumuz toplumsal sorumluluk bilinci ile bilimsel, vicdani ve etik değerlerden ödün vermeden, kaliteli, güvenilir sağlık hizmeti sunmak. Vizyonumuz ise tıbbi hizmetlerdeki mükemmeliyet düzeyi, hasta ve hasta yakınlarının memnununiyetini yaratmadaki kararlılığı, üstün nitelikli ekibi ve gelişmiş altyapısı ile Türki-ye’de model oluşturmak” dedi.

Özel Grandmedical Hospital’in kısa zaman içinde sadece Manisa merkeze değil, tüm ilçe ve köylerle çevre illere güvenilir ve modern bir sağlık hizmeti sunar hale geldiğini vurgulayan Kahya, pek çok ünitesi ile hastanenin farklı ve ön plana çıkan hizmet anlayışını koruduğunu söyledi.

Kurum politikasıGrandmedical Hospital’in kurulduğu günden bu yana hastaları ve çalışanlarına değer katmayı bir kurum politikası haline getirdiğine değinen Teknik ve İdari İşler Koordinatörü Ali Arslan da “Etik değerlere önem veren, daima yeni projelere açık ve tıbbi gelişmeleri hedefleyen, yaratıcı fikirlerin hayata geçirelebileceği verimli ve huzurlu bir ortamda çalışıyoruz” diye konuştu.

24 SAAT AMELİYAT Yoğunbakım açısından bölgenin en üst düzey hastanesi olduklarını hatırlatan Mümtaz Kahya, “Kardiyoloji ve KVC (kalp damar cerrahisi) bu listede en üst sırada yer alır. Bu alanlarda çok üst düzey hizmetler veriyoruz. Kardiyoloji ve Kalp Damar Cerrahi’de verdiğimiz hizmetler 24 saat kesintisiz olarak gerçekleşiyor. Anjiyo, stent ve balon uygulamaları, ayrıca 24 saat kesintisiz bypass ameliyatı (açık kalp ameliyatı, kalp kapağı ameliyatları) ve büyük damar yaralanmaları aort anevrizması dediğimiz baloncuk şeklinde ve çok kısa sürede müdahale edilmezse yaşamın sonlanmasına sebep olabilecek hipovolemik şok ile tansiyon düşmesi ile büyük kanamalarla ilgili ameliyatları biz 24 saat yapıyoruz” dedi.

TÜP BEBEK ORANI

Yazının Devamını Oku

EKOL’e plastik cerrahi desteği

12 Şubat 2013

Avrupa’da sınıfının en kapsamlı hastanesi EKOL Kulak Burun Boğaz’da Plastik Cerrahi Kliniği hizmete girdi. Saç ekiminden göğüs estetiğine kadar uygulamaları yapan bölümün sorumlusu Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Oğuz Kayıran, hastaların en çok ilgi gösterdiği operasyonları ve dikkat edilmesi gereken noktaları anlattı.

MEME KÜÇÜLTMEÇeşitli kalıtsal özellikler, hormonal nedenler, aşırı kilo, gebelik sonrası verilemeyen kilolar gibi nedenlerle meme büyüklüğünden şikayetçi kadınlar, duruş bozukluğu, sırt ve boyun ağrısı, sutyen askı izleri, meme altında pişik olması gibi sebeplerden ötürü plastik cerraha başvururlar.
Ameliyat genel anestezi altında yapılır ve ortalama 3 saat sürer. Tercihe göre ters T kesi ve dik kesi tekniği ile küçültme yapılır. Bu kararı hasta ve cerrah ortaklaşa belirler. Ameliyat sonrası genelde sorunsuzdur. Normal düzene dönüş 5-7 günde sağlanır. Meme küçültme ameliyatının sadece Plastik Cerrahi Uzmanı tarafından yapılabileceğini unutmayınız ve olası kanama, enfeksiyon, asimetri, dikiş sorunları ve duyu bozuklukları gibi problemlerle karşılaşmamak için doktorunuzun uyarılarına mutlaka uyunuz.

MEME BÜYÜTMEMeme büyütme dünya genelinde en sık uygulanan estetik operasyondur. Silikon protez veya kişinin kendi yağ dokusu kullanılarak meme büyütme işlemi yapılabilir. Silikon protez, koltukaltı, meme başı veya meme altından yapılan kesilerle meme dokusu altına yerleştirilir. Birçok tekniği olan bu operasyonlarda tercihler hastanın ihtiyacına göre şekillenmektedir. Ameliyat sonrası ağrı minimaldir. Eriyen dikişler kullanıldıysa alınmasına gerek yoktur. Erken dönemde şişlik, morluk olabilir. Hasta çok kısa sürede günlük yaşamına dönebilir.

KARIN GERME  Hem kadın hem de erkeklere uygulanan bu operasyon genelde karın derisi sarkıklığı problemi yaşayan hastalara yöneliktir. Hamilelik ve kilo verme planı olanlarda bu ameliyat ertelenmelidir. Karın germe işlemi bir kilo verme yöntemi değildir. Ameliyat genel veya belden anestezi altında gerçekleştirilir. Mayo bölgesi içine gizlenen bir kesi ile girilir. Karın derisi gerilerek kapatıldığı için hasta uyandığında kendini belden kıvrık “V” şeklinde bulur. 1 ay korse kullanılması kesinlikle önerilir.

Yazının Devamını Oku

Kanser tedavisinde tomoterapi yöntemi

5 Şubat 2013

KANSER hastalarının tedavisinde radyoterapi yöntemi uygulanırken sağlam dokuları maksimum düzeyde koruyan son teknoloji ‘tomoterapi’ İzmir de Ege Özel Onkoloji Merkezi’nde kullanılmaya başlandı. Merkezin Tıbbi Sorumlusu Dr. İlker Karadoğan, “18 Ocak’tan itibaren SGK’lı hastaları da kabul etmeye başladık” dedi.

Karadoğan, tomoterapinin, radyoterapinin kullanılabildiği tüm kanser hastalarına uygulanabildiğini söyledi. Kanser tedavisinde yüksek teknolojinin kullanılmasıyla daha etkin ve tam iyileşme şansının yakalandığını belirten Karadoğan, sık kullanılan yöntemlerden birinin halk arasında ışın tedavisi olarak bilinen radyoterapi olduğunu anımsattı. Radyasyon onkolojisinde son teknolojinin kanserli hücreleri etkin şekilde yok eden ‘tomoterapi’ cihazı olduğunu ifade eden Dr. İlker Karadoğan, “Bu yöntem, halk arasında nokta atış olarak adlandırılan tekniğin en geniş ve en hassas kullanımıdır” dedi.
Gün içerisinde ortalama 15-20 hastaya uygulanabilen tedavinin, tüm masraflarının Sosyal Güvenlik Kurumu geri ödeme kapsamında bulunduğunu söyleyen Dr. İlker Karadoğan, tomoterapinin, uzmanların radyoterapiyi uygun gördüğü her kanser hastasına yapılabildiğini belirterek, “Baş-boyun kanserleri başta olmak üzere beyin, omurilik tümörleri, tüm vücut ve tüm batın ışınlamaları, akciğer, mezotelyama, prostat, mesane, jinekolojik ve meme kanserlerinde uygulanabilir” diye konuştu.
18 yıldır kanser tedavisi üzerine çalıştıklarını söyleyen Karadoğan, “878 metrekare arsa üzerinde üç bodrum katı ile birlikte 9 katlı 4 bin 800 metrekare sağlık kriterlerine, hatta Avrupa Birliği’nin şartlarına uygun binamızı yaptık” dedi.

Yazının Devamını Oku

Bir telefonla evinizde bakım

29 Ocak 2013

 İZMİR’de 2001’de faaliyete başlayıp 12’nci yılında özel sağlık kuruluşları arasında ilk kez “Evde Bakım Birimi”ni kuran Buca Tıp Merkezi, Ege Bölgesi ve İzmir’de bir eksiği kapattı. Evde Bakım Birimi Sorumlusu Dr. Banu Kınay, “Doktoruyla, hemşiresiyle, laboratuvarı ve görüntüleme cihazlarıyla tüm vatandaşlara hizmet vermenin heyecanını yaşıyoruz” dedi.
98 hastaya ulaşıldı
Her yaşta insanın evde bakım hizmetlerinden faydalanabileceğini söyleyen Dr. Kınay, “Ameliyat sonrası yoğun bakım gerektiren takip hastaları, onkoloji ve felçli hastalar da bu hizmetten yararlanıyor. Talep de en çok bu hastalardan geliyor. Bugüne kadar 98 hastamız oldu. Birçoğunun hareket yeteneği azalmış durumda. Hatta hastalardan birçoğu, evin içinde bile hareket edemiyorlar. Dolayısıyla bunların kontrol için sağlık kuruluşlarına gitmeleri bile, hastalıkların tetiklenmesine neden olabiliyor. Evde bakım isteyen hastalarımız bize 999 14 14 numaralı telefonla ulaşabilir” diye konuştu.
Evde bakımla ilgili yönetmeliğin 2005 yılında çıktığını hatırlatan Kınay, kurum olarak çalışmaları tamamlayıp gerekli ruhsatı aldıklarını ve geçtiğimiz Eylül ayında faaliyete başladıklarını anlattı. Kınay, “Amacımız, kaliteli ve hijyenik ortamda hastanın yaşam alışkanlıklarına uygun olarak iyileşme sürecini hızlandırmak, tedavi ve bakım ihtiyaçlarını karşılamak. Olası hastane enfeksiyonlarından izole edebilmek. Hastaya özgür hareket etme imkanı sağlamak. Bireysel tedavi ve hizmet sunabilmek” dedi.

KİMLER FAYDALANABİLİR

Ameliyat sonrası evde bakılması gereken hastalar, yeni doğum yapmış anneler, kronik hastalığı olup sürekli ilaç kullanması gerekenler, aşılama ve enjeksiyon hizmetlerinden faydalanmak isteyen bireyler veya kuruluşlar, evinde laboratuvar hizmeti almak isteyenler, oksijen ihtiyacı olan hastalar, yoğun bakım hastası olup evde ufak bir yoğun

Yazının Devamını Oku

Yılda 1 milyon 600 hastaya bakılıyor

22 Ocak 2013

İZMİR Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi, toplam bin 200 yatak kapasitesi ile yılda 1 milyon 600 bin hastaya tüm branşlarda hizmet veriyor. Geçtiğimiz Kasım ayında göreve başlayan Başhekim Prof. Dr.  Gökhan Akbulut, “Biz de bayrağı daha ileri götürmeye çalışacağız. Altyapı için Büyükşehir Belediyesi’nin desteğine ihtiyaç var. Günde 7 - 8 bin poliklinik yapıyoruz, acilden giriş 2 bin civarında. Bölgede otopark ve ulaşım konusu için Büyükşehir’den destek bekliyoruz” dedi.

Halkapınar’dan ring
Başhekim Prof. Dr. Gökhan Akbulut, “Hastaların ikişer, üçer yakını ile geldiğini düşünürseniz şehrin nüfusu kadar girdi çıktı oluyor. Otopark en önemli sorunumuz. Yollar taşımıyor, kendi personelimiz bile arabasına yer bulamıyor. Ege Doğumevi ile birleştik, Konak Doğumevi de bize bağlı. Dolayısıyla daha iyi koşullarda, daha iyi otelcilik  hizmeti vermek istiyoruz. Zaten akademik anlamda kendini aşan bir hastaneyiz. Dileğimiz hem çalışanların, hem hastaların daha iyi koşullarda hizmet alması. Otopark ve trafik konularında belediye ile görüşmelerimiz oldu. Hastane yöneticimiz, Dr. Abdullah Taşdemir’in projesini sunduk. Halkapınar’dan bir ring ile bu sorun aşılabilir. Halkapınar her iki taraftan raylı sistemi olan bir merkez. Aynı bileti kullanarak bir ring otobüsü ile hastalar ya da hasta yakınları  hastaneye gelebilirler. Bu ring hattı projesine belediye yetkilileri sıcak baktı. Bu konuda bizi desteklerlerse mutlu olacağız. Otopark yükümüz hafifleyecek ve önümüzü açacak” diye konuştu.

Her branşta başarılı

Yazının Devamını Oku

Batıgöz Afrika'ya açılıyor

15 Ocak 2013

İZMİR’de dokuz yıldır hizmet veren Özel Batıgöz Dal Merkezi, Romanya, Kuzey Irak, Erbil ve Süleymaniye’den sonra Afrika’ya açılıyor. Batıgöz Hastaneler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Op. Dr. Mehmet Söyler, Afrika’ya yapmayı planladıkları yatırımlar hakkında şu bilgileri verdi: “Güney Afrika’nın önde gelen ülkesi Gana’da yatırım kararı aldık. Azmi Ofluoğlu’nun vasıtasıyla mayıs ayında Gana’ya gittim. Sağlık yatırımına çok ihtiyaç olduğunu gördüm. Gana’nın çevresinde de çok ciddi bir sağlık yatırımı açığı var. Ocak ayından sonra yatırım için çalışmalara başlayacağız” dedi.

12 doktor görev yapıyor

Batıgöz Dal Merkezinin 2004 yılından bu yana İzmir’in Çankaya semtinde hizmet verdiğini kaydeden Dr. Söyler, 2012’de 4 bin katarkt ameliyatının gerçekleştiği merkezde cerrahi müdahaleler ve gözlükten kurtulmak için laser tedavilerinin uygulandığını belirtti. Söyler SGK ile  anlaşmaları olduğunu, haftanın 6 günü açık olduklarını da sözlerine ekledi.

Somalili Bakan geldi

Somali Cumhuriyeti Kalkınma ve Kamu Hizmetleri Bakanı Maryan Qasim, geçen hafta Ege Uluslararası Sağlık Federasyonu’nun (ESAFED) davetlisi olarak İzmir’e gelerek, Batı Göz Dal Merkezi’ni ziyaret etti. Batıgöz Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Söyler, “Qasim’e sunum gerçekleştirdik. Federasyona destekleri olacak. ESAFED, hekimlerin oluşturduğu gönüllülük esasına dayalı, tamamen halkın katkıları ve bağışlarıyla yürüyen bir kuruluş. Mart sonunda ESAFEd tarafından Mogadişu’da hastane açılacak” diye konuştu.

Yazının Devamını Oku