32 milyon muayene

BİZLER sağlığımıza ne kadar dikkat ediyoruz.

Sanmıyorum dikkat edildiğini. Üstelik, cebimizden de para çıkmadığını sanıyoruz. Faturayı biz ödüyoruz. Yaptığımız en küçük bir yerimiz sızladığında hemen doktora gitmek. Bunun faturası da yüksek oluyor. Neden mi; her gidişte mutlaka ilaç alıyoruz ve her muayenenin de bir bedeli oluyor. Üstelik hastane kapılarında saatlerce bekliyoruz.

İzmir İl Sağlık Müdürlüğü, geçen yıl sağlık ocağı, özel, kamu ve üniversite hastanelerinde 32 milyon muayene yapıldığını tespit etmiş. Bu da kişi başına 8 kez hastaneye gidildiğini ortaya koyuyor. İzmir İl Sağlık Müdürü Dr. Mehmet Özkan, kent olarak Avrupa ortalamasına yaklaştığımızı söyledi. İnsanların sağlık ihtiyaçlarını ertelemediklerini belirten Dr. Özkan, "İzmir’de hekime başvuru sayısı çok yüksek. Ayrıca, 590 bin ameliyatımız var, bu rakam da çok yüksek, bunun da yüzde 80’i kamu hastanelerinde yapılmış. Kentte 10 bin 100 hasta yatağımız var, her 10 yataktan 6’sı kamu hastanelerinde 3’ü üniversite, biri ise özel sektörde" dedi.

Standart yükseldi

Dünyada artık biz sağlıkta ulaşabileceğimiz en üst noktaya ulaştık diyebilen hiçbir ülke olmadığını belirten Dr. Özkan şunları söyledi:

"Norveç’te insanların yaşam sürese 88 çıktı. O ülkede mevcut sağlık sistemi sorgulanıyor. Aile Hekimliği, dünyadaki tüm gelişmiş ülkelerde var. Yani, bu bir standarttır, bu bir temel sağlık modelidir. Uygulanışında farklar vardır. İklim, coğrafya, ekonomi, nüfus, ülkelerin hasta profili farklıdır. Bizde akciğer kanseri fazladır, ama ABD’de prostat kanseri fazladır. İzmir olarak sağlıkta iyi bir yoldayız. Bulaşıcı hastalıklar konusunda aşı oranlarımız çok iyi. Mesela boğmaca, sıtma, kızamık artık bitti. Bebek dostu ve kadın dostu iliz. Temel sağlık hizmetleri, aile hekimliği hepsinde vardır. Mesela; bebekler mutlaka bir çocuk doktorunun eline doğuyor. Hastanelerde hasta hakları birimi bulunuyor."

Uluslararası derneğin yönetiminde bir Türk Profesör

EGE Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Kliniği’nin eski Anabilim Dalı Başkanı, glokom uzmanı Prof.Dr Kutay Andaç, Uluslararası Akdeniz Oftalmoloji Derneği Yönetim Kurulu’na seçildi. Fas, Libya, İtalya, Portekiz, Fransa, Cezayir, Hırvatistan, Yunanistan ve Mısır’dan sonra Türkiye’den sadece Andaç yönetime girdi. Yönetime seçildiğini duyunca çok sevinen Prof. Dr. Andaç, "Bir Türk olarak gururlandım. Göz hastalıklarında dünyada ilk sıralarda yer alıyoruz, bu bütün çalışmalarda görülüyor" dedi. Uluslararası Akdeniz Oftalmoloji Derneği’nin çalışmaları hakkında bilgi veren Prof. Andaç, "Mediterranean Oftalmoloji, Akdeniz ülkelerinin 10 yıl önce kurduğu bir kuruluş ve iki yılda bir kongre yapıyor. Kongre bu yıl Tunus’un Hamamat Şehri’nde yapıldı. Amacı Akdeniz ülkelerini bir araya toplayıp, bu konudaki çalışmaları paylaşmak. Tunus’ta geçen ay yapılan kongreye 500 kişi katıldı, 8 kurs düzenlendi. Toplantının ana konusu glokomdu. Ben de glokomla ilgili konferans verdim. Glokomdaki ilaç tedavisindeki son gelişmeleri, hangi hastada ne ilacı kullanıldığını katılımcılarla paylaştım" dedi.

Akupunkturla nasıl zayıflarız

Akupunktur ve Mezoterapi Uzmanı Dr. A. Tayfur Yağcı, yaza girerken akupunkturun nasıl zayıflatacağı konusunda ipuçları verdi.

Akupunkturun zayıflatmadığını, ama kolaylaştıran yardımcı yöntem olduğunu söyleyen Dr. Yağcı, "Kişiler, akupunkturla kendilerini kötü hissetmeden, günlük yaşantılarını aksatmadan, mutlu ve enerjik hissederek, rahat ve kolay kilo verebilir. Akupunkturun metabolizmayı düzenleyici ve denge sağlayıcı yin-yang özelliğinden dolayı da sağlıkları yönünden hiçbir olumsuzluk yaşamadan ve dışarıdan herhangi bir kimyasal veya bitkisel ilaç almadan, vücudun kendi kendini tedavi etme özelliği ortaya çıkartılarak kilo verilebilir" dedi.

Kilo vermenin, beslenme alışkanlıklarının ve yaşam tarzının değiştirilmesi ile mümkün olduğunu belirten Dr. Tayfur Yağcı, bu yeni alışkanlıkların edinilmesi sırasında akupunkturun hastaya sağladığı kolaylıkları şöyle sıraladı:

1. İştahı düzenleyip, yemeklere saldırma güdüsünü ortadan kaldırır.

2. Mide asidi kontrol altına alınarak, kazınma, yanma gibi sorunları engeller.

3. Düşük kalorili beslenmeden dolayı yaşanabilecek halsizlikler önlenir.

4. Metobolizma hızını düzenler. Akupunkturla tedavi gören hasta kendi kendine yaptığı diyetlerden daha kolay kilo vermeyi başarır.

5. Akupunktur tedavisi sırasında, vücutta serotonin ve endorfin hormonu seviyeleri artar. Bu hormonlar diyet yapan kişiye huzur verir, sedasyon sağlar. Böylece diyet yapan kişi, eski yemek yeme alışkanlığının kısıtlanmasından dolayı huzursuzluk yaşamaz.

6. Kan şekeri düşmesini (hipoglisemi) önler. Sinirlilik, el ve ayak titremesi olmaz.

7. Açlık, baş ağrısı yaşanmaz.

8. Tansiyon değişiklikleri olmaz.
Yazarın Tüm Yazıları