Dünya Basketbol Şampiyonası'nda büyük hayal kırıklığı yaşayan ABD Milli Takımı'nda, 2004 Olimpiyatı için Phil Jackson ve takımı Los Angeles Lakers kurtarıcı olarak görülüyor.
NBA'de en çok şampiyonluk yaşayan 2 coachtan biri olan Jackson ve her ne kadar sezona iyi bir başlangıç yapamasa da Lakers'ın gelecek yıl yapılacak 2004 elemelerinde ABD'yi temsil etmesi güçlü bir olasılık.
Daha önce de gündeme gelen bu fikre, o günlerde Jackson vakti olmadığı gerekçesiyle sıcak bakmamıştı. Ancak eylül ayında Chicago’da yapılan coachlar toplantısı sonrası o da değişmeye başladı. Kobe Bryant ve Shaquille O'Neal'ın da ‘‘Eğer takımı sen çalıştırırsan, kadroda biz de oluruz’’ dedikleri Jackson yumuşuyor. Bunda diğer coachlar kadar Lakers kulübünün baskısı da etkili olmuşa benziyor.
Takviyeli Lakers
ABD'yi Lakers'ın temsil etmesi fikri konusu tabii Jackson'ı daha yakından ilgilendiriyor. Takım sadece Lakerslılar'dan kurulu olmayacak. NBA'in diğer yıldızlarından da bir kaç takviye yapılacak. Jackson'a göre, ABD'nin takım oyunu yerine yıldızların bireysel becerisine dayalı oyunu Dünya Şampiyonası'nda hayal kırıklığını hazırlayan en önemli faktör. Onun felsefesinde de takım oyunu oynamayan bir ekibin başarılı olması mümkün değil. Jackson, bu arada George Carl'a da gönderme yapıyor ve ‘‘Benden yardım istenseydi, elimden geleni yapardım’’ diyor.
Görünen o ki, gelecek yıl olimpiyat elemelerinde Jackson'ın başında olduğu ve Lakers'ın temsil ettiği bir ABD Milli Takımı izleyeceğiz. Eğer bu gerçekleşirse, Jackson veya Lakers ABD'yi içine girdiği bunalımdan kurtarabilecek mi, bunu da hep birlikte göreceğiz.
Kortta yıldız nasıl yaratılır?
Teniste son dönemde dünya vitrinine 1 numaraya kadar çıkan Lleyton Hewitt gibi bir yıldızı sunan Avustralya, teknoloji ile antrenörlük kavramını birleştiren bir programla çalışıyor. Avustralya'da antrenör sadece kort kenarında çıplak gözle oyuncuyu izleyip, yeteneklerini ele almıyor. Sadece basma kalıp teorilerden yola çıkmıyor.
Tenisin önde gelen yıldızlarının teknikleri bilgisayarlar yardımıyla analiz ediliyor. Ancak bu analiz başlı başına bir şey ifade etmiyor. Avustralya Tenis Federasyonu'nun ele aldığı çalışma metoduna göre; yıldız adayı olarak görülen erkek ve bayan 30'ar tenisçinin video kayıtları ele alınıyor. Bir çok antrenörün yanı sıra, aileler, mentörler bir dev ekranın önünde buluşuyor. Sporcunun herşeyi gerektiğinde dondurulan karelerle tek tek ele alınıp, değerlendiriliyor. Hep birlikte neler yapılabilir ve bu sporcu nasıl kendini geliştirebilir kararı veriliyor.
Bunun son örneği Todd Reid üzerinde yapılan çalışma. Mart ayında bir turnuvada ilk turda elenen Reid'in sorunu kötü servis atışlarıydı. Bir haftalık bir video çalışması yapıldı. Kalça hareketlerinden, adımı ve vuruşuna herşey tek tek analiz edildi. Sonuç mu? Reid, Wimbledon'da gençlerde şampiyon oldu.
Buzun aktrist kraliçesi
Tara Lipinski, ABD'nin son dönemde artistik patinajda piste sürdüğü en büyük yıldızlardan biriydi. 14 yaşındayken 1997'de Lozan'da en genç Dünya Şampiyonu, bir yıl sonra da Nagano'da Kış Olimpiyat Oyunları'nda altın madalya kazanan en genç bayan sporcu olarak tarihe geçti. Ardından profesyonelliği tercih etti. Lipinski, sakatlıklar nedeniyle pistte zaman zaman sıkıntı yaşasa da, TV dizileri ve rol aldığı filmlerle aktrist olarak da hayranlarının karşısına çıkıyor. Türkiye'de ‘‘Yalan Rüzgarı’’ olarak yayınlanan ‘‘Young and the Restless’’ dizisinde ve özellikle Tom Cruise ve Cameron Diaz'la rol aldığı beyaz perdedeki ‘‘Vanilla Sky’’ filmiyle dikkat çeken Lipinski, çocuk programlarının da vazgeçilmez isimlerinden biri.