Paylaş
Aslan gibi bi Türk kadını valla.
Foto’larda da aslan gibiydi.
Madalya’sıyla, ay-yıldız’lı ‘mayo’suyla...
* * *
Atlet, matlet, sitreç şort, ay, may-yıldız filan medya’nın bir bölümünü bozdu tabii.
Hiç utanmadan sıkılmadan ‘müstehcen’e soktular şampiyon’u.
Kız’ın vucudunun bir bölümü vardı bir bölümü yoktu ‘o kafa’nın sayfalarında.
* * *
Aslı’nın üst’ü vardı foto’larda.
Alt’ı yoktu.
En üst’ü vardı.
Yüz’ü...
Yüzü’nün alt’ı yoktu..
Vücut’u...
* * *
Tabii atlet, şort da yoktu.
Tabii ay ve yıldız da...
* * *
Bir kısmı daha da abarttı işi.
Rezaletin son perdesi...
Kızın vucudunu zararlı madde kapsamına soktu.
Foto’larında Aslı’nın alt tarafı vardı ama net değildi.
Flu’ydu.
Buğu’luydu.
* * *
Türkçesi...
Sansür’lemişlerdi.
* * *
Yıl da...
MS 12 filan değil.
MS 212 falan da değil.
MS 2012.
* * *
Gerçi...
Buna da şükür.
Beterin beteri de olabilirdi.
Kızın başı ‘açık’tı ve foto’su hiç yayınlanmayabilirdi.
* * *
Olimpiyattaki atletlerin bile nereleri’ni seyrediyor ‘bu kafa’...
Ve...
Nereleri’yle seyrediyor.
* * *
Yuh!
ALLAH’IN İZNİYLE RİO’DA 111.114 OLURUZ
BAKAN diyor ki.
114 kişiymişiz.
E n’apalım...
ABD de 530 kişi.
Çin de 380...
* * *
En kalabalık kafilemiz.
Miş.
114.
Müş.
* * *
Beni de götürüp koştursalardı...
115’dik.
Sayın bakan da koşsa...
116...
* * *
Sokaktan topla götür...
1.114 de oluruz...
11.114 de...
111.114 de...
Ne var bunda...
* * *
ABD 530’dan 46’sı altın 104 madalya çıkardı
Çin 380’den 38’i altın 88 madalya.
Biz 114’den 2’si altın 5 madalya...
* * *
Hans der ki...
En kalabalık kafile bu.
Doğru.
Ama ...
En kuru kalabalık kafile de bu.
* * *
114’ün 20’si voleybolcu 20’si basket’çi kadınlar...
Yani 40’ı...
114’den çıkar...
74.
* * *
70 küsur milyondan...
70 küsur olimpik kişi de çıkmasın mı...
2 altın da mı çıkmasın...
* * *
Kabile’miyiz biz?
Bu kadar mı bila-kabiliyetiz...
Ayıptır, günahtır.
Koca Türkiye’yiz biz..
* * *
İyi bir şey yok mu?
Var.
Burda kadını ‘adam’ yerine koymayız.
Orda koyduk.
* * *
Seyircisiz maç’a bir Allah’ın kulu bile girmemeli.
Kural böyle.
Bizde erkeklere yasak.
Kadınlara ve hayvanlara “free”.
Bir kedi, köpek, yılan-mılan, kuş-muş girebiliyor maça...
Bir de kadın...
* * *
Londra’da işimize gelince...
Mecburen kadını insan yerine koyduk.
Erkeklerle beraber saydık.
* * *
114’ün içinde onlar da var.
* * *
İnsan üşenmeyip arayınca buluyor iyi bi şey.
* * *
Nokta.
DÜNYA KAPADOKYA’YI 60’LARDA TANIDI, BİZ ASMALI KONAK’LA..
YİNE aynı hikaye...
Aslı bizi dünyaya tanıtmışmış.
* * *
Hep tanınmadığımızı, bilinmediğimizi zannetmek feci bişey.
* * *
Aslı iyi bir atlet, iyi koştu, bir altın aldı.
Hepsi bu.
Daha da alacak...
Müsade edersek, kıza yüklemezsek...
* * *
O elçimiz melçimiz değil, bu onun işi değil.
İki işi bi arada yaparsa, bildiği işi de yapamaz.
Fos’lar.
* * *
Ve...
Elalem Türk kadınını Aslı’yla tanırsa ...
Tanımış mı olur tanımamış mı?
Ne yani bizim kadınlar iyi 1500 mü koşar?
Bu muyuz?
* * *
Ya 4 çeker’lerle domates patlıcan almaya gidenler...
Dunyanın en fantastik AVM’si İstanbul’da yaşadığı halde, AVM’lerden çıkmayanlar.
Sabah girip gece çıkanlar...
Elalem her yerde bu modeli de görüyor.
Onlar kimin kadınları...
Komşu’nun mu?
* * *
Yani bırakalım bu işleri...
* * *
Bitmedi...
Ne komplekstir bu
Tarkan bir kaset yapar...
Cannes’de mannes’de bir restoranda çalarlar...
Orda yemek yiyen iki Türk kokona ağlar...
Türk’ün ayak sesleriymiş filan...
Kokonaların tam da ağladığı o dakikalarda...
Roma da....
40 Afrikalı top 100’e girer.
* * *
Onlarınki Afrikalı'nın neresi’nin sesi?
* * *
Bitmedi...
Santraforumuz Torino’ya gider...
Torino’lu bizi o zaman tanır.
Santraforumuz’la tanıdı diyelim.
Ne diyecek...
Türkler iyi pres yapan, alan boşaltan, çapraz koşular yapan, ön arka direği iyi paylaşan insanlar mı?
Böyle miyiz?
* * *
‘Bu kafa’ya göre...
Madridli’ye, fes’sizliğimizi Arda, mest’sizliğimizi Emre anlatmalı...
* * *
Kompleks, ezik olmak feci bir şey...
Daha fecisi hep tanınmadığımızı, bilinmediğimizi zannetmek...
Daha daha fecisi dünyayı tanımamak...
En fecisi de kendi ülkesini tanımamak...
* * *
Dünya Kapadokya’yı 60’larda tanıdı, biz Asmalı Konak’la...
Özet’imiz bu.
* * *
Bitmedi...
Kompleks demişken...
Eski hikayedir, tam zamanı...
Göcek’te kahvaltı ediyoruz.
İtalyan kadın Göçek’e aşık, bize aşık, ülkeye aşık, bizim mutfağa aşık, bana aşık.
Sürekli geliyor.
5 tur atmış Türkiye’de...
Bilmediği, görmediği yok.
Beyaz peyniri yerken sordu.
- Adı neydi ?
- Türkiş mozzarella.
- Ne mozzarellası ya, bırak ya, bu şahane bir şey...
* * *
Sonra sucuğa da türkiş puroşutto dedi bizim herif.
Kahvemiz zaten türkiş espresso...
Lahmacun zaten türkiş pizza...
* * *
Sertab şahane söylüyordu.
Yine sordu kadın...
- Kimdi bu?
-Türkish Madonna.
-Ya ne Madonna’sı be, süper bişey bu, S’li bir şeydi...
* * *
Allah’tan kadın unutup da burası neresi diye sormadı.
Sorsa...
Ezikliğin master’ini yapmış bizimki ‘Türkiş Portofino’ filan diyecekti.
Saldıracaktım ben de herif’e ..
* * *
Bitti.
Paylaş