Paylaş
Daha ana sütü’ne takılırken tanışıp, beraber emekleyip, yürüyüp, koştuğumuz bizim çocuklar hatırına...
Armen, Araksi, Anayit, Alen ve diğerleri hatırına...
1-2 şey yazmak farz oldu.
* * *
Yine çıkıntılık gibi olacak ama...
Olsun.
Bulunsun.
YOK BİRBİRİMİZDEN FARKIMIZ AMA BİZ KADIKÖY TAYFASI’YIZ
Eski Türkiye’nin...
Eski Kadıköy’ün de...
Ermeni, rum, yahudi, sünni, şii, zaza, alevi hep beraber büyüyen şanslı nesil’deniz.
Doğar doğmaz farklı kültürler’le tanışan, farklı dil’lerle -din’lerle iç içe büyüyen, ot gibi büyümeyen bi nesiliz.
* * *
Her anı paylaşan, her an beraber olan, oynayan, gezen, yiyen-içen-gülen-ağlayan...
Ermeni-rum meyhanelerini, türü tükenen o eski abilerin ablaların muhabbetlerini sohbetlerini tadan, bilen...
O şahane, harikulade karışımda büyüyen nesiliz.
* * *
O dün’lerde bölünmemiştik.
* * *
Ne biz bu arkadaşlara ‘rum, ermeni, yahudi’ diye baktık...
Ne bu arkadaşlar bize ‘türk’ diye...
* * *
Biz onlar için türk değildik.
Ahmet, Mehmet, Ayşe Fatma’ydık.
Onlar bizim için rum yahudi ermeni değildi.
Niko Yorgo Apostol Meri, Eleni’ydi...
İzak, Üzeyir, Sara, Roza, Avram’dı...
Armen, Araksi, Anayit Alen’di...
* * *
Arkadaşlarımızdı.
Arkadaşlarıydık.
Hepsi bu.
* * *
Rum’a ermeni’ye yahudi’ye ...
Rum ermeni yahudi demek bile ayıptı...
Dediğimizde...
‘Oğlum ayıp, isimleri yok mu onların, ismiyle hitap et’ denirdi.
* * *
En çok da yahudi arkadaşlara yahudi dediğimizde fırçayı yerdik.
En fazla musevi diyebilirdik.
* * *
Sünni’ymiş, şii’ymiş, alevi’ymiş, zaza’ymış...
Gürcü’ymüş mürcüymüş...
Zaten takılmazdık.
* * *
Yeni Türkiye’nin yarattığı tek dil’ci, tek din’ci tek ırk’çı tek tip tayfayla farkımız bu.
Biz ilk okul’dan önce üniversite okuyan nesiliz.
3-5 yaşlarımızda o fantastik hayat üniversitesi’nde okuyan nesiliz.
* * *
Yok aslında birbirimizden farkımız...
Ama biz ‘gavur’la beraber büyüyen gavur Kadıköy tayfası’yız.
* * *
Mesela...
Her gün konuşanı diil...
76 senedir konuşmayan adamı dinleriz.
* * *
Adam 1927’de demiş ki;
... aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir...
* * *
Yıl 2014...
100 sene geçmemiş.
Altı üstü bi oyun olan futbol bile dekman edilmiş.
Düşünün gerisini...
* * *
Süper lig, diğer lig’ler, kupa, liglerin yayıncıları, yayın, yorum, federasyon, kulüpler birliği kontrol altında...
E-bilet’le stadlar, tribünler de kontrol altında...
* * *
Turuncu takım’daki arkadaşlar ve uzantıları sayesinde...
Tv’ler...
Tmsftv...
Spor tv’leri...
Futbol programları, yorumcular, yorumlar da...
Kontrol altında..
Filan...
Falan..
* * *
Sponsorlar kaçıyormuş.
Kaçar.
Mal defo’lu, sistem tel maşa.
Marka değeri yüksek hiç bi çok uluslu şirket marka’sını bu defolu liglerin marka’larının yanında tut(A)maz, bu tel maşa sistem’de kal(A)maz.
* * *
Kalırsa marka’sı, değeri kalmaz..
Kalan yok mu?
Var.
Onlar da yakında kaçar.
* * *
Tff’nin sitesinde ana sponsorları yazıyor
Nike, Turkcell, Coca Cola, Mercedes Benz, Garanti, Ülker, Türkish Airlines...
Dev’ler...
* * *
Lig’ler lig olsa...
Bu dev’ler malı Spor toto ya Ptt’ye filan yedirirler mi?
No.
Kupa kupa olsa...
Malı Ziraat yiyebilir mi?
No.
* * *
2 soru daha...
Bu dev’ler, ana sponsoru oldukları ve futbolu yöneten bu federasyonun yönetiminden şirketlerinden her hangi birinin yönetimine 1 kişi alırlar mı?
Şirketlerinden birini bu arkadaşlardan birine emanet ederler mi?
* * *
Başka sorum yok.
* * *
Son 1 şey...
Benim çakozladığım şu...
3 aday var.
2’si 3’üncüden daha önde ...
2’inci tura kalırsa...
Ya 3 gol atan seçilecek.
Ya 3 lisan konuşan...
* * *
Yeni Türkiye bi acaip.
3 çocuk, 3 gol hattrick oluyor...
Olay oluyor.
3 lisan bilen adam yerine konmuyor.
* * *
Yeni Türkiye’nin yarattığı yeni millet sizce 3 gol
atmayı bileni mi seçer, yoksa 3 lisan bileni mi?
* * *
Nokta.
Paylaş