Paylaş
Sakartepe’de Gökova manzarasını izlerken kahvelerimizi yudumladık. Kıvrım kıvrım yolları aşa aşa, gördüğümüz manzaralara şaşa şaşa Börtübet’e ulaştık. Her birimiz jilet gibi yeni Volvo XC60 kullana kullana. Kadın gazetecilerle dolu bir otomobil lansmanında. İnan aslında sen değil, otomobil kendi kendini kullanıyor. Direksiyonda otururken kitap okumana sadece 1 tık kalmış. O denli.
İster inan ister inanma, geçen sene bir ara otomobil yazarlığı da yapmıştım canımın içi. Sanırsın on parmağımda on marifet. Halbuki alakası yok. Beni bir çeşit Forest Gump gibi görebilir ya da tüm olup bitenleri kader-kısmet diye nitelendirebilirsin. Neyse otomobilleri tanıdıkça ve bir Kızılderili hissiyatıyla her birinin ruhuna yaklaştıkça bu işi çok sevmiştim. Çünkü otomobiller de insanlar gibidirler. İçlerinde binbir karakteristik özellik gizlerler. Kaptırırsan eğer, bir bulmaca sevdalısı gibi her birini çözümlemeye doyamazsın.
Yeni Volvo XC60’ın göz kamaştıran teknik özellikleri say say bitmez. Yerim dar. Nasılsa sen internetten bakarsın. Ama şöyle bir iddiası var Volvo’nun, bu müjdeli haberle belki içine su serpilir... 2020 yılında yeni nesil Volvo otomobil içerisinde hiçbir ciddi yaralanma olmayacak ve hiç kimse hayatını kaybetmeyecek.
Hayat kurtaran emniyet kemerlerini de dünyaya ilk onlar sunmuştu. Sırf şu bayramda memleketçe başımıza gelen kazalara bak. İçimiz karardı. Umarım bu vizyonları da gerçek olur. Yeni güvenlik teknolojileri tüm otomobil markalarında hızla uygulanır.
Kazasız belasız günlere.
--------------------------------------
Haydi Foça’ya gel
ÇEKME makarna, koruk ekşisi ya da sabun nasıl yapılır? Bir teknenin bakımı ve onarımı ne kadar zordur? Ey Meraklı Melahat okur, eğer bu sorular takıldaysa kafana, sakın uykularını kaçırma. Ya da “Hayır efendim, ne münasebet öyle atölyelere katılmak falan. Öğrenci değilim, her şeyi bilirim, hatta üzerine yarışmak isterim” diyor olabilirsin ey baş iddiacı okur. O zaman sen de surf, deniz motoru, kürekli tekne, tavla, balık avlama, deniz motoru, olta bağlama, ağ onarma yarışmalarına ya da boccia turnuvasına katıl. Kesmediyse zeytinyağlı yemeğini, balkonunu ya da bahçeni güzellik yarışmalarında yarıştır.
“Yo ben üşengecim, parmağımı kıpırdatamam” tarzı tiplerden tip beğen bir tipsen de gel. Athena Tapınağı kazı alanındaki Hakan Aysev’i mi dinlemek istersin? Yoksa Suzan Kardeş, Aysun-Ali Kocatepe veya İBB Pop Orkestrası’nı mı? Mesela ben, kendisine de belgesellerine de bayıldığım Sunar Kural Aytuna’nın “Son Fokların Ülkesi: Foça” belgeselini 4 göz izleyeceğim.
Balık - ekmek mangal partileri, kuş gözlemi, su altı dalışları, arkeolojik geziler, Foçakarası üzüm ve zeytin üzerine söyleşiler, resim ve balıkçıların fotoğraf sergileri, eylül güzellemeleri, halk oyunları, ve tabii gözbebeğimiz şair Ataol Behramoğlu’nun yapacağı Karataş Anıt Taşı’nın açılışı...
Hepsi de X. Foça Uluslararası Kültür ve Sanat ve Balıkçılık Festivali’nde. 9-10-11 Eylül’de Foça’ya bekliyoruz canımın içi. Hadi toparlanın gelin.
Paylaş