Paylaş
Seni beklemeden önden önden koşturup gidiyor yine. Sıkıcı bir iş yapıyorsan lastik gibi uzar da uzar ya saniyeler... Hayat ağır çekimde kaplumbağa misali ilerler. Kalbinde küt küt atıp, kafana bir bir vurur saniyeler... Ama şimdi tatil ya canımın içi. Bu zaman dediğin zalim şey kahkahalar ata ata, kan ter içinde peşinden koşturtup, maymun edecek seni.
Acaba öyle mi yapalım, yoksa şöyle mi derken, bak yine geldik tatlı mı tatlı bir tatilin sonlarına. Ve fakat yine kavuşamadık huzura. Hani İzmir’in bir ucundan bir ucuna bisikletle gidecektik? Ara ara mola verip yeni yerlerde yeni nohut pilavlar deneyecektik... Folkart’taki Chema Madoz sergisinden çıkıp Arkas’taki Su Manzaraları sergisini gezecektik.
BİSİKLET MEDENİYET
Bir kere bayılıyorum ve inanamıyorum İzmir’in bu “altından gir, üstünden çık” bisiklet yollarına. “Üçkuyular’dan pedal çevirmeye başla, Sasalı’daki kuş cennetinden çık” lüksü kaç şehirde var? Lütfen, söyle bana. Bisikletli şehirlere hep özenirdin ya eski zamanlarda. Pılını pırtını toplayıp oralara yerleşmek isterdin... Bisikletlerin varlığı ve yolları, bir şehirdeki medeniyetin en büyük göstergesi derdin. Kız sen İzmir’in neresindensin bilmem ama... Mutlaka ama mutlaka yakınlarında bir yerlerde bisiklet yolu çıkar karşına.
Hadi tatil bitmeden toparla çocukları, güzel bir rota çiz, asıl pedala... Bunun gibi kafandaki bir sürü güzel programı, hayat gibi erteleme başka baharlara... Mis gibi bir tatil geçiresiniz diye, İzmir elinden geleni yapıyor. İnan bana.
Paylaş