Paylaş
Sanırsın bir kutlamaya değil de Frankestein’ın cenazesine ağıt yakmaya davet edilmiş. “Aman aman” der. “Süslenip gidiyoruz da sanki ne olacak? Hep boşa masraf. Birkaç yıla kalmayıp nasılsa boşanacaklar. Evliliği oyuncağa çevirdi bu yumurcaklar...”
Haksız da değil hani. Mesela İstanbul’daki iş, arkadaş, komşu, ahbap, bakkal, çakkal çevremi film şeridi gibi zihnimden geçirdiğimde çıkan sonuç şöyle:
Sağım, solum, önüm, arkam sobe. Boşanmayan ebe!
Yıllara yıllanmayıp yenilmemiş, yıkılmayıp devrilmemiş, evliliğini ayakta tutmayı becermişler çöldeki kutup ayısı seyrekliğindeler.
Halbuki hep İzmir’de kalmış arkadaşlarıma, akrabalarıma, mahallemizin kasabına baktığımda durum öyle mi ya? Aynı yastıkta yıllarca sürdürülmüş, sürdürülmeye devam eden ilişkiler çıkıyor karşıma.
“Oturup bu işin istatistiğini mi yaptın? Metro önlerinde broşür dağıtıp anketler mi düzenledin?” dediğini duydum okur.
Bozulmadım. Aksine bu tesadüfi subjektif tespitimi ‘1 AŞK’ örneğiyle ballandırıp, tarçınladım. Tatlı niyetine servisine sundum.
Rukiye ve Şevket: Teyzem ve eniştem olurlar. İlkokuldan beri birbirlerine aşıklar. Biz çocuklar bayılırdık onlarla vakit geçirmeye. Tir tir titrerlerdi birbirlerinin üzerine. Her gün ilk kez bakıyormuş gibi heyecanla bakarlardı birbirlerinin gözlerine. Maalesef eniştemi seneler önce aniden kaybettik. Teyzem o gün taş kesti. Çünkü papucunun tekini kaybetti. Ama ayıp derler diye, özlemini de aşkını da yıllarca kalbine kilitledi. Şu sıralar 82 yaşında. Ve artık tak etti canına. Başladı konuşmaya; ‘Ah da ah, Şevket olsa da şöyle başımı bir omzuna yaslasam. Onunla fısıl fısıl fısıldaşsam. Öyle özledim ki onu, yeter artık verin bana telefon numarasını.’
70 yıllık aşk. Nasıl anlatırsın Şevket eniştenin gittiği yerde telefonların olmadığını? Oraya hiçbir teknolojinin ulaşmadığını?
Bu sadece bir örnekti. Benim İzmirimde Romeo ve Juliette’ler dolu.
Nesrin ve Ayhan’ı mı, Yasemin’le Gürkan’ı mı, yoksa Nevin’le Mehmet’i mi ya da Şölen’le Cem’i mi anlatayım sana ey aşk sevdalısı okur?
Acaba İzmir’in havası mı suyu mu? Havanın verdiği rehavet ve denizin kokusu mu?
Aşkları daha güzel, evlilikleri daha dayanıklı yapan.
DÜNYAYI KADINLAR KURTARACAK
Sadece ABD’de değil... Avustralya’dan Finlandiya’ya 60 ülkede 600 yerde yüzbinlerce kadın sokaklara döküldü. Cumartesi günü. Hem kadın haklarını savunmak hem de her türlü ayrımcılığa karşı olduklarını göstermek için.
Derin bir nefes al ve rahatla. Kadınlar girdiyse devreye, emin ol geleceğin emin ellerde.
TATİLDE ADATEPE’YE KAÇ
Toparla çoluğu çocuğu, al anneni ya da arkadaşını git Adatepe’ye. Oksijenin bol olduğu bu güzel Kaz Dağı köyünde önce güzel bir otlu gözleme ye. Bu köy 1989’da SİT alanı ilan edilmiş. Böylece hızlı betonlaşmadan etkilenmemiş. Sadece çiçeği ve kelebeğiyle değil, taş evleriyle de meşhur. Köyde bakkal yok. Ama yaz aylarında kültür, sanat kaynağına dönüşen taşmektep var. İşte sana adım adım Adatepe rehberi.
* Küçükkuyu’daki Türkiye’nin ilk ve tek Zeytinyağı Fabrikası Müzesi’ni gez. Zeytinyağı çayı iç.
* Zerrin İren Boynudelik’in sanat tarihinde zeytin imgesini anlattığı ”Zeytin’in Renkleri” kitabını al.
* Ressam Mehmet Emin Erdoğdu’nun atölyesini gez.
* Darıdere Kazdağı Doğal Parkı’nda yürüyüş yap, ot topla.
KOMŞUDA NE PİŞİYOR?
Dünyada ekonomik bir kıyamet kopuyor. Kriz sadece senin, benim derdim değil. Küresel bir çağ yangını. Komşumuz Yunanistan’ı da cendereye sıkıştırdı. Son 10 yıldır hepimizi bir Yunan adaları merakı sardı. Yemeklerine denizine bayıldık. Gururlu ve neşeli, dalgacı ve sevimli komşularımız dertleriyle bizi çok meşgul etmediler. İçlerini açmadılar. Ama maalesef onlardan gelen son haberler hiç de iç açıcı değil.
* AB’ye 320 milyar euro borçları var.
* 660 bin kişinin yaşadığı Atina’da 9 bin kişi evsiz.
* Nüfusun 5’te 1’i temel gıda maddelerine ulaşamıyor.
* İşsizlik yüzde 23’lerde.
Türkiye’de de onca sorunumuz, her an nerede patlayacağını bilemediğimiz bombalar ortalıkta fink atarken ben komşunun sorunlarını neden yazıyorum? Çünkü biliyorum ki keyfi yerinde bir Türkiye ve Yunanistan sadece ticaretin değilin sevginin de en güzel yaşandığı bir coğrafyayı paylaşıyorlar da ondan: EGE. Sence yeterli değil mi?
Paylaş