Bekir Coşkun: Yarım mutluluklar...

Bekir COŞKUN

Yarım yarım mutluluklar...

Hiçbir mutluluğu doya doya yaşayamamak...

Bahar geldi sevincini orman yangınlarının yarım bırakması gibi... İşlemeye başlayan bir demokrasinin, pullu anayasa suçları ile kirlenmesi gibi... Düşen enflasyon sevincinin, yoksulların sırtına yüklenmesi ayıbı gibi... AB'ye kabul edilme keyfinin, ayıplarımızın yüzümüze bir bir vurulması utancının örtmesi gibi...

Her arabamı yıkadığımda, yağmurun yağması gibi...

En sevdiğiniz şeyi yerken dişinizin ağrıması gibi...

Yarım kalan mutluluklar bunlar...

Tam gülerken ağlamak gibi...

Ya da:

İşte; bir futbol sevincinin, utanca dönüşmesi gibi...

*

Ucunu yavaş yavaş gösteren şiddet histerisi, toplumun birkaç yudumluk mutluluğunu yarım bıraktı...

Dünya televizyonları, iki gün boyunca, bir yaralıya sunni teneffüs yapmak isteyen birisinin kafasına, bizim serserinin kalasla vurmasını gösterdi...

Bu vahşeti, dünyanın en büyük zaferi bile örtemez...

Peşinden, ambulans gelmediği için, ölmekte olan birisinin paçalarından tutularak bir taksiye bavul gibi atılması sahnesi...

Türkiye'ye kimse bu kötülüğü yapamazdı...

Hiçbir başarı, bu ilkelliği kapatamaz...

*

Asıl; buna ‘‘Birkaç serserinin işi’’ diyemezsiniz...

Bu toplumu yavaş yavaş saran şiddet histerisinin bir ürünüdür...

Dağlarında kırk bin insan öldürülmüş, bodrum katlarından habire ceset çıkartılan, gazetelerinin üçüncü sayfaları yakınlarını doğrayanlarla dolu olan, adam öldürmenin şöhret kapısını açtığı, bayramını satırla boğa kovalamakla kutlayan, tabancalı yerli dizilerin prim yaptığı ve her maçtan sonra balkonlardaki bir-iki çocuğu vuran hastalığın sonucu...

Kimi zaman ormanları yakmakla ortaya çıkar...

Kimi zaman Meclis kürsüsünde milletvekillerinin dahi birbirlerini dövmesiyle...

Kimi zaman ne kadar sokak hayvanı varsa öldürerek...

Kimi zaman eğlenirken garsonun ceketini yakarak...

Kimi zaman da işte; futbol kavgasında hemen oracıkta iki kişiyi bıçakla doğrayarak...

Böyle toplumlar asla mutlu olamazlar...

En sevdiğiniz şeyi yerken, dişinizin ağrıması gibi...

Mutluluklar yarım kalır...