İKİ gündür medya, uçağı türbülansa giren Başbakan’ın ‘nasıl korkmadığını’ veriyor.
Başbakan ‘korktum’ diyor.
Medya ‘korkmadı’ diyor...
Doğrusunu isterseniz uçaktan çok korkmama rağmen orada, arkadaki koltukların birisinde olmak isterdim.
Bakacaktım neler oldu.
(.....)
Anlatılanlara göre uçağın türbülansta olduğu çeyrek saat içinde, uçaktaki bakanları Başbakan heyecanlanıp korkmasın diye ona yirmiye yakın fıkra anlattılar.
Değişik insanlar bunlar.
Anladığım kadarıyla bu şöyle oluyor:
Uçak uğultularla bir boşluğa düşerken ve Başbakan koltuğa yapışıp yuvarlaklaşmış gözleriyle tavana bakarken, ensesindeki bakan ‘Adamın biri yolda giderken...’ diye başlıyor.
Ki korkmasın.
Uçak yine kötü sallanıp da Başbakan yine koltuğa yapışıp korkunca, ensesindeki bakan yine başlıyor:
‘Trende bir Alman, bir İngiliz, bir Amerikalı, bir de Türk gidiyorlardı... Alman dedi ki...’
Ne bileyim ben...
*
AKP türbülanstadır.
Her gün bir milletvekili istifa ederken, sağda-solda yuhalanmaya başlandılar.
Hastanelerin önü, sokaklardaki can-mal güvensizliği, dış politikadaki yetersizlik, Bush’un ‘Senin oğlan bizde çalışıyor’ diye dalga geçmesi, hediyelikler, şirket-mirket işleri, kendi bürokratlarının, milletvekillerinin ve bazı bakanlarının yolsuzluk iddiaları...
Kendi yandaşları yazarlar tarafından bile eleştirilmeleri...
Biraz geç uyanmış olsalar bile insanlardan yükselen tepki sesleri...
Önceki gün dünyanın önde gelen medya kuruluşlarından İngiliz Haber Ajansı Reuters’in yorumu şöyleydi:
‘Erdoğan parlaklığını kaybetmeye başladı...’
*
Türbülanstır bu.
Peki Başbakan’ın ‘Allah’a şükürler olsun, elimizi neye atsak hemen hallediyoruz görüyorsunuz’ demesi ne?