Olmayan bir şey olmak...

Canım sıkıldı...

Çünkü okuldaki piyeste ben Ulubatlı Hasan'dım...

Demek ki olmayan bir şey olmuşum...

Ünlü Bizanslı tarihçi Francis'in eserine kaç asır sonra ilaveler yapan Melissinos, Ulubatlı Hasan'ı uydurmuş...

Keyfim kaçtı...

Bizim Dilek Önder'e anlattım, onun da canı sıkkındı, Ulubatlı Hasan İlkokulu'nda okumuş ‘‘Tühhh...’’ diyor...

Bazen böyle olur...

Bir şey olursunuz, sonra o olduğunuz şeyin olmadığını öğrenirsiniz, keyfiniz kaçar...

*

Doğrusunu isterseniz bizler her zaman olmayan bir şey olmuş gibi olmadık mı?..

Ne demokrasimiz oldu, ne hukuk devletimiz...

Ne sosyal devlet olduk, ne laik cumhuriyet...

Ne ulusal eğemenlik vardı...

Ne bir ulus bilinci...

Bizler, bu ülkenin insanları, olmayan bir şey olmanın küçük küçük parçalarıyız...

İşte...

Yine olmayan bir şey oluyorsunuz...

*

Gazeteler, televizyonlar, radyolar, irili ufaklı medya gaza basmış bir kere...

Yeni iktidar daha işe başlamadan inanılmaz bir alkış yükseliyor...

İnsan bari bir şey yapmalarını bekler...

Uzun zaman Tayyip Erdoğan'ın ‘‘değişip-değişmediğini’’ tartışan medyanın kendisinin böyle bir gecede değişmesi karşısında ‘‘Demek ki her an her şey değişebiliyor’’ diye düşünüyorum...

Sokaktaki insanlar ise şaşkın...

Çünkü elbette iyi bir iktidar olsun istiyorlardı ama bu kadar iyi iktidarları olduğuna inanamıyorlardır...

Düşünebiliyor musunuz; daha bir şey yapmadan her şeyi iyi yaptılar...

İktidarın yakını Yeni Şafak Gazetesi dahi, bizim medyanın müjdeli alkış haberlerini alt alta sıraladıktan sonra ‘‘Bu kadarı da biraz fazla...’’ diye başlık atabildi...

Kısacası; AKP iktidarı çok iyi bir iktidar oldu da...

Siz ne oldunuz...

Onu bilmiyorum...