Paylaş
55.5'uncu hükümetimiz nasıl bir hükümet modeli oluyor, doğrusu bilemiyoruz.
Dış destekli azınlık hükümeti mi?..
Dar tabanlı, geniş katılımlı mı?..
Düşük profilli mi?..
Takviyeli mi?..
Yandan çarklı mı?..
Ancak kesin belli olan; dıştan zırıltılı bir hükümet...
Nitekim Çiller, Ecevit'e ‘‘Milliyetçi-muhafazatakar kadroları biçen Milli Eğitim Bakanı Uluğbay'ı yeniden bakan yapma...’’ deyince, ilk zırıltı kamuoyuna yansıdı...
*
Uluğbay, 8 yıllık kesintisiz temel eğitimi uygulamaya koyan, tarikat kurslarını ve medrese kalıntılarını yasaklayan, cumhuriyetçi-laik kitlelerin sevip-benimsediği bir bakandı...
Çiller bunun istemiyor...
Çünkü o laik-cumhuriyetçilerden değil, şeriatçı-dinci kesimden oy almayı düşlüyor...
İftar sofralarında başını örtüp poz veriyor, türbanlılara arka çıkıyor, durup dururken dualar okuyor, tarikat kurslarını savunuyor ve eğitimde çağdaş reformu yapan Milli Eğitim Bakanı'nı istemiyor...
‘‘Milliyetçi-muhafazakâr kadrolar’’mış...
*
Sorun; Ecevit'in ne yapacağıdır...
Tabii ki Rahşan Hanım, asli görevine başlamış, Ecevit'in kulağına bir çok bakan adı mırıldanmıştır...
Dıştan zırıltılı, içten mırıltılı hükümetin başbakanı Ecevit'in durumu çok zordur...
Ama ne yapacak?..
‘‘Milliyetçi-muhafazakâr kadroları biçen’’ arkadaşını atıp, yerine ‘‘biçmeyen’’ birisini mi getirecek?..
*
Ecevit'i iyi izleyin...
Geçmişte Milli Selamet Partisi'ni ilk defa iktidara getiren ve şeriatçıların devlet içinde kadrolaşmasına ilk neden olan (1974) odur...
İkinci kez iktidarında, 1978'de gümrükler gibi bir güvenlik noktasını mafyaya teslim ederek, o hatasıyla bugünkü çetelerin temilinin atılmasına neden olan da...
Türkiye her ikisinin faturasını da hâlâ ödüyor...
Şimdi aynı hataya düşer mi?..
Kendisini iktidara getiren sağ partilere ödün verecek mi, vermeyecek mi?...
Göreceğiz...
Paylaş