Hırsızistan...

GECE eve girip çekmecedeki parayı çalmak için bir kişi yeter. Ya da kapkaç için iki kişi, bilemediniz üç...

Ama ormanı çalmak için çok insan gerekiyor:

- Siyasetçi...

- Bürokrat...

- Kamu görevlisi...

- Bilirkişi...

- Hukukçu...

- Uzman...

- Belediyeci...

- Güvenlikçi...

- İşadamı...

- Yeterince teknik adam ve akademisyen...

*

Üstelik her birinden birkaç tane ister.

Şimdi bunu çarpın; çalınan-yağmalanan orman sayısı, koy sayısı, hazine arazisi sayısı, yeşil alan sayısı, satılmış sit alanı sayısı, bitmiş tarihi kalıntı sayısı, orman içindeki kömür ocakları sayısı ile...

Koyun üzerine; il, ilçe, belde miktarını...

Ekleyin; her iktidar döneminde değişen vardiya sayısını...

Müthiş bir "hırsız" sayısı çıktı mı?..

Çıktı...

*

Bu kadar yetişmiş, eğitilmiş, devlet parası ile okutulmuş, onurlandırılıp görev verilmiş "hırsızı" var da güzel memleketin, kalır mı ormanı, koyları, kıyıların, ağacı, taşı, toprağı?...

Bir dal bırakırlar mı, bir güzel göl, bir ecdat mirası tarihi yapı, bir gurur duyulacak kale duvarı, bir evlik sit alanı, bir eski konak, bir anılık bahçe?..

Maması çalınmamış bir çocuk, alın teri çalınmamış bir emekçi, mahsulü çalınmamış bir üretici, ilacı çalınmamış bir hasta kalır mı?..

Çalınmamış bir avuç içi kadar yurt?...

*

Bu kadar hırsız, müthiş bir rakam, akıl almaz bir güç, inanılmaz bir kadro...

Bu kadar geniş ve yetişmiş kadroyla kim bilir, belki devlet dahi kurulabilir.

Adı; hırsızistan...

Tek eksikleri kalır, soyulacak-yağmalanacak bir ülke ve onun üzerinde sinmiş-pısırık-akılsız bir halk.

Artık onu da siz bulup bana bildirirsiniz.
Yazarın Tüm Yazıları