Paylaş
BİZİM Pako, Gorbi ve Rok asla kavga etmezler.
Aralarında ciddi bir protokol düzeni vardır.
Pako ebat olarak çok daha küçük olsa bile, yaş olarak büyük olduğu için mi, yoksa eve önce geldiği için mi, ya da bizlerin hiçbir zaman bilmediğimiz ve bilemeyeceğimiz bir ilişki, bir statüden midir?..
Diyelim ki bir kapıdan geçilecekse, ya da yemek yenilecekse, önce Pako, biraz yaşlandığı için, biraz da romatizmalarından ağırdan ağırdan yanaşır.
Gorbi, heyecanlı ve hareketli olduğundan durduğu yerde zıplar, ama asla protokolü bozup sorun çıkarmaz.
Bir tür üçlü koalisyondur.
Dün baktım; çişlerini yaparken de protokol geçerli.
Orada bir zavallı taş var, önce Pako üzerine işiyor, sonra Rok, daha sonra Gorbi.
Birbirlerine saygılılar.
*
Ta ki mahallenin tek bağımsız ve özgür kedisi ‘‘Bayım’’, bahçenin tam ortasından, kestirmeden geçinceye kadar.
Ki bunu inadına günde birkaç kez yapar.
Protokol bozulur.
Pako, saçı başı dağınık biçimde dört bir yana doğru koşup ortalığı birbirine katarken, Rok her zamanki ağırbaşlılığı ile adeta gömleyen sesler çıkartır.
Gorbi, doğru koltuğun tepesine.
Üçlü koalisyon yara alır.
Her kafadan bir ses çıkar.
O durumlarda bendeniz ise panikten, terlik yerine ayağımı çiçek saksısına sokmaya çalışırken, karıma haykırırım:
‘‘Ne oldu, ne oldu?..’’
Karım yanıtlar:
‘‘Nankör kedi...’’
*
Ancak bunlar olağanüstü durumlardır.
Yoksa sorun çıkmaz.
Protokol işler...
Çünkü hayvanlar álemi, sandığımızın tam tersine karşılıklı uyum-anlayış ve yardımlaşma ile doludur.
Birçok evde kediler ile köpekler bile bir arada yaşıyorlar.
Bizim birbirinden ayrı ebatlarda ve ayrı cinslerde olan üç köpeğimizin uyumunu, birbirlerine olan saygılarını ve tümünün birden evimize-bize karşı sadakat ve sevgilerini görseniz şaşırırsınız.
Onun için biz onları severiz.
Onlar bizimdir, bizim...
Paylaş