Paylaş
‘‘Araştırmacı-gazetecinin iyisi, önce yazıp sonra araştırandır’’ ilkesine bağlı kalarak, önceki gün oturup bu köşeye ‘‘BM izin vermediği için İsmail Cem'in ancak kara yoluyla Bağdat'a gidebileceği’’ notunu düşmüştüm...
Ki aynı gün Hürriyet'in birinci sayfasında ‘‘İzin çıktı, İsmail Cem havadan gidiyor’’ haberi vardı.
Bu kez ‘‘Doğrular içinde en doğru, gazetecinin kendi yazdığı doğrudur’’ ilkesine sadakatle sarılarak, bunun ‘‘İsmail Cem'in sorunu’’ olduğunu düşünmedim değil...
Çelişkiyi hatırlatanlara ise ‘‘O da karadan gitseydi...’’ diyerek...
*
Ne fark eder?..
Türkiye'nin Dışişleri Bakanı arabuluculuk için, kendi toprakları üzerinde ancak süper güçten izin alarak Bağdat'a havadan gidebiliyor...
İncirlik Üssü'ndeki elin savaş uçakları ise Türkiye'den izin-mizin almadan topraklarımız üzerinden Irak'ın dört bir yanına uçabiliyorlar...
Birinci uçak barış taşıyor...
İkinciler bomba...
*
Fark etmiyor...
Türkiye henüz adını bile bulamadığı bir girişimle oyalanadursun... İncirlik Üssü'ne ABD'nin yeni yeni filoları geliyor... Uçaklardan beşi inip, otuzu kalkıyor...
Ezelden beri ABD'nin Körfez politikasını eleştiren ve şu anda iktidarda olan Ecevit karşı çıksa da fark etmez...
Gazetelerde haberler var:
‘‘İlk günlerde ABD'ye horozlanan Başbakan Yılmaz tavır değiştirdi, Saddam'a çatıyor...’’
Clinton'dan ‘‘Baba’’ya mektup geldi...
Özetle ‘‘uyarı’’ mektubu bu...
‘‘Baba'' bu işleri bilir... Okur okumaz pijama terliğini çıkartıp, Köşk'ün camından Saddam'a fırlatmasa bile, Clinton'u keyiflendirecek bir beyanatı ilk fırsatta sallayacaktır...
Bu kadar...
*
Tüm dünya, Irak'ın zavallı, yoksul, biraz da akılsız halkını bombalamanın bir yarar sağlamadığında birleşse fark etmez...
ABD'nin düdüğü düdük...
Asıl siz bakın:
Gelen son haberlere göre, Körfez macerası beklenenden çok işe yaradı, Monica sıkıntısını atlatan Clinton'a kamuoyu desteği yüzde 72'lere fırladı bile...
Gerisi fark eder mi?..
Paylaş