Paylaş
Genelde hükümetleri başkaları düşürmek için uğraşır, bu hükümetin özelliği kendi kendini düşürme eğilimi...
Ki gazetelerde sık sık yayınlanıyor:
‘‘Ecevit hemen seçim istedi.’’
‘‘Yılmaz bağımsız başbakan önerdi.’’
‘‘Cindoruk ‘Bu hükümet bitmiştir' dedi.’’
Zaten biz medya mensupları olarak hükümet ortaklarından birisini gördüğümüzde, hükümetin kendi kendini düşürmemesi için gerekeni elbette yaparız:
Diyelim ki ‘‘Ne kadar da başarılısınız...’’ diye söze girerek...
Ortak boynunu büker, dalgın ve hüzünlü bakışlarını havada gezdirerek iç çeker:
‘‘Hükümetimiz başarısız...’’
‘‘Öyle demeyin... Her şeyi nasıl da düzelttiniz... Huzur, asayiş, güvenlik, hırsızlık, rüşvet... Ekonomi ne oldu?..’’
‘‘Battı...’’
‘‘Yoo, düzeldi. Şeye de geçirdiniz...’’
‘‘Emekçilere?..’’
‘‘Hayır, vergi yasasını Meclis'ten geçirdiniz. Yani bu kadar güzel bir hükümet olur.’’
Sonra sıra gelir hükümetin düşüp düşmeyeceğine...
Ortak genelde derin elem ve keder içinde ‘‘Bu hükümet düşer’’ der.
Biz bastırırız:
‘‘Düşmez, düşmez...’’
‘‘Düşer...’’
*
Peki niye?..
Bu iktidar Türkiye’nin gelmiş geçmiş en destekli iktidarı... Arkasında sağ-sol, ordu-sivil, çalışan-patron, emekçi-sermaye, herkes var...
Niçin adam gibi ayakta duramıyor?..
Niçin her gün kendi kendilerini düşürme girişimleri ortaya çıkıyor ve niçin hükümetin gitmesi gerektiğini hükümetin kendisi ortaya atıyor?
Daha açıkçası:
Biz medya olarak hükümetin iyi gittiğini söylüyoruz da hükümet niye kötü gittiğini söylüyor?..
Niçin?..
*
Çünkü kötü gidiyor da ondan...
Hükümetin nasıl gittiği konusunda hükümete mi inanacaksınız, bize mi?..
Niçin başınızı eğip aşağı katlarda hukuku-güveni-devleti arayan halkın umutsuz çırpınışına bakmıyorsunuz?..
Ya da niçin başınızı kaldırıp yukarı katlardaki inanılmaz yağma furyasını görmüyorsunuz?..
Niçin?..
Paylaş