Nuri Bilge Ceylan’ın filminde oynamak ayrıcalık

Ünlü yönetmen Nuri Bilge Ceylan’ın son filmi “Kuru Otlar Üstüne” prömiyerini Fransa’da düzenlenen Cannes Film Festivali’nde yaptı. Gösterim sonunda 11 dakika ayakta alkışlanan filmin başrolünü üstlenen Merve Dizdar da festivalde ‘en iyi kadın oyuncu’ ödülünü kazandı. Büyük başarıya imza atan “Kuru Otlar Üstüne”nin oyuncularından Erdem Şenocak, Ece Bağcı ve Musab Ekici, Cannes’da Barbaros Tapan’ın sorularını yanıtladı.

Haberin Devamı

Nuri Bilge Ceylan’ın filminde oynamak ayrıcalık

◊ Hepiniz harika oynadınız, filmin duygusu izleyiciye aktı. Nuri Bilge Ceylan sinemamızın ikonu, onunla çalışmak nasıl bir tecrübeydi?

- Erdem Şenocak: Büyük bir şans tabii ki... Ben Nuri Bilge Ceylan’ın sadık bir izleyicisiyim, onunla çalışmak bir ders gibi... Birçok filminin hem kamera önünü hem de kamera arkasını izledim. Anadilimde böyle bir yönetmenin filmini izlemek çok büyük bir şans. Rusça Dostoyevski okumak gibi bir şey. Filminde oynamaksa bir ayrıcalıktı. Oynamadığım sahnelerde nasıl yönettiğini izlediğim oldu. Çok büyük bir şanstı.

◊ İlk kamera tecrübenizde bu projenin parçası olmak nasıldı? Bu ilk heyecanı anlatır mısınız?

Haberin Devamı

- Ece Bağcı: Nuri Bilge Hoca’nın filmlerini ve kişisel olarak duruşunu çok beğeniyorum. Böyle bir filmle başlayabilmek benim için süper bir deneyim oldu. Hoca ile çekim, onunla çalışma süreci okul gibiydi. Sadece benim için değil, hepimiz için okul gibiydi. Çok şey öğrendim, bana çok şey kattı. Sonucu da gördük. O yüzden Bilge Hoca ile çalışabilme fırsatı bulduğum için çok mutluyum.

FİLMİ İZLEDİKTEN SONRA GÖZYAŞLARIMI TUTAMADIM

◊ Bu projeye nasıl dahil oldunuz? Seçmelere girdiniz mi yoksa rol direkt size mi geldi?

- Ece Bağcı: Açıkçası, sürpriz oldu... Esasında ben kariyerime baleyle başladım sonra oyunculuğa yöneldim. Bir ajansa kayıtlıydım, oradan böyle bir audition (seçme) geldi. Hem Ayla hem de Sevim rolü için audition yolladım. Sevim rolü oldu... Benim için değişik olan şey çekimlere başladığımızda ilk sahne; benim role seçilmek için audition yolladığım sahneydi. Seçmelere yolladıktan sonra bir de gerçek halini orada çekmek tamamen farklı oldu. Çok değişik hissettirdi ve beni o kadar etkiledi ki en çok ona şaşırdım. O ilk sahneden sonra özellikle karakterim için filmde bir devamlılık oluştu. Bu yüzden ilk çekim anı benim için çok önemli bir yerde duruyor, çünkü filme seçildiğimle aynıydı.

◊ Cannes gibi dünyanın en büyük festivallerinden birinde izledik filmi. Ben de filmin prömiyerindeydim. Filmin sonunda gözyaşlarına hâkim olamadın. Fransa’da o salonda neler hissettiniz anlatır mısınız? Nasıldı Cannes’da olmak?

Haberin Devamı

- Ece Bağcı: Çok mutluluk verici. Filmi biz de ilk kez seyrettik. Nasıl bir şey göreceğiz bilmiyordum. Bir anda filmin sonuna gelince bütün her şey gözümün önünden aktı geçti, kendimi tutamadım ve ağlamaya başladım. Ağlarken de kameraya yakalandım.

Nuri Bilge Ceylan’ın filminde oynamak ayrıcalık

UZUN ZAMAN SONRA BİR LÜTUF GİBİ OLDU

◊ Musab Bey sizin de duygularınızı alabilir miyim? Cannes’da olmak nasıldı?

Musab Ekici: Bütün dünyanın bildiği uluslararası bir festivalde olmak çok güzel bir duygu. Hem çok hoş bir ayrıcalık hem de hayatın verdiği bir lütuf gibi.

◊ Peki, Nuri Bilge Ceylan’la çalışmak nasıl bir histi?

Musab Ekici: Hocayla çalışmak çok aşina olduğum ve beklediğim bir şeydi. Çünkü böyle doğal oynamak ve performansı doğal bir yerden almak konusunda yatkınlığım var. Hem seyirci olarak hem de oyuncu olarak hoşuma giden ve sevdiğim bir tarz. Hocanın sinemasını takip eden ve bu üslubu seven biri olarak böyle bir filmin içinde olmak da oynamak da çok hoşuma giden bir şeydi. Bu tarz sinemayı da seviyorum. Bu filmde dil, üslup her şey bir kavuşma gibiydi benim için. Uzun bir zaman sonra gelen lütuf gibi...

Haberin Devamı

YALNIZ HİSSEDİNCE, KENDİMİ O ÇEŞME BAŞINDA HAYAL EDİYORUM

◊ Filmin çekimlerinin çoğu Erzurum’da yapıldı, şartlar ve iklim zorlayıcıydı... Sette yaşadığınız unutamadığınız bir anı var mı?

- Musab Ekici: O sıkışmışlık duygusu, filmin de anlatmak istediği şey karın içinde çok belirginleşti. İstanbul’dan Erzurum’a arabayla gittim, üç gün sürdü yolculuğum. Ve gittikçe baharın içinden yavaş yavaş bir kapalılık duygusuna ve o sıkışmışlığın içine çekildim. Oyuncu olarak teslim olmaya, onun içinde kaybolmaya, onun içinde sarhoş olmaya ve oynamaya gidiyordum. Bu beni kapatan bir şey değil de tam tersine bana ahenk ve coşku veren bir duyguydu. Hoşuma giden de bir şeydi. Hatıraya gelirsem çok keyif aldığım bir çeşme başı sahnesi var.

Haberin Devamı

◊ Evet gerçekten çok güzel bir sahneydi.

- Musab Ekici:

O sahne benim için çok hoştu... Hava çok soğuktu, sabah 5’ti ve tahminimce hava eksi 13 derecelerdeydi. O soğukta artık elimi bile hissetmediğim bir yerdeydim... Ama bütün bunlara rağmen filmin ve hikâyenin duygusu o kadar yoğundu ki ne rüzgâr ne soğuk bana etkili oluyordu. Tam aksine o beyazlık hoşuma gitmeye başladı. Hatta sizinle bir şey daha paylaşayım bazen çok canımı sıkan bir şey olduğunda bir köşeye çekilip yalnızlaştığımda kendimi o çeşme başı sahnesinde hayal ediyorum. Keyfim yerine geliyor. Böyle güzel hatıralar bıraktı film bende. Duygusunu da bıraktı.

Nuri Bilge Ceylan’ın filminde oynamak ayrıcalık

 Filme başlarken çok tedirgin ve korkak oluyorum

Haberin Devamı

Filmin senaryosu da çok güçlü. Herhalde filme hazırlanırken sayfalarca diyalog okudunuz. Bu derece diyaloğa yönelik bir senaryoya hazırlanma yönteminiz nasıl oldu?

- Musab Ekici: Benim için bir yöntem yok. Ne yaptığımı bilmiyorum çoğu zaman. Başlarken çok tedirgin ve korkarak başlıyorum sonra bir şekilde disipline oluyorum. Sabah kalk, senaryoyu oku, ertesi gün bir kere daha oku derken gün gün hikâye belirginleşmeye başlıyor. Senaryonun hoşuma giden yanları ile açıkları arasında denge kuruyorum, bazen de kendimden bir şeyler katmaya çalışıyorum. Bir süre sonra konsantre oluyorum ve açıkçası kendimi kaybediyorum. Duygunun içinde kendimi kaybetmeyi seviyorum. Bu proje de öyle... Yolda bulduğum, önce düşe kalka sonra ona dönüşe dönüşe yaklaştığım bir iş.

- Erdem Şenocak: Hazırlık audition’la birlikte başlıyor. Aslında Bilge Hoca için çok daha önceden başlıyor bazı rollerde... Eğer sizi daha önce başka filmlerde izlediyse zaten rol için kafasında oluyorsunuz. O sizi hayal ettiyse bu işinizi biraz kolaylaşıyor.

Bu tipinizden dolayı da olabilir bu arada... Sizin o rolü yapabileceğinizi zaten biliyordur, çünkü rol için sizi hayal etmiştir zaten. Tabii bu garanti anlamına gelmiyor. Benim için de öyle oldu. Bir başka filmde Bilge Hoca’nın gözüne çarpmışım sonra audition verdim. Sonra yavaş yavaş karakterle benzerlik taşıyan öğelerimi çıkardım.

Yazarın Tüm Yazıları