×
Kaybettiği maçlarda dahi skor üretmeyi başaran, son 12 maçının 11’inde gol atmayı başaran ve klasmandaki yeri sahadaki oyunuyla hiç doğru orantılı olmayan Ümraniyespor ile son 10 maçta inanılmaz bir galibiyet serisi yakalayan, hücum ayakları son derece formda Galatasaray’ın mücadelesi daha başlamadan yüksek tempo, bol pozisyon ve bol gol vaat ediyordu, aynen öyle oldu.
G.SARAY ÜSTÜNDÜ AMA...
Maçta ilk pozisyonları yakalayan da soğuk havaya ve haftaiçi olmasına rağmen tribünleri dolduran coşkulu taraftarlar önünde skoru açan da konuk ekip oldu. Süper Lig’de en gollü sezonunu geçiren ve üst üste 3 maçtır golünü bulan Umut Nayir, bu sezonun 9. golünü daha 11. dakikada rakip filelere bırakırken sadece asisti değil, golün büyük yüzdesini de son haftaların bir diğer formda ismi Geraldo’ya yazmak gerekiyordu. Galatasaray hem oyun hem pozisyon olarak üstün olsa da önde etkili basmayı bir türlü başaramadığı için skora dengeyi ancak 32. dakikada Abdülkerim Bardakcı’yla getirebildi.
iCARDi’NiN PANENKASI
İkinci yarıda taraftarın giderek artan desteğini de arkasına alan Galatasaray, ilk yarıdan daha fazla koşup daha fazla baskı yapınca ve orta sahadaki ayakları ilk yarıya göre daha etkili oynamaya başlayınca, üstünlüğü tamamen ele geçirdi. Beraberlik golü, 59. dakikada Popov’un koluna çarpan pozisyon sonrası kazanılan penaltıda, her üç penaltısından birini Panenka olarak kullandığı bilinen İcardi’nin, takımı geride olmasına rağmen büyük bir soğukkanlılıkla kullandığı panenkasından geldi.
HEP BiR AĞIZDAN ‘AŞKIN OLAYIM’
77. dakikada Avounou’nun gördüğü kırmızı kartla 10 kişi kalan Ümraniyespor, 83. dakikada Abdülkerim’in ortasına inanılmaz bir kafa vuruşuyla golü getiren İcardi’nin golüne engel olamadı. Maç sonunda tribünlerde metroya yetişme telaşıyla boşalan koltuklar yerine hep bir ağızdan “Aşkın Olayım” şarkısını söyleyen taraftarlar vardı ve Arjantinli oyuncunun bonservisi için para toplansa, sanırım sadece bu maçta bile ödenebilirdi.
Son iki maçında, iki zorlu deplasmandan beraberlikle dönen Giresunspor, bu iki maçta da galibiyetin eşiğinden dönen taraftı. Kendi evlerinde çıktıkları dünkü maçta özellikle ilk yarıda savunmada kalmayı hiç düşünmediler ve her iki devrenin başında ellerinden geldiğince golü aradılar. Hakan Keleş’in ve Okan Buruk’un kafasındaki planlarla, sahadaki yıldızlarının çıktığı terazide, ağır basan ve yakaladığı pozisyonları skora çeviren taraf Galatasaray oldu.
GOLÜ GEÇ BULDU
Konuk takım her anlamda üstün götürdüğü, ancak golü bir türlü bulamadığı ilk yarının sonlarında, önce ligde çıktığı 9 maçta 6 gol ve 4 asistle 10 gole direkt katkısı bulunan İcardi’nin ayağından bir penaltı kaçırdı, sonra kazanılan kornerde Mertens’in ayağından sayılmayan bir gole imza attı, en sonunda da ilk yarının uzatma anlarında yine Mertens’in seken topu tamamlamasıyla devreye 1-0 önde girdi.
iKi TAKIM DA BASTIRDI
İkinci yarıda Giresunspor’un kapanacağını düşünenler de Galatasaray’ın hızla farkı açacağını düşünenler de yanıldı. Farkı ikiye çıkaran golün gelmesi için ikinci yarının ortalarına kadar iki takım da bastırdı ve gol artık iyiden iyiye Fransa Milli Takımı’na göz kırpan Dubois’nın uzaktan çok şık vuruşuyla geldi.
70. dakikada Torreira, Mertens ve Kerem çıkarken, Mata, Rashica ve Berkan’ın, 88’de İcardi yerini Gomis’e bırakırken sadece oyuncu değişiklikleriyle bile gövde gösterisi yapıyordu sarı kırmızılılar. Değişiklikleri sonrası önce ligde ilk golüne imza atan Rashica skoru 3-0 getirdi, sonra Yunus sonucu belirleyen golü kaydetti.
Geçen sezon farklı liglerde harika sezonlar geçiren iki takımı ve birbirini çok yakından tanıyan iki hocayı karşı karşıya geçiren maçta, ev sahibi Ümraniye, kaleciden dönen topu iyi takip eden Umut Nayir’ın ayağından daha 12.dakikada, herkes daha Beşiktaş maçının son penaltısını izlerken 1-0 öne geçti..
Son maçlarda hücum performansını geliştiren Recep Uçar’ın takımı, ligde Hatay ve Giresun karşısında kazandığı 4 puanlık morali, son hafta hiç beklemediği şekilde İstanbulspor’a yenilerek kaybetmenin üzüntüsüyle çıktığı maça bu golle hızlı bir giriş yaptı ve avantajını uzunca süre korudu.
LODOS FAKTÖRÜ
Deplasman fobisini bir türlü yenemeyen, Alanya karşısındaki 5-0’lık şok yenilginin yaralarını, Başakşehir karşısında alınan 1-0’lık galibiyet ve Abdullah Hoca’ya yönetimden gelen güvenoyuyla sararak bu maça çıkan Trabzon, maçın son dakikalarına kadar korkulu rüya görse de iki takım arasında kadrosu ve tecrübesiyle terazide ağır basan taraftı. Cornelius ve Nwakaeme gibi yıldızların ayrılması sonrası, geçen sezon fırtına gibi esen temposunu, bu sezon lig normallerinde bir rüzgâra dönüşen bordo-mavililer için bu maçın öngörülemeyen oyuncusu, İstanbul’un sert lodosuydu. İlk yarının sonunda auta giderken tekrar sahaya düşen top, rüzgârın bu maça ve oyun kalitesine ne denli etki ettiğini gösteren çok net bir andı.
UZATMADA 3 GOL
90 dakika boyunca fazla pozisyon üretmeyen maç, tam böyle bitecek derken, ikinci yarıdaki oyuncu değişiklikleri sonrası, son dakikalarda defans oyuncusu Vitor Hugo’yu bile gol aramaya yollayan Abdullah Avcı’nın dokunuşuyla önce beraberliğe, sonra Yusuf Yazıcı’nın ayağından galibiyete taşındı. Bakasetas’la bir penaltı kaçıran Trabzon, maçın uzatma dakikalarına 3 gol sığdırdı. Kazanılan ikinci penaltıyı gole çeviren Yusuf ve Maxi Gomez skoru belirledi. Ümraniye, birkaç dakikayla kaçırdığı turun hesabını ağır ödedi.
Futbolda Galatasaray ile Fenerbahçe erkek takımları arasında oynanan derbiden sadece bir hafta sonra, bu defa kadın takımları Turkcell Kadın Futbol Süper Ligi B Grubu’nun zirve mücadelesini yakından ilgilendiren maçta, Florya Metin Oktay Tesisleri’nde buluştu. İki grupta oynanan ve kendi gruplarının ilk dört sırasını alan takımları play-off’ta buluşturacak ligin B grubu’nda lider Ankara Büyükşehir Belediyesi FOMGET’in arkasında ikinci sırada bulunan Galatasaray’ın, sezonun ilk devresinde Beylerbeyi Stadı’nda oynanan derbiyi son dakika golüyle 3-2 kazanmış olması bu maça konuk ekip açısından bir rövanş niteliği de kazandırıyordu.
iLK GOLÜN SANTRASI BiLE YAPILAMADI
İlk 45 dakikada hem topun hem oyunun hakimiyeti sarı kırmızılı takımdaydı. Fenerbahçe duran toplar ve kontrataklarla etkili olmaya çalışsa da kaleci Handan’ın çıkardığı tek bir pozisyon dışında etkili olamadı. Galatasaray ilk yarının uzatma dakikalarında, 45+3’te gol kraliçeliğinde iddialı oyuncusu Yağmur Uraz’la golü buldu. İlk yarıdaki derbide de Yağmur galibiyeti getiren golü atan isimdi. Golün santrası bile yapılmadan devre bitti.
iKiNCi YARIDA FENERBAHÇE DAHA ETKiLiYDi ANCAK...
Ligin devre arasında takıma katılan üç yabancı oyuncusuyla sahada olan Fenerbahçe, ikinci yarıda daha etkili olmaya çalışsa da ikinci golü, bir diğer skorer oyuncusu Ebru Topçu’yla 62’de yine ev sahibi takım buldu. Karşılaşmanın geri kalan kısmında başka gol olmadı ancak bu derbi mücadelesinin televizyondan canlı yayınlanması aslında iki takımın ve kadın futbolunun galibiyetiydi belki de.
Zirvenin ilk iki sırasında yer alan iki takım arasında, iki takımın da galibiyet için sahaya çıktığı, yüksek tempolu, zevkli ve heyecanlı bir maç izledik. İki takım da pozisyonlar yakaladı, iki takımın da gole yaklaştığı anlar oldu. İki takım adına da son vuruşlarda daha etkili olunsa, skoru başka türlü hale getirecek yeteri kadar pozisyon da başta gününde Muslera, kaleciler tarafından engellendi. Dolu tribünler, etkileyici koreografi, kartlar ve zaman zaman gergin anları da sayarsak bir derbiyi derbi yapan her unsur yerli yerindeydi.
SANTRFORSUZ 11’LE ÇIKTI
İcardi ve Torreira’dan yoksun kadrosuyla, hızlı adamlarıyla, kanatları iyi kullanarak ve defanstan hızlı çıkarak sonuç almayı hedeflediği bir taktikle sahaya çıktı Galatasaray. Maçın ilk anlarındaki bocalamayı hızlı atlattı, santrforsuz ilk onbirini, birkaç pasla çok hızlı çıkılan kontrataklarla doğru kullandı. Fenerbahçe, dönen toplarla aynı hızda Galatasaray kalesine inse de yakaladığı pozisyonlarda gününde Muslera’yı aşamadı. İlk yarıda topun hakimiyeti Fenerbahçe’de, oyunun hakimiyeti Galatasaray’daydı. Serbest vuruşta Oliveira’yla aradığı gole kavuştu konuk ekip. İlk yarı bu skorla bitti.
iCARDi TAM ZAMANINDA GiRDi
İkinci yarıda oyuna denge getirdi Fenerbahçe. 53. dakikada Crespo’yla, 67. dakikada Osayi-Samuel’le gole çok yaklaştıysa da skorun değişmesi için oyuncu değişiklikleri ve İcardi’nin oyuna girmesi gerekti. İkinci gol, en iyi gününde olmayan Kerem’le İcardi’nin paslaşmasından geldi. Savunma arkasına sarkan Kerem’den seken top Icardi’nin önüne düşünce Kerem’e asist olarak geri döndü.
EN VERiMLi 15 DAKiKA
Oyuna 68. dakikada giren İrfan Can Kahveci, 86. dakikada Dubois’ya yaptığı faul sonrası VAR incelemesiyle kırmızı kartı görünce Fenerbahçe eksik kaldı. Maçın skorunu belirleyen gol İcardi’nin sol çaprazdan yaptığı vuruşta geldi. Galatasaray uzun zamandan sonra Kadıköy’den net bir skorla döndü ve üst üste 7. galibiyetini almış oldu. İcardi 15 dakikada bir gol ve bir asistle belki de kariyerinin en verimli çeyrek saatlerinden birini geçirdi.
Süper Lig’de oynadığı son beş maçı kazanan ve evindeki bu maçı da kazanarak hem bu sezon ligde peş peşe altı galibiyet alan ilk takım olmak hem de Fenerbahçe derbisi öncesi puan kaybetmeden yoluna devam etmek isteyen Galatasaray, hepsi ilk 11’in ağır topu Icardi, Oliveira, Torreira ve Boey’den oluşan oldukça iddialı sakat ve cezalı kadrosunun yokluğunda ve ceza sınırındaki isimlerin tedirginliğinde başladığı maçta ilk golü de erken yiyerek yaşadığı şoku hızlı atlattı.
GOMİS GÖREVDE!
Berkan-Taylan’ı tek insan zannederek geçirdiğimiz koca bir sezon sonrası, ikisini farklı takımlarda görmek ilginçti. Ankaragücü’ne kiralık giden Taylan, kendini hatırlattığı erken golünü çok da coşkulu kutlamadı. Sadece 10 dakika sonra gelen beraberlik golü geçen hafta Sivasspor galibiyetini getiren Barış Alper Yılmaz’a; maçın skorunu belirleyen ikinci gol de bu sezon attığı gollerle takımına en çok puan kazandıran oyuncu, görev aldığı hiçbir maçta takımını hayal kırıklığına uğratmayan Gomis’e yazıldı.
Hücumda istediğini öyle ya da böyle alan ama genel takım defansında hala açıklar veren, maçın özellikle son bölümlerinde soğuk terler döken sarı-kırmızılıların ikinci yarıdaki düşüşü, takımın eksikliğinden mi yoksa üç günde bir maç yapmanın yorgunluğundan mı yaşadığını anlayamadan maç bitti ve Galatasaray derbi öncesi liderliği korudu.
Hafta arası mesaisiyle geri dönen lige ve aniden bastıran soğuğa uyum sağlamaya çalıştığımız günlerde, İstanbul’un Ağustos ayında bile soğuk, Temmuz ayında bile esen Olimpiyat Stadı’nda, rüzgârın belirleyici faktör olduğu bir ortamda, son maçta Fenerbahçe karşısında önemli bir galibiyet alan ve haftalar sonra geçen sezonu anımsatan bir futbol ortaya koyarak şampiyonluk adayları arasında ben de varım diyen Trabzonspor ile dört haftadır galibiyet yüzü görmeyen Vavacars Karagümrük karşı karşıya geldiler.
TRABZON AĞIR BASIYORDU
Kağır üzerinde düşme hattına fazlaca yakın ve transfer ihtiyacı artık iyiden iyiye kendini belli eden Karagümrük önünde, zorlu derbide elde ettiği avantajı kaybetmek istemeyen ve Visca’nın iyileşmesiyle hücum etkinliği artan Trabzonspor ağır basıyordu. Ancak maçın dengesi daha 6. dakikada Vitor Hugo’nun hatalı pasında çıkarken topu kaptıran ve Ozdoev’in erken golüne engel olamayan Trabzon aleyhine bozuldu.
DENGE BİR ANDA DEĞİŞTİ
Maç boyu topla oynama üstünlüğü elden bırakmayacak Trabzonspor, Bartra’yla 20. dakikada skora dengeyi getirdi. İki takımın pozisyon üretmekte zorlandığı dakikaların sonunda, tam da bu devre böyle biter derken bu sezon 11 golde payı bulunan İtalyan forvet Borini’nin ayağından bu maçın ikinci, Borini’nin bu sezonki 9. golü geldi. Maçın dengesini asıl değiştiren ilk yarının uzatma dakikalarında Borini’yi durdurmak isteyen Bartra’nın gördüğü kırmızı kart kadar, uzun süre sakatlık yaşadığı omzunun üzerine düşerek sakatlanan Visca’nın oyunu terk etmesi oldu kuşkusuz.
KADROLARI EŞİTLENDİ AMA
Bu sakatlık sonrası oyuna denge, Karagümrüklü Colley’nin de oyundan atılmasıyla geldi ancak Pirlo’nun takımı geriye çekme gibi bir niyeti yoktu. Kendi kalesindeki pozisyonları Batuhan’ın inanılmaz performansıyla engelleyen Karagümrük, önce 67. dakikada Ricci’yle, sonra 87’de Kouassi’yle Trabzonspor’un uzun zamandır görmediği bir skora imza attı.
Haftaiçi kupada Keçiörengücü karşısında 1-0 kazansa da oyun olarak Dünya Kupası’na girerken bıraktığımız noktanın oldukça uzağında bir görüntü çizen Galatasaray’a, lider olma şansı taşıyan bu maçı ligdeki hangi takımla oynamak isteğini sorsaydık muhtemelen İstanbulspor cevabını verirdi. Fatih Tekke’nin takımın başına geçmesi sonrası hedefledikleri değişim sürecine giremeyen konuk ekip, yeni teknik adamın takımın başında çıktığı tüm maçları kaybederken Topalli ve Ethemi’nin performansıyla fazla doğru orantılı bir performans sergiliyor. Bu maçta da Gomis ayağından hızla 2-0’a gelen skorun daha açılmasını Danimarkalı kalecisi Jensen’le sağladı.
ÖNEMLi EKSiKLERE RAĞMEN
Galatasaray, kaledeki güvencesi Muslera, Süper Lig’de oynadığı son 4 maçta 7 golde katkısı bulunan İcardi ve takımın beyni Oliveira’nın maçın büyük bölümündeki yokluğuna rağmen çok değerli bir üç puanı, maçın son bölümünde bire inen farkın yarattığı tedirginliğe ve kalesindeki net pozisyonlara rağmen almayı başarsa da futbolu kadar, takımın hırsı ve oyun coşkusu konusunda da gelişmeye ihtiyacı olduğunu gösterdi.
Sarı kırmızılı takım yakaladığı fırsatları sonuçlandırma konusunda daha becerikli olsaydı, maçın son anlarındaki heyecanı yaşamaz ve liderlik koltuğuna daha rahat yerleşebilirlerdi.