Eveeet, bu hafta bu mühim sorunun cevabını arıyoruz. İnsan ‘Parası neyse vereceğim’ deyip, alışveriş yapmak üzere, kendi rızasıyla kapısından içeri girdiği bir mağazadan, arkasına bile bakmadan neden kaçar?
Bu köşe kendine alışveriş alışkanlıklarını, sorunlarını ve yeniliklerini konu edindiğinden, cep telefonuna acil bir çağrı geldi, deprem oldu, yangın çıktı, Çeçen teröristler mağazayı bastı gibi cevaplar kapsam dışındadır.
İşte geriye kalan ihtimaller:
İnsanın böğründe zonklayan müzik yayını: Özellikle gençlere hitap eden mağazalarda yapılan müzik yayınına dayanmak bazen hayli güç oluyor. Ne satış görevlisine sesinizi duyurabiliyorsunuz, ne de alışverişin keyfi kalıyor. Bir de kasadaki görevlinin keyfine göre müzik çalınan mağazalar var ki, daha da ölümcül sonuçlar doğurabiliyor.
Kasa önündeki sıra: Elinizdeki ürün ‘Ya alınacak, ya da alınacak’ aciliyetinde değilse, bekleyip sinirlerinizi bozduğunuza değmez. Muhtemelen önünüzdeki herkes kredi kartıyla ödeyecek, pos makinesine bankadan bir türlü onay gelmeyecek, en az iki kişi hediye paketi isteyecek. Yok, valla kendinizi yıprattığınıza değmez. Bırakın elinizdekileri, hemen kaçın.
Soyunma kabinlerindeki sıra: En az kasa önündeki sıra kadar bezdirici olabilir. Üstelik sizden daha şanslı olup, bir kabin kapmış olanların ne kadar ağır davrandığını gördükçe dudaklarınızı kemirmeye başlarsınız. Ayrıca soyunma kabinlerinde bu kadar sıra varsa, görevliler kabinleri boşaltmaya yetişemiyor demektir ki, sıra gelip de kendi seçtiklerinizi denerken asacak yer bulamazsınız.
Depoya bakayım deyip ortadan kaybolan satış danışmanı: İnsan bir satış görevlisinin arkasından ne kadar süreyle bakakalabilir ki! Üç dakikadan fazla zaman vermeyin.
Her giydiğinize çok yakıştı diyen satış danışmanı: Allah’ın ayrıcalıklı kullarından değilseniz, böyle bir durum söz konusu değil. Dolayısıyla ortada bir sahtekarlık var demektir. Eve gittiğinizde pişman olabilirsiniz, hemen kaçın.
Kendini markanın yaratıcısı veya dükkan sahibi sanan satış danışmanı: Genellikle ünlü ve pahalı markaları satan mağazalarda karşınıza çıkarlar. Sizin, bu nadide markaya sahip olabilecek düzeyde olup olmadığınızı şıp diye anlayıp, ona göre muamele yaparlar. Aşağılık kompleksi yaratabilir, dikkat.
Birbirine pas eden kasa görevlisi: Özellikle çok katlı, bol departmanlı mağazalarda karşılaşırsınız. Sizi tilt makinesinin topu gibi, elinizde satın alacağınız eşyalarla bir kasadan diğerine gönderip dururlar. Uzun vadede baş dönmesi yapabilir.
Müşteriyi 1. dereceden akrabası sanan satış danışmanı: Abla, yenge, abi, amca gibi akrabalık hitapları kullanarak sizinle sıcak bir diyalog kurmaya çalışırlar.
Flört ederek sizi alışverişe zorlayan satış danışmanı: Erkeklerin bu tuzağa daha kolay düştükleri tecrübe ile sabittir. Alışveriş yapmazlarsa, kadın satış danışmanına ayıp olacağını düşünürler. Kendini güzel hissetmeye ihtiyacı olan kadınların ruh durumunu acımasızca sömürürler. Kendinizi sömürtmeyin.
İkazcı satış danışmanı: Çoğunlukla pasif agresif bir tutum sergileyerek, etrafı çok dağıtır veya hoşlarına gitmeyen bir şey yaparsanız öfleyip, pöflemeye başlarlar. Genellikle rafta katlı duran kazakları açtığınızda karşılaşırsınız.
Melankolik satış görevlisi: Peşinizi bir an olsun bırakmayan satış danışmanına kıyasla ehven-i şer diyebiliriz. Ancak sorulan sorulara cevap almak mümkün değildir.
Soyunma kabininden içeri başını uzatmaktan kendini alamayan satış danışmanı: En korkunç maddeyi, en sona sakladım. Soyunup giyinmek konusunda yeterince hızlı değilseniz, denediğiniz jean’in üzerinize oturup oturmadığını değil ama iç çamaşırlarınızı gösterebilirsiniz.