Diyarbakırlı kadınlar vekaleten değil hür iradeyle oy kullanmak istiyor

Hürriyet Treni, tam bir hafta önce Diyarbakır’daydı. En coşkulu karşılamalardan biri burada yaşandı çünkü herkesin anlatacak bir şeyi vardı.En çok da Sur Belediyesi Başkanı Abdullah Demirbaş’ın. O, kadınlar için çalışan bir erkek. Belediyenin personel sözleşmelerine ilk kez eşe şiddet maddesini koyan, Kadın Akademisi’ni kuran o. Daha iki yılını doldurmayan Akademi, gözle görülür, elle tutulur sonuçlar almaya başlamış

Diyarbakır’da her yüz kadından 40’ı 18 yaş ve altında evlendiriliyor.
Evliliklerin yüzde 27’si birinci dereceden akrabalarla gerçekleştiriliyor.
Her 100 kadından 51’i, eşinden şiddet görüyor.
Küçük yaşta, görücü usulüyle ve resmi nikahsız evliliklerde kadınlar daha çok şiddete maruz kalıyor.
Şiddet gören kadınların yüzde 52.4’ü bir daha dünyaya kadın olarak gelmek istemediğini söylüyor.
Şiddet görmeyen yüzde 38 de dünyaya bir daha kadın olarak gelmek istemiyor.
Eder sana yüzde 90.4.
Demek ki kadın olmaktan şikayeti bulunmayanların oranı sadece yüzde 9.6.
Bunlar; Bağlar Belediyesi, Diyarbakır Kadın Akademisi ve Bağlar Kadın Kooperatifi’nin katkılarıyla A&G Araştırma Şirketi’nin gerçekleştirdiği Diyarbakır’ın Şiddet Araştırması’nın sonuçları. Yaklaşık üç ay önce açıklanmıştı.
“Dünyaya bir daha gelsem, kadın olarak gelmek istemezdim!”
Bir kadın varlığıyla, kimliğiyle, hayatta durduğu yerle ilgili daha ağır, daha yaralayıcı bir şey söyleyebilir mi?
Oysa doğduğuna çoktan pişman olmuş Diyarbakırlı kadın, öyle çok fazla bir şey istemiyor. Akşam 9’dan sonra sokakta rahatça yürümek, çocuğunu parka götürebilmek, yer yer dizine kadar yükselen kaldırımlarla boğuşmadan sokakta dolaşmak, oy kullanabilmek, o oyu kendi seçtiği isme atabilmek istiyor.
Nereden mi biliyorum?
Sur Belediyesi tarafından kurulan ve 2009 yılı sonlarında faaliyete geçen Diyarbakır Kadın Akademisi başkanı Gülbahar Örmek anlatıyor. Akademi’nin başında ondan önce Mülkiye Birtane vardı. Şimdi Kars’tan bağımsız milletvekili adayı ve seçilirse Kars için bir ilk olacak.

ŞİDDET UYGULAYANLARDA DÜŞÜŞ

Kadın Akademisi de, tıpkı belediye personeli sözleşmelerine konan eşe şiddet maddesi gibi, Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş’ın işi. Eşini döven personele yaptırım uygulanması ilk kez Sur Belediyesi’nde başlamış, sonra BDP’nin tüm belediyelerine yayılmıştı.
Hürriyet Treni’nde ilk sözleşmenin hikayesini anlattı Abdullah Demirbaş:
“2005 yılında bir personelin eşi, yanında iki çocuğuyla bana geldi. ‘Başkanım benim eşim bahis işine bulaştı. Alacaklılar kapımıza dayanıyor. Kocam borcu ödeyemediği için bana ve çocuklarıma şiddet uyguluyor. Alacaklı en son ya kocan bu borcu ödeyecek ya da ben seni götüreceğim dedi’ dedi. Beynimden vurulmuşa döndüm. Çağırdım personeli. Muhasebecimizi de çağırdım. Maaşınının büyük bölümünü karısına vereceğine dair kağıt imzalattırdım ve notere de tasdiklettirdim. Borçlarını da düzenledik. Bir yıl sonra eşiyle geldi, teşekkür etti. Sayenizde ailemiz kurtuldu, dedi. Eşine sordum doğru mu diye, doğru. Bu olaydan sonra 2006’da sözleşmeye işte o ilgili maddeyi koymaya başladık. Bizim yaptığımız meşru ve haklıdır. Biz bu madde sayesinde kadına yönelik şiddetin önünü aldık. İtiraz eden de çıkmıyor. Bu madde sayesinde, bugüne kadar şiddet görüp söyleyemeyen kadın şimdi çıkıp söylüyor. Erkek kendisine yaptırım uygulanacağını bildiği için duruyor.”
Uygulama başladığında eşine şiddet uygulayan erkek personel sayısı 10’ken şimdi 3’e inmiş. Tabii bu sadece eşlerinin ortaya çıkıp şiddet gördüğünü açıkladığı personelin sayısı. Gerçek sayıyı bilmek mümkün değil.

AKADEMİNİN ÜÇ PROJESİ

Kadın Akademisi’nin amacı, kadınla ilgili sorunları daha akademik incelemek. Kadınlara ama özellikle erkeklere cinsiyet eşitliği üzerine eğitimler veriliyor. Belediye personelinin yaklaşık üçte biri burada eğitimden geçmiş. Eğitim alan erkeklerin davranış biçiminde büyük değişiklikler oluyor.
Akademide halihazırda yürüyen üç proje var: Kadının Siyasetteki Yeri, Evden İstihdama Geçiş Nasıl Sağlanır ve Kadın Kenti Yaratma Konusunda Kadının Beklentileri. Üçü de Sur Belediyesi sınırları içindeki mahallelerde yaklaşık dokuz aydır devam ediyor. Şu ana kadar binden fazla kadınla yüzyüze görüşmeler yapılmış, bu sayının 2 bin 500’ü bulması hedefleniyor.
Gülbahar Örmek, “Siyaseti sadece erkekler yapmıyor, kadınlar isterse aktif olarak yer alabilir. Dünya modellerini anlatıyoruz. Zor olmadığını gösteriyoruz. Diyarbakır’daki kadınların yüzde 70’i sadece Kürtçe biliyor. Kalanların Türkçesi de çat pat. O yüzden Kürtçe konuşuyoruz” diyor.
Bölgelerindeki beş seçim bürosunda 114 kadın çalışıyor. Hepsi ev kadını, gönüllü olarak günde birkaç saat ayırıyorlar. Bazılarının okuma yazması bile yok. İlçe yönetiminde dahi okuma yazma bilmeyen anneler var. Seçim bürolarında çalışan kadın sayısı, 2009 seçimlerinde sadece 38’miş.
“Köylerde kadınlar oy kullanmak nedir, bilmezler. Ömründe sandığa gitmemiş olanlar var. Onların yerine kocaları, oğulları, sözü geçenler kullanır. 10 yıl evvel Diyarbakır da böyleydi. Şimdi köyler de değişecek. Kadını sandığın başına götürmeye çalışıyoruz” diye anlatıyor Örmek.
Çalışmalarının tuhaf bir sonucu da olmuş. Geçen yıl referandum için Diyarbakır’da sandık başına gidenlerin yüzde 80’i, Sur Belediyesi bölgesinde yüzde 90’ı kadınmış. Fakat sebebi yine kadınların hür iradelerini kullanmaları değil. BDP’nin boykot kararı yüzünden çevresinden çekinip sandığa gidemeyen erkekler, yerlerine eşlerini göndermiş. Oy erkeğin oyu yine yani.

48 KADIN AYDA 900 LİRA KAZANIYOR

En somut sonuçların alındığı çalışma; evden istihdama geçiş. Üç ayrı iş dalı yaratmışlar evdeki kadınlar için. Bir grup ekmek yapımı, bir grup mantar yetiştiriciliği, bir grup da kına geceleri için süslü keseler yapıyor. 48 kadın bu yolla para kazanıyor. Ücretler birbirine eşit tutulmuş. Günde 30-33 lira kazanıyorlar ki, Diyarbakır için bu iyi bir rakam. Bu kadınların hiçbirinin kocasının düzenli bir işi yok. Bu yüzden kocalara da cinsiyet eşitliği eğitimi veriliyor ki, evde sorunlar yaşanmasın.
Diyarbakır Kadın Akademisi’nin akademik desteğe ihtiyacı var. Ekonomik olarak da kendi ayakları üzerinde duramıyor henüz. Eğitim için gelen akademisyenlerin masraflarını ya kişiler kendileri ya da belediye karşılıyor. Sınıflarında bilgisayar sayısı yetersiz. Sahaya inerken profesyonel anlamda anket çalışması yapamıyorlar. Anketleri kendileri hazırlıyorlar. Çünkü bu işin uzmanları en az 20 bin lira istiyor. /images/100/0x0/55eaf79cf018fbb8f8a249d2

DAHA 26 YAŞINDA

Gülbahar Örmek 26 yaşında, Dicle Üniversitesi muzunu. İki yıl ziraat mühendisi olarak çalıştıktan sonra, Yerel Gündem 21 projesiyle siyasete atıldı. Şu anda hem Sur Belediyesi Başkan Yardımcısı, hem de Kadın Akademisi yöneticisi. Güne, çoğumuz daha uykudayken başlıyor. Hava kararana kadar sahada, kadınları ziyaret ediyor. Evde istihdam yaratma projelerinden biri olan mantar yetiştiriciliği üzerine de eğitim veriyor.
Yazarın Tüm Yazıları