Alışveriş merkezlerinin altın çağı sona eriyor

Daha önce Paco Underhill’den birkaç kez bahsetmiştim. Müşteri davranışları konusunda uzman olan Underhill’e alışveriş sosyoloğu da deniyor. Yirmi yıldır insanların alışveriş alışkanlıklarını inceliyor.

Underhill’in Alışveriş Merkezleri Nereye Kadar adlı kitabı Türkçe’ye çevrildi. Soysal Yayıncılık’tan çıkan kitap, ABD merkezli olmak üzere dünyanın pek çok yerindeki alışveriş merkezini inceliyor.

Bugün bildiğimiz anlamda alışveriş merkezi denen şey, Amerikalıların icadı. Bizde bu merkezlerin pek çoğu şehrin göbeğinde yer alır, ancak Amerika’da insanların kenti bırakıp, banliyölere taşınması ile ortaya çıkmış. Kısa zamanda da alışveriş olanağı sağlamanın çok ötesine geçip, kamusal alanların en önemlilerinden biri haline gelmiş. Öyle ki, bir dönem alışveriş merkezlerinde protesto gösterileri düzenlenip düzenlenemeyeceği bile tartışılmış.

Kitapta 24 konu başlığı var. Bu başlıklar altında erkeklerin alışveriş alışkanlıklarından tutun da, kadınların vitrin bakarken hangi tempoda yürüdüğüne değin pek çok tespit bulmak mümkün. Kendinize dair pek çok ipucu bulabilirsiniz.

Yazar, final bölümünde alışveriş merkezlerinin altın çağının sona erdiğini öne sürüyor. Artık hiçbir zaman eskisi kadar parlak, çekici ve güzel görünmeyecekler gözümüze diyor.

Bu tespit ABD için geçerli olabilir. Orada alışveriş merkezleri, Türkiye’dekinin en az iki katı bir geçmişe sahip. Bizde ilk ortaya çıkışları yaklaşık 15 yıl önce olmuştu. Ataköy Galleria açıldığında yaşanan heyecanı hálá hatırlıyorum. Gelecekte bizim için de eski cazibeleri kalmayabilir ama şu an için ‘tarih oldular’ demek imkansız. Ama zaten hiçbir zaman alışverişin en önemli mecrası da olmamışlardı. Çünkü bizim Amerika’ya göre çok daha sağlam bir çarşı-pazar geleneğimiz var.

Kitabın her sayfası ilgi çekici verilerle dolu. Birkaç tanesini buraya aldım:

Müşteri mağazaya girdikten sonra, satış elemanının ilk 30 saniye içinde kendisine yaklaşması halinde korkup mağazadan kaçacağı kanıtlanmış gerçek.

Kozmetik ürünleri kolay kolay indirime girmiyor. Çünkü kadınlar ucuz ürünün yeterince kaliteli olmadığını düşünüyor. Firmalar bu yüzden indirim yerine hediye uygulamasını tercih ediyor.

Kadınlar sevgili ve kocalarının beden numarasını biliyor ama erkekler kendilerininkini bile bilmiyor.

Büyük mağazalarda parfümeri bölümünün kapıya en yakın noktada durmasının sebebi tarihsel. Otomobil olmadığı dönemlerde at pisliğinin kokusunu bastırmak için parfümler kapıya yakın konurmuş.

Bir insanın alışveriş merkezinde geçirdiği zaman ile orada harcadığı para doğru orantılı.

Kitaptaki 12. bölümün adı ‘Eller Serbest’. Alışveriş merkezine eli kolu dolu gelen birinin çok daha az alışveriş yapacağını anlatıyor uzun uzun. Hani ben haftalardır, kapı girişlerine kilitli dolap koyun diyorum ya, artık arkamda Paco Underhill desteği de var. Beni dinlemiyorsanız, onu dinleyin bari.

Amerika’daki bazı merkezlerde kilitli vestiyer dolaplar varmış, ancak 11 Eylül’den sonra güvenlik gerekçesiyle kaldırılmış. Yazarın bunların yerine önerisi ise, mağazaların hepsinde kullanılabilecek, şık alışveriş arabaları. Eh, bu da fena fikir değil.
Yazarın Tüm Yazıları