Elimde sıcak sıcak, dumanı üzerinde bir kitap var. Alman araştırmacı Wolfgang Hars’ın hazırladığı ‘Neden Sarışınlar Saf, Erkekler Çapkın Olur?’.
Omega Yayınları’ndan çıkan kitap, kadın-erkek arasındaki ilişkileri belirleyen önyargı ve efsanelerin doğruluk payını araştırıyor. Wolfgang Hars, kitabı yazmaya arkadaşıyla girdiği ve kaybettiği bir iddia üzerine karar vermiş. İşte yerle bir olan birkaç efsane:
Kırkın üzerindeki bir kadının eş bulma şansı kaplan tarafından yenme riskinden daha düşük değil, ince kadınlar dolgun kadınlardan daha çekici bulunmuyor, erkekler doğal olarak çok eşli yaratılmıyorlar, sarışınlar aptal ve kadınlar matematikte erkeklerden daha başarısız değil. Elbette doğru olduğu ortaya çıkan bazı önyargılar da var. Erkeklerin doğru yolu sormaktansa, etrafta deli gibi dolaşmayı tercih ettikleri gibi. Bir de kadınlar hakikaten erkeklerden daha kötü park ediyorlarmış.
Kitapta alışveriş bağımlılığıyla ilgili bir bölüm de var. Kendinden geçerek alışveriş yapan kadının bağımlı olduğu yargısını doğruluyor:
Amerikalı psikolog Ronald Faber, aslında kendisine hiç lazım olmayan şeyleri bile alan kadınların neurotransmitter dengesizliğinden mustarip olduğunu bulmuş. Bu küçük ileti maddeleri beyinde bir sinir hücresinden diğer sinir hücresine bilgi aktarımından sorumluymuş. Bozulmuş bir denge, ruh halinde gelgitlere yol açıyor ve kadınlarda sanki bağımlı gibi bir alışveriş davranışını harekete geçiriyormuş. Bağımlılık sahibi olanlarda yapılan hormon araştırmaları sonucunda alışveriş tutkusuna kapılmış kadınlarınkine benzer değerler tespit edilmiş. Pahalı bir elbisenin, takının ya da kozmetik ürünün alınmasıyla ve satış elemanıyla yoğun bir konuşmayla bu kadınların ruh halleri üzerinde kısa vadeli bir iyileşme oluyormuş. Bu olumlu duygu, beynin biyokimyasını tekrar dengeliyormuş. Fakat maalesef bu dengelenme hali kısa vadeli. Tedavi edici etkiler hızla uçup gidince, bir sonraki alışveriş krizi tutuyor.
Yazar aynı konuda erkeklerle ilgili bir araştırmanın da yapılması gerektiğini belirtmiş. Ben mevcut araştırma niye sadece kadınlar üzerinde yapılmış onu anlamadım. Erkek beyninde neurotransmitter maddesi bulunmuyor mu acaba?
Bob Ross tarikatına üye olanlara müjde
‘Eveet, şimdi şuraya kocaman mutlu bir ağaç yapalım. Kimbilir belki dalları arasında küçük sevimli bir sincap yaşıyordur’ cümlesiyle ve van dyck kahvesiyle tanıdığımız Bob Ross’tan bu köşede daha önce bahsetmiştim. Resme merak saran emekliler ve hevesliler arasında pek popüler olan Bob Ross’un adıyla açılmış kurslar var ülkemizde. Bu kursları bitiren yüzlerce insan bulunuyor. TRT 2’de yıllardır izlenen programında kullandığı boyaları da kendi markası altında satın alabiliyorsunuz. 2006 Şubat başında Bob Ross kurslarında eğitim alanların resimlerinden oluşan bir sergi de açılacak Lütfi Kırdar’da.
Bob Ross sektörü yeni çıkan bir ürünle daha da renklendi, müritlerine duyurulur. Meğer uzun zamandır, üstadın tekniklerini anlattığı bir VCD hasreti çekilmekteymiş. Art Boya adlı şirket, yarından itibaren Türkçe Bob Ross VCD’lerini piyasaya sürüyor. Dört farklı set bulabileceksiniz. Hepsinin içinde VCD’lerin yanı sıra bir de kitapçık bulunuyor. Fiyatları 29.95 YTL. Bob Ross atölyelerinden, kırtasiyelerden veya kitapçılardan ısrarla isteyiniz.