Paylaş
Ne yazık ki o hastalıkları kendi kendimize yenecek gücümüz kalmıyor. İlaçlara sarılıyoruz önce. Avuç avuç ilaç içiyoruz. Ben de tam böyle bir sarmalın içindeyken hafif sinyaller hissettim bedenimde. Sonra doğru doktora. Meğer bedenim tam zamanında bana göndermiş sinyalleri. Verilemeyen kiloların, aç kalınca titreyen ellerin, tansiyon düşmelerinin, baş dönmelerinin bir nedeni varmış. Kan tahlilleri şeker hastası adayı olduğumu gösteriyordu ki; zaten yaşam biçimim de bunu doğrular nitelikteydi. İnsülin direncim yüksek çıkmıştı. Bir yandan diyet, spor ve ilaç programı başladı.
İşte reçetem
İşte tam bu sırada “Reçeteni bulduk” diye yetiştiler imdadıma! Kemalpaşa’ya doğru yola çıktık hemen. Bir an başka bir dünyaya doğru gittiğimizi düşündüm. 10-15 dakika sonra cep telefonu sinyalleri kesildi. Gökyüzünü kapayan heybetli ağaçların ve daracık yolların sonunda masalları anımsatan bir vadide bulduk kendimizi.
Burası neresi mi?
Burası Vedat Akar’ın hayallerini gerçekleştirdiği Yaşam Vadisi... Şehirden, sizi strese sokan insanlar ve araçlardan uzakta, başka bir dünya burası. Film setlerini, ya da masal karelerini anımsatan huzurlu bir yer. Öyle el değmemiş ki; yere düşen yapraklar kapkalın olmuş, sadece resimlerde gördüğünüz dağ çiçekleri dekorun parçası gibi durmuş.
Peki burada ne mi yapıyorsunuz?
Dış dünyanın bedeninize yüklediği her şeyden arınıyorsunuz. Dolayısıyla hastalıklarınızı yenmeyi, hasta olmamayı öğreniyorsunuz.
Nasıl mı? İşte onu da Vedat Akar anlatıyor...
Batı doğu sentezi
Hem eczacılık, hem de fizyoterapi eğitimi alan Akar, Kavaklıdere Köyü yakınındaki Yaşam Vadisi’nde, batı ile doğu tıbbını sentezleyerek bir program oluşturmuş. Kendini buna adamış. Hem eczacı olup hem de ilaç kullanmaktan uzak durma inancının nedeni Vedat Bey şöyle anlatıyor: “Şu anda benim tekniklerimi uygulayan kişilere bakarsak, en çok eczacı, sonra doktor görebilirsiniz. İlaç olmadan hastalıkları iyileştiremezsiniz.
Ama her ilacın maalesef çok büyük zararı da var. Bunu en iyi bilenler eczacılar ve doktorlar olduğundan onlar hastalanmamak için bu teknikleri uyguluyor.”
Önce doğru solunum
Yaşam Vadisi’ndeki programı üç başlığa ayırıyor: Doğru beslenme, doğru nefes alıp verme ve organları hareket ettirme. Son iki yöntem medikal yogayla öğreniliyor. Vedat Bey dört seansta bu teknikleri öğrenip hastalanmadan yaşanabileceğini söylüyor: “Yoga solunum, fiziksek egzersizler ve düşünce yoluyla yapılan egzersizlerden oluşan bir metod. Yaşadığımız çağda stres, gerginlik ve psikolojik sorunlar solunumu bozdu. Bunun sonucunda da birçok hastalık oluşuyor. İnsanların yaratıcılıkları, düşünce güçleri de etkileniyor. Sonra da işlerinde, sınavlarında başarısız oluyor, depresyona giriyorlar. Cinsel yaşamdan uzak kalıyorlar. Östrojen ve testosteron seviyeleri düşüyor. Yaratıcılıklarını kaybediyor, saldırgan ve sinirli de oluyorlar. Yaşama bağlılıkları gidiyor çünkü cinsel enerji, yaşam enerjisinin mayasını oluşturur. Huzur ve mutluluk olmayınca bedenen çöküş başlıyor. Günümüz insanı ilaçlarla iyileşeyim derken daha da zehirleniyor. 40 yaşında ölüyor, 80’de mezara giriyor. Amacım insanların hastalanıp hastane kapılarına yığılmalarını önlemek.”
Besin duyarlılık testi!
Öğretilen, tekniklerden biri de doğru beslenme. Burada da Dr. Doğu Yıldırım giriyor devreye. Manyetik taramayla besin duyarlılığınız belirleniyor. Yaklaşık beş dakikada yüzlerce sinyal avucunuz aracılığıyla vücudunuza gönderiliyor. Her besin için ayrı sinyal gidiyor ve eğer o besine duyarlıysanız sinyal sesi yükseliyor. Benden biraz örnek verirsem; üzüme, portakala, soğana, susam yağına, buğdaya, patatese, havuca, mayaya, inek peyniri ve sütüne, kafeine, kakaoya, hindi etine duyarlıymışım. Şimdi bir ay, bu saydıklarım olan hiçbir şey yemeyeceğim. Bir ay sonra tekrarlanacak. Sonuca göre belki de belli aralıklarla bu gıdaları almayacağım. Anlamı kısaca şöyle: Duyarlı olduğunuz besinleri yemeye devam ederseniz organlarınıza zarar veriyorsunuz, kilo alıyor, ödem topluyorsunuz..Ancak belli dönemlerde oruç gibi uzak durduğunuzda detoks yapıyor, organlarınızı dinlendirmiş oluyorsunuz.
Yaşam enerjisi zihinde
Peki Yaşam Vadisi’nde insan neler öğreniyor?
Önce solunumla başlanıyor işe. Solunumun önemini de Vedat Akar bakın nasıl anlatıyor: “Solunumu doğru yapmadıkça zihindeki kötü düşüncelerden kurtulmak mümkün değil. Herkes nefes alır, ama doğru yapmayı çok az kişi bilir. Stres ve gerginlik anında solunum ritmi hemen bozulur, huzurlu ve mutlu olduğunda düzelir. Herkes solunumunu dinleyebilir, vücudunun oksijen ihtiyacına uygun nefes alabilir. Solunumu düzgün yapan kişi bioritmini düzeltebilir, yaşam enerjisini zihninde oluşturabilir. Zihinde olumsuz enerji varsa, düzensiz solunumla egzersiz yaparken bu vücuda yayılır, egzersiz işe yaramaz, aksine kişiyi daha çok yorar. Yani egzersizleri solunum eşliğinde yapmak gereklidir. Aslolan vücudun ihtiyacına göre nefes almaktır. Her insan kendi kendini iyileştirebilir ama insanlar kendilerinden değil başkalarından ilaçlardan birşeyler bekliyorlar.”
Kimler gidiyor?: Levent Eğribozlu, Lucien Arkas, Noel Mikalef, Ecz.Attila Sayıner, Prof. Dr. Fikret Cüreklibatır, Sara Sarda, Pınar Abay, Prof. Dr. Veli Lök, Prof. Dr. Güven Çağatay, Ayşen Ertenü...Ve Tarkan
Paylaş