Paylaş
Kendi deyimiyle “kısa pantolonlu” zamanlarından bu yana siyasete gönül vermiş. 1990’lı yıllardan bu yana üç dönem il genel meclisi üyeliği görevinde bulunup, altı valiyle çalışmış. Geçmiş dönem meclislerinde sivri çıkışlarıyla da bilinen İzmir siyasetinin renkli ismi, kentin yerel parlamentosunda aldıkları kararlarla, Özel İdare’nin kısıtlı bütçesiyle yaptıkları yatırımları ve planları anlattı...
Varlık var bütçe yok
- Özel İdare’nin hatırı sayılır bir malvarlığı var. Çoğu tartışmada, konuda hep Özel İdare gündeme geliyor...
- Aslında mal varlıklarımız var ama bütçemiz yok. Sorumlu olduğumuz 597 köyümüz, 30 da ilçe var. Tarımdan sağlığa, içme suyundan imara varıncaya kadar hepsine biz karışıyoruz. Kanun gereği de 160 milyon gibi çok düşük bütçemiz var.
- Bu bütçeyle neler yapıyorsunuz?
- Kent için çok önemli olan şeyleri öncelik sırasıyla gerçekleştirmeye, her yere ufak ufak katkıda bulunmaya gayret ediyoruz. Örneğin, şimdi köylere sulama için göletler kuruyoruz. 10 milyon liralık ek bütçeyle köylere yol ve ilköğretim okullarının doğalgaza bağlanması için ödenek ayırmayı düşünüyoruz. İzmir, Türkiye’nin en gelişmiş kentlerinden biri ama hala Karaburun’da, Kiraz’da, Beydağ’da gençlerin kapalı alanda spor yapabileceği salon yok. Büyükşehir kendi sınırları içindekilere yapıyor ama sınırın dışındakiler de var. Bu yıl onları da programa aldık. Mayıs sonunda ihale aşaması tamamlanınca temellerini atacağız. Türkiye’de ilk defa köylerin çöplerinin düzenli olarak toplanmasını başlattık. Su ve yollarını standart hale getiriyoruz. Bunlar rutin çalışmalar. Ege Üniversitesi’yle ortak çalışma yapıyoruz. Köylerin envanterini çıkarıyoruz.
- Neleri kapsıyor bu çalışma?
- Hangi sahada maden var, hangi sahada ne tür bitki örtüsü var, toprak analizleri... Bir de Kiraz’da hayvancılık çok. Orada da biyogaz tesisi kuracağız. Üniversiteden teknik yardım aldık. Amacımız, hayvancılık yapan insanlara örnek biyogaz tesisleri kurarak teşvik etmek. Bu sene bunu da bütçeye koyduk. Bu arada madde bağımlılarına, yaşlılara, kimsesizlere Türkiye’deki en fazla bütçeyi ayıran il genel meclisiyiz. Hemşiresini, psikologunu, teknik elemanlarını, barınacak yerlerini, kullanılacak araç gereçlerini biz karşılıyoruz. Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü, 6 milyon lira civarında bütçeyle bakımlarını sürdürüyor.
- Bütçeden yana dertli olduğunuzu söylediniz. Artırılması düşünülmüyor mu ya da siz ne yapıyorsunuz?
- Özel İdare’nin bütçesi çok kısıtlı hatta komik. Bunun yanında görevi ise çok geniş. Afet, deprem işlerini bize bağladılar. Kent Güvenlik Yönetim Sistemi’ne kadar pay ayırıyoruz. Ancak aynı oranda bütçemiz yok. 5302 sayılı yasada çok önemli değişiklikler yapıp özel idarelerin görev oranları ve gelirleri artırılacaktı. Hükümet söz vermesine ve Resmi Gazete’de yayınlanmasına rağmen sonuç alınamadı. Büyükşehirleri bütünşehir haline getirdikten sonra il genel meclislerini kaldırmayı düşünüyorlar. Belki özel idareler valiliğe bağlı çalışacak ama il genel meclislerini kaldırmayı düşünüyorlar diye duyumlar geliyor.
Müzeye uygun değil
- Değerli yerlerinizden biri de eski Sümerbank tesislerinin olduğu alan. Kültür ve Turizm Bakanlığı burada müze ve kültür vahası yapmak istiyor. Son durum nedir?
- Bir kısmını Salih İşgören Vakfı’na verdik, okul yaptılar. Kültür ve Turizm Bakanlığı bizden orayı istedi. Bu da bir yazıyla meclisin gündemine geldi. İlgili komisyonlara sevk ettik. İmarı geçen hafta Büyükşehir’den çıktı, askıda. Dört gün önce planları aldık. Bir değerlendirme yapıyoruz. İmar açısından sorunlu olan yerler var. Onlar halledildikten sonra planlamasını yeniden yapmayı düşünüyoruz. Bakanlık istiyor ama müze olarak uygun düşeceği kanısında değilim.
- Neden?
- Planlara bakılınca, uymuyor. SİT olan, koruması zorunlu yerler var. Eski depolar var. Yıkmanıza imkan yok, havagazı bölümü var ve korumak zorundasınız. O planları inceleyip hem Kültür ve Turizm Bakanlığı hem de Büyükşehir’le bir araya gelip karar vereceğiz. Emniyet Müdürlüğü de yanında yer istiyor. Orası kruvaziyer turizme yakın bir alan. Büyükşehir ve Konak Belediyesi planlarında orada düzenlemeler yapıyor. Çok kıymetli bir alan. İzmir’e en iyi şekilde nasıl hizmet verecekse ona karar verilsin. İlle Kültür ve Turizm Bakanlığı’na ya da Emniyet’e vereceğiz diye bir olay yok. Kendimiz de değerlendirebiliriz. İzmir’e kendimiz de bazı eserler kazandırabiliriz. 37 bin metrekare bir alan... Düşünün... Maddi değerini hesaplaması bile zor. Öyle bir yerde, İzmir’in en kıymetli yerinde kim kime bu yeri hemen verir?
Bütçe bile ayırmamış
- Peki ne yapmak istiyorsunuz?
- Bu imar planları kesinleştikten sonra bazı yerlere kültür merkezleri olur, bazı yerlere de çok katlı iş merkezleri olur diyor. Bu kadar kıymetli bir arsayı kalkıp başkasına bağışlarsak İzmirli bizi affetmez. Ama İzmir’e katkı koyacaklarsa bilemem. Bakanlıktan brifing istedik. “Siz buraya ne yapmak istiyorsunuz? Bir proje sunun” dedik. Proje sunamadılar. “Bir ödenek ayırdınız mı bütçenizden, bize somut bir şeyle gelin” dedik. Ben sana verdim, 5-10 sene bir şey yapmadın. Bütçesinden pay ayrılmamış. Belirli bir projesi yok. Müze olabilir, sergi alanı olabilir... Somut proje getirin, mecliste tartışalım. Meclis de ikna olsun. Çünkü kendi malımızdan vazgeçip başka bir kuruma veriyoruz. Ama biz de İzmir’e bir şey kazandırmak isteriz. Belki Büyükşehir, Kültür ve Turizm Bakanlığı’yla birlikte bir şeyler yapabiliriz. İmar durumları açığa çıktıktan sonra onun kararını meclis verecek.
- Ne zaman belli olur?
- İki ay içinde bir tablo ortaya çıkar.
Şirince’ye yeni yol
- Şirince’ye ikinci bir yol yapılacağını duydum. Doğru mu?
- Doğru. Orası çok sarp ve dar bir yol. Genişletme imkanını da bulamadık. Araçlar gidip gelmekte güçlük çekiyor. İçerisi de yığılıyor. Alternatif bir yol yapmayı planladık. Çalışmalar yapıldı. Bu sene bitirileceğini tahmin ediyorum. Selçuk’un içine inecek o yol. Gidiş geliş yapıp trafiği rahatlatacağız.
- İzmirlilere duyuracağınız başka bir çalışmanız var mı?
- İZYARIŞ var. Orası da Pınarbaşı’nda 224 bin metrekare açık alanı olan bir yer. Senenin çok az bir zamanında yarış pisti olarak kullanılıyor. Bornova Belediyesi yeni imar çalışması yapıyor. Yeşil alan, spor yerleri olarak ayrılmış yerler var. Bizim de iş merkezi ve konut alanı olarak kullanabileceğimiz yerler var. Çalışma yaptık. Aşağı yukarı 887 konut alabilecek alanımız var orada. İZYARIŞ, İzmir içinde kaldı. Kent dışında ve dünya standartlarına uygun olarak yeni bir yarış pisti olarak düzenleyebiliriz. Bornova’daki imar planları belli olduktan sonra İzmir’e yeni bir yarış pisti kazandırmak şartıyla, yeni düzenlemelere gitmek istiyoruz.
Kanunsuzluk sürüyor
- Şirince ve Nişanyan Evleri’ne yıkım kararı geçen sene çok konuşuldu. Son durum nedir?
- Yıkım kararları alındı. En son da kaya mezarları yüzünden Sevan Nişanyan hapis cezası aldı. Belirli yerlere düzeltilmesi için müsaade edildi. O süreler de doldu. Bakan el koyduğu için öylece kaldı. Bakanlık orada yeni düzenleme yapacaktı. Çalışmaların bittiğini sanmıyorum. Orada kanunsuzluk hala devam ediyor.
Devlete çok kazandırmaktan hakkımda soruşturma açıldı
- Balık çiftlikleri ve maden ocakları ruhsatında da yine Özel İdare tartışma konusu olmuştu...
- Balık çiftliklerinin ruhsatını Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı veriyor. Ondan sonra gerekli izinleri, müteşebbis gidip alıyor. Her işlemi tamamladıktan sonra işletme ruhsatı için geliyor Özel İdare’ye. Biz kanun gereği sadece deniz yüzeyinin kirasını alıyoruz. Ama son olaylar Özel İdare’de sonuçlandığı için sanki bunların bütün ruhsatlarını vermiş gibi yanlış bir tartışma sürüyor. Hiçbir yetkimiz yok. Madenler ve taş ocaklarında da aynı şekilde. Sonuçta kabak bizim başımıza patlıyor. Hakkımda soruşturma bile açıldı.
- Ruhsat konusunda mı?
- Balık çiftliklerinin fiyatları il encümeni tarafından tespit edilmişti. 4 bin lira civarındaydı. Biraz da özendirmeyelim, İzmir’de balık çiftliği yığını olmasın istedik. Balık çiftlikleri sahiplerinden itirazlar geldi. Mahkeme açtılar üçünü kaybettiler. Başbakan referandum vasıtasıyla geldiğinde bu balık çiftlikleriyle görüştü. Deniz yüzeyinin kiralanma fiyatlarını düşürme talimatı verdi valimize. Yapılan toplantıda ben, ortada yasal bir mahkeme kararı olduğundan bu fiyatların düşmesinin kanunen mümkün olmadığını söyledim. “Bu kakar il encümeninden geçmez” dedim. Onun üzerine konuyla ilgili bakanlığa yazı yazıldı. Bir müddet sonra mülkiye müfettişleri, hakkımda soruşturma açtı. Yani devleti zarara sokmaktan değil, çok kazandırmaktan. Konu sonra kapandı. Ama, düşünün artık. Yorumu kamuoyunun takdirine bırakıyorum. Onun için şimdi balık çiftlikleri İzmir’e hücum ediyor, bu tartışmalar sürüyor.
Paylaş