Kocaoğlu’na bir geçmiş olsun demek çok mu zor

CHP İzmir Milletvekili Moroğlu, AK Parti’li vekillere çağrı yaptı, “Bir şüpheniz varsa, çıkın söyleyin. Yoksa, gidip bir geçmiş olsun deyin. Aziz Bey o zaman unutur o 397 yılı. O gün belki rahat bir uyku uyur” dedi.

Haberin Devamı

CHP İzmir Milletvekili Mustafa Moroğlu, Alaattin Yüksel’le birlikte hafta arası yaptıkları basın toplantısında alışık olunmayan bir çıkış yaptı. Moroğlu, bir dönem Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’na danışmanlık yapan AK Parti Milletvekili İlknur Denizli’ye, “Ne çabuk alıştınız yeni gömleğinize. Geleneğimizde mazlumun yanında olmak vardır. Kendinizi AKP Genel Başkanı’na kanıtlama peşindesiniz. Ateşe odun taşımayın. AKP Milletvekili olunca İzmirli olmayı ne çabuk unuttunuz” dedi. Denizli’den yanıt gecikmedi. İlknur Denizli de CHP’lilerin hırçınlık yaptığını, “Öğretmenim, Ayşe saçımı çekti” tadında basın toplantısı düzenleyerek kendilerini komik duruma düşürdüklerini öne sürdü. Bunun üzerine gözler yine Mustafa Moroğlu’na çevrildi. O konuşmamayı tercih etse de geçen hafta yaşananları Hürriyet EGE’ye değerlendirdi. Aslında fazla söze hacet yok. Karşımızda, kimi zaman duygusallaşan, Kocaoğlu ve bürokratlarının yaşadıklarını anlatırken gözleri dolan bir Moroğlu vardı...

Örnek olmasın isteniyor

Haberin Devamı

Seçim döneminde Büyükşehir’e operasyon düzenlenmesiyle, CHP için İzmir’de sıkıntılı bir süreç de başlamış oldu. Zor bir dönem olduğunu düşünüyor musunuz?
- Meclis’te ilk konuşmamı, insanın kendi kendine yabancılaşması üzerine yaptım. ‘İnsan olma özümüze yabancılaşmayalım’ dedim. Meclis’te sadakat yemini ediliyor. Herkes kendi partisinden olanı alkışlıyor. Doğru bulmadığımı söyledim. Ortak bir amaç uğruna hizmet ediyorsak, hepimiz alkışlayalım. Alkışlarımızla bile birbirimize kapanan duvarlar örüyorsak, bunun üzerine bir iş çıkmaz. Bir vekil, ‘20 yıllık milletvekili gibisin’ dedi. Milletin vekilliğini yeni yapmıyoruz. 14 yaşımdan beri, 38 senedir milletin vekilliğini yapıyorum. Meclis de bunun bir parçası. Zorlukları bugünden daha fazla geçmişte yaşadım. Daha yoksul olduğumuz dönemlerde bunları yaptık, şimdi olanaklarımız o günlere göre çok daha fazla.

İzmir’e dönersek... Büyükşehir’in sıkıntıları var, her cumartesi tutuklu yakınlarıyla eylem yapıyorsunuz, bir yandan AK Parti’nin ciddi eleştirileri var. Bu anlamda nasıl değerlendiriyorsunuz?
- İzmir herhangi bir siyasal görüş tarafından, bunun içine bizim siyasal görüşümüzü de koyabilirsiniz, teslim alınmış bir kent değil. Her şeye rağmen özgür bir kent. Herhangi bir kentten gelip, farklı kültürdeki insanlar, burada mahalle baskısı olmadan yaşayabiliyor. Bir tarafta rakı, saz, söz vardır; bir tarafta namaz kılınır, oruç tutulur. Herkes birbirine saygılı, hoşgörülüdür. Herhangi bir ideolojik yapı tarafından teslim alınamamıştır. O anlamda İzmir’e saldırılar var. İzmir üzerine büyük emeller besleniyor. Çünkü bu yaşam tarzı Anadolu’ya örnek olsun istenmiyor. Bu yaşam tarzı devam ettikçe, insanların birbirleriyle olan kardeşliklerini engellemek mümkün değil. Bölüp parçalayıp, birbirine saldırtmak mümkün değil. Maalesef ülkemizde onlarla işbirliği içinde olan bir iktidar var.

Haberin Devamı

Trajikomik denetlemeler

Aslında bunun iktidarın bir oyunu olduğunu mu söylüyorsunuz?
- Bu iktidar bizim kentimiz üzerinde akla hayale gelmedik, bazen trajikomik, bazen de gerçekten komik işler yapmaya kalkıyor. Mesela geçen gün İZSU’yu denetlemek için bir bilirkişi geliyor. Bir ihale şartnamesine bakıyor. Şartnamede borunun 6 ve 8 metre derinliğine gömüleceği belirtilmiş. ‘Düş önüme, bunları kontrol edeceğiz’ diyor. Kontrol ediyor. Müteahhite, ‘Fazla gömülmüş. Bunun farkını niye istemedin’ diye soruyor. Bu kadar yani. Örneğin, Valililik tüm ilköğretim okullarına yazı yazmış, ‘Siz ne talep ettiniz, Büyükşehir size ne yaptı’ diye sormuş. İtfaiyeye alınacak gençler, 60 yaş kartı, gemi ihalesi, fayton ihalesi üzerinden de aynı şey yapılıyor. Herkesin kendi sorumlulukları çerçevesinde hareket ederken, kılı kırk yararak düşünmesi lazım. 

Haberin Devamı

 Büyükşehir’e yapılan eleştiriler gerçekliği yansıtmıyor mu?
- Şu an Büyükşehir Belediyesi, bir kısım tarafından haklı, bir kısım tarafından haksız bulunabilir. Ama ben, Büyükşehir’de yapılan operasyonlarla, yargılamayla, iddianameyle ilgili AKP milletvekilleri dahil bir kişinin ‘Haksızlar’ dediğini duymadım. Hatta iki bakan da, Ertuğrul Günay ve Binali Yıldırım, hem de birçok meslek odası, “Burada bir şey, başka bir amaç var” dedi. Hatta AKP Milletvekili Aydın Şengül, sizinle röportajında trajikomik bir açıklama yaptı. ‘Burada aslında yolsuzluk yok. Çok basit hatalar var. Sanki bilerek yapmışlar. Biri de şikayet etmiş. Bunun üzerinden prim yapalım diye düşünülüyor’ dedi. O bile inanmıyor.

Haberin Devamı

Muhalefet zamanı değil

 Muhalefet ama...
- İnanmasan da Aziz Bey hakkında ya da onun yaptığı işler hakkında muhalefet yapılacak zaman değil şu zaman. AKP’li olsan da değil, MHP’li olsan da, CHP’li olsan da... Bir insan 397 yılla yargılanıyor. Her gece yatıyor, ‘Acaba beni de tutuklarlar mı’ diye uyanıyor. İnsanız hepimiz. Makine değiliz ki, duygularımız var. ‘Cüzdanımı ona teslim ederim’ diyen milyonlarca insan var. Görev yaptığı sürede ve kendi özel işiyle de kendini kanıtlamış biri o. Hiç tanımadığımız biri olsa bile, ‘Lanet olsun! Bunu hak etmiyor’ diyeceğiniz biriyse, durup düşünmek gerek. Kendinizi onun yerine koyup, söylediğiniz sözleri tartmak gerek. Moralini bozacak değil, onu teskin, motive edecek sözler söyleme zamanı. Onun acısını paylaşma zamanı. Herkes kürsüde, ‘Acılar paylaştıkça azalır’ diyor. Eee, paylaş o zaman. Hele bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı vardır.

Haberin Devamı

Bu sözleriniz, aranızda atışma geçen İlknur Denizli’ye mi?
- Herkese... Ama Büyükşehir Belediyesi söz konusu olduğu zaman ilk koşması gereken kişi İlknur Denizli’dir. Benden bile önce. Ben CHP milletvekiliyim ama ben vekil oluncaya kadar Aziz Kocaoğlu’yla mesai yapmadım. O yaptı. Acı günler oldu, sevinçli günler oldu. Hatalar olmuştur. Acıyı paylaşacağın gün, bugün. Milletvekili olabilirsin, bakan olabilirsin. Kamu görevi yapan insanların en önemli özelliği budur. Parti rozetini çıkarabiliyor musun? Sadece yakandan değil. Kalbinden, fikrinden?

Bu konuda mı eleştirdiniz İlknur Denizli’yi?
- Bu eleştiri değil. Bu bir talep. ‘Hala bunu yapabilirsin. Senden bunu bekliyoruz’ demek. ‘Beklemediğimiz bir şey yapıyorsun’ demek.
Saldıran var, sen de vur

Ne yapmasını beklerdiniz?
- Saldıran var, sen de vur demek değildir ki! Aziz Kocaoğlu hiçbir zaman düşmez. Onurlu yaşayanlar, namuslu yaşayanlar, verilemeyecek hesabı olmayanlar idam sehpasına dahi çıkarılsalar düşmüş sayılmazlar. Ama saldıran varsa, onlara, ‘Bir dakika’ deyin. ‘Ben bu adamla görev yaptım. Ahlakını, kişiliğini bilirim’ deyin. ‘Büyükşehir’de çete vardır’ dendiğinde ne olurdu şunu deseydi: ‘Ben burada dört yıl görev yaptım. Burada çete yoktur.’

Var da demedi ama...
- ‘Yok’ diyecek, biliyor çünkü olmadığını. Ama yok demediğin zaman, çetenin bir elemanı da sensin. Çünkü en yakını, başdanışmanı sendin. Dünya alem biliyor. Ama kraldan çok kralcı olmak var. Sonradan gelenin kabullenilmesi zordur. Hani bir yapıdan diğer bir yapıya geçtiysen, oraya kendini kabullendirmek için güvercin taklaları atmana gerek yok ki! Yapma bunu. Ne olur yani? Adam olmak, insan olmak başka bir şey. İzmir milletvekili olmak başka bir şey. Gerçekten bu anlamda zor. Zorlaştıranlar yakınımız olunca daha acı oluyor. ‘Bana yar olmadı, ona da yar olmasın. Vur abalıya’ düşüncesi anlaşılır gibi değil. Ama zorluklar da anlaşılmak içindir. Sabırla, kızmadan, sakin bir dille anlatacağız. Bu da bizim görevimiz.

Dertleri kent yenileme  değil rant sağlamak

Bir yanda da kenin sorunların Ankara’ya taşınması var...
- Bir yandan da bu kentin sorunlarını çözmeye çalışıyoruz. Bunlardan biri de kent yenileme. Gelin, kentlere karşı işlediğimiz suçları da telafi edelim. Depremin ne zaman olacağını bilmiyoruz. Sel felaketlerinin ne zaman olacağını bilmiyoruz. Bir yangın çıktığında nereye kadar yayılacağını bilmiyoruz. Bu kentleri yeniden düzenleyecek bir yola beraber girelim diyoruz ama İzmir’in kent yenileme projeleri çok uzun zamandır bekliyor.

AK Parti böyle olmadığını söylemişti. Yasanın çıkmasını beklediklerine inanmıyor musunuz?
- Yasa çıkacak bekliyoruz diyorlar. Gerçek ortaya çıktı şimdi. Afet riski taşıyan bölgelerin yerinde imarıyla ilgili bir yasa tasarısı çıktı. Bu yasa tasarısını beklediler. Çünkü bunların derdi kent yenilemeyle yeni rant alanları yaratmak. Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik riski azalatacak, cari açığı ortadan kaldırmaya yardımcı olacak sermaye birikimi hazırlamak. Bunun için de değerli yerleri alıp, onları şehrin 60-80 kilometre uzağına taşımak. Oralarda da inşaat sektörünü canlandırıp, rant kazanmak, zenginleşmek. Öyle bir yasa çıkardılar ki, yağma yasası. Her şey Bakanlık’ta. İtiraz edebilmek yok. Buna engel olacağımız için de bizim kent yenileme projelerimiz onaylanmıyor.

Adaylık tartışması yapmak için erken

İzmir’in seçim atmosferine erken girdiği değerlendirmelerine katılıyor musunuz?
- Aziz Kocaoğlu bile, geçirdiği tüm sıkıntılara rağmen, akil adam özelliğini koruyarak diyor ki, “Kente zarar verir. İzmir’i iki yıl öncesinden seçim havasına sokmayın.” Şu an İzmir için yapılacak olan şey, kimin aday olacağı, olmayacağı, yüzde kaç oy alınacağı değil. İzmir’in şu an bekleyen acil sorunları var. Bu arkadaşların yaptığı şeyler yüzünden İzmir sadece yerel yönetimleri tartışıyor. İktidarın yapması gereken şeyleri tartışmıyor. Bir milletvekilinin asıl tartışması gereken konu bu. İzmir’in tarımı ne alemde? Bergama’nın sulama projesi ne alemde? Teşvik politikaları ne olacak? OSB’lerle ilgili hükümet İzmir’e ne destek verecek? 35 projenin içinde ne var? Tüp, tünel, müze, altgeçit, üstgeçit, havaalanı... Çünkü buralardan para kazanılıyor. Vekiller 60 yaş kartıyla uğraşmayacak.

Peki, kim uğraşacak?
- Bırak onu belediye meclisi tartışsın. Bir ayıp da burada işleniyor. Biz mecburen müdahale etmek zorunda kaldık. Sanki CHP vekilleri bu konuda bilgisiz, birikimsiz, söyleyecek sözleri yokmuş gibi anlaşılmasın diye söyledik. Bırak, yereldeki muhalefetini yerel meclis yapsın. AKP’li üye yok mu Büyükşehir Meclisi’nde? 

Hükümeti temsil eden AK Parti’li vekillerin sizce öncelikle ele alması gereken sorunlar neler?
- Kentsel dönüşüm öncelikli. Bunun yanında çiftçiler var. Tire’de, Bayındır’da, Ödemiş’te şaptan koca koca hayvanlar ölüp gidiyor. Çıkarın bir yasa. Bunu da tazminatlı hastalıklar bölümüne alın. Bir ekip gönderin araştırın. Aşısı nereden geliyor? Milletvekillerinin görevi bu. Siz çağırın, Büyükşehir Belediye Başkanımızı da alıp gelelim. Bu çok mu zor?

Bir şüpheniz yoksa onlara sahip çıkın varsa da söyleyin

Son sözünüz nedir?
- Hırsızlık, yol-suzluk, irtikap, rüşvet... Bunları yapmadığı sürece herkes başkanına sahip çıkacak. Onların daha iyi hizmet vermesini sağlayacak. Üzer-lerindeki baskıyı kaldırmaya yardımcı olacak, artırmayacak. AKP vekiller gitseler, ‘Arkandayız, yapa-cağımız bir şey var mı’ deseler, unutur o 397 yılı Aziz Kocaoğlu. O gün belki rahat bir uyku uyur. Ama bir şüpheniz varsa, ‘Biz hırsıza mı geçmiş olsun diyeceğiz?’ diyorsanız onu da çıkın söyleyin.


 

Yazarın Tüm Yazıları