Paylaş
DIŞİŞLERİ Bakanlığı, bundan bir süre önce, diplomatik faaliyetlerin artık sadece Ankara ve İstanbul’dan yürütülmeyeceğini açıklamıştı. İzmir ve Antalya’da da Dışişleri Bakanlığı Temsilciliği açma kararı alınmıştı. İzmir’in EXPO 2020 adaylık sürecine girmesiyle, temsilciliğin açılma süreci hızlandı. Büyükelçi Serpil Alpman bir ay önce Dışişleri Bakanlığı İzmir Temsilcisi olarak göreve başladı. Alpman, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunu. 1973’ten bu yana Dışişleri Bakanlığı’nda görev yapıyor. Bugüne kadar ABD, Kuveyt, İtalya, Belçika, İsrail, Hollanda, Kırgızistan’da çeşitli görevlerde bulunmuş. Son iki yılda da TBMM Başkanlığı Dış Politika Başdanışmanı olarak görev yapmış.
İzmir’de Dışişleri Temsilcisi olarak EXPO 2020 çalışmalarında da görev alan Büyükelçi Alpman’la hem EXPO sürecini hem de Üçkuyular’da bulunan temsilciliğin İzmir için önemini konuştuk.
İzmir heyecan verici bir kent
İzmir’de ilk defa bulunuyorsunuz. Nasıl buldunuz?
- Bir ay oldu. Artık İzmirli olmaya başladım. Aslında İzmir’e ilk gelişim değil. Daha önce turist olarak geldim. İntibalarım çok iyi. İzmir çok heyecan verici, çok güzel bir şehir. İzmirliler hoş insanlar. Ege’nin tabiatının verdiği şey olsa gerek. Neşeli, konuşkan ve sempatik insanlar. İzmir’i sadece güzellik ve turistik olarak değerlendirmek istemiyorum. Çok önemli bir ticaret ve iş merkezi. Bütün yöreye hitap eden bir merkez olduğunu görüyoruz.
Hızlı başladınız, iki ziyaret gerçekleştirdiniz...
- Tabii, çünkü zamanlama çok önemli. İzmir Temsilciliği, Dışişleri Bakanlığı’nın uzunca süredir açmak istediği bir temsilcilikti. Ancak, bir temsilcilik açmak o kadar kolay değil. Mevzuat yönü var, maddi yönü var. Altyapı çalışmaları ekimden bu yana devam ediyor. Bu dönem içinde son iki yıldır TBMM Başkanlığı Dış Politika Başdanışmanı olarak bakanlık dışındaydım. Dışişleri Bakanlığı’nın internet sayfasında çıkmaya başlamasıyla, üniversite öğrencilerinin ilgisi oldu. Bu gençlerin büyük kısmını, EXPO’yla ilgili gruplar halinde kabul etmeye başladık. Onlardaki heyecanı görüyorum ve hoşuma gidiyor.
Sadece EXPO ofisi değil
Temsilciliğin işlevi tam anlamıyla ne olacak?
- Aslında bir yanlış anlaşılma varsa düzeltme yapmak lazım. Temsilciliğimiz, EXPO ofisi değil. Dışişleri Bakanlığı’nın İzmir Temsilciliği’yiz. Birinci görevimiz, kamu diplomasisiyle bakanlığımızın ve ülkemizin tanıtımı şeklinde algılanabilir. Ayrıca, protokol görevimiz var. İzmir’de giderek daha fazla uluslararası kongre ve konferans düzenleniyor. Bundan sonra da çok sayıda ülke katılımıyla yapılan kongre ve konferanslarda İzmir faal rol alacak. Bu kongre ve konferansların düzenlenmesiyle protokol işlerimiz artıyor.
EXPO sürecinden sonra da sürekliliği olacak yani?
- Burası kalıcı bir ofis. EXPO, karar alınıncaya kadar bizim görevlerimizden biri olacak. Ancak, birinci görevimiz az önce de aktardığım gibi...
EXPO konusuna dönecek olursak, bugüne kadarki süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?
- EXPO’da çok yeni değiliz. İkinci kez adaylığımız söz konusu. 2015 adaylığı sırasında, yurt dışındaydık ve EXPO’yu kazanmaya çalışan yurt dışı temsilcileriydik. Bişkek’teydim ve kendi bulunduğum ülkeden oy almak için girişimlerde bulunduk. 2020 adaylığında doğrudan doğruya İzmir için görev yapmak benim için ilginç. Şimdi tüm dünya için o girişimlerde bulunulacak.
Bundan sonraki süreç nasıl işleyecek?
- Ona toplanıp karar vermek lazım. Çünkü o sürecin iyi kullanılması lazım. Önümüzde 1.5 senelik bir dönem var. O 1.5 senede zaman kaybetmeden temasları yapmak gerekiyor. Türkiye’yi en iyi şekilde tanıtmak gerekiyor. Ancak tüm bunlara yürütme komitesi karar verecek. Şimdiye kadar Paris ve Milano’ya iki temasta bulunduk. Bundan sonra yapılacak şey belli bir program çerçevesinde ülkeler bazında destek arayışlarına başlamak olacak.
Birebir ülke ziyaretleri mi yapılacak?
- Muhtemeldir ki, her ülkeye belki biz gitmeyeceğiz. Bir heyet; konumuzu, temamızı, bu tema hakkında ne düşündüğümüzü, ne yapacağımızı, nasıl bir proje içinde olduğumuzu anlatacak. Üye olan ülkelerin temsilcileri çoğunlukla Paris, Londra ve Brüksel’de ikamet ediyor. Üye olan her ülkeyle temas etmek gerekiyor. Örneğin; Moratti ziyaretimizde, “Ben dünyayı 1.5 senede 8 kez turladım” dedi. Bu, ilginç bir saptamaydı. Çünkü artık dünyada tüm uluslararası temaslarda yüz yüze gelip görüşmek gerekiyor. Burada da İzmir’in bu konudaki konumunu, temasını anlatmak gerekiyor.
Temayla ilgili ne düşünüyorsunuz?
- Konumuz çok ilginç. Herkes için sağlıklı yaşam... Bunun içine pek çok şey giriyor. Bugünkü dünyada sorunlarımız çevre, temiz çevre, doğal gıda, doğal yaşam... Temanın iyi belirlenmesi, ilgili bilim insanlarınca ayrıntılarının alt temalarının saptanması ve ne şekilde işleneceğinin görülmesi, artılarımızın ortaya konması önemli. Bence bu yöre, bu konuda ya bir numara ya da sayılı yerlerden biri. Medeniyetlerin beşiği diyebileceğimiz bir yerdeyiz. Bu şekliyle de herkesin dikkatini çekeceğini düşünüyorum.
Başaracağımıza inanıyorum
Bunca yıllık diplomat olarak İzmir’in şansını nasıl görüyorsunuz?
- O konuda bir şey söylemek istemiyorum. Ama temamız önemli. Çalışma düzenini doğru kurarsak, çalışmalarımızı iyi planlarsak, çalışkan, ne yaptığını bilen firma ve kişilerle çalışırsak... Bu önemli bir çalışma süreci. Bunu iyi yaparsak başaracağımızı düşünüyorum. Diğer ülkeler de kendine göre çalışacak. Bundan sonra mekanizma hızlanarak çalışacak diye düşünüyorum.
Eşim de diplomattı
İzmir’ gelene kadar hangi görevlerde bulundunuz?
-1973’ten bu yana Dışişleri Bakanlığı mensubuyum. Arada 4 yıla yakın çocuklarımın doğumu dolayısıyla izin aldığım bir dönem var. Eşimi 10 sene önce kaybettim. O da diplomattı. Ailecek yurt dışında ülkemizi temsil ettik.
Nerelerde bulundunuz?
- Bugüne kadar 7 ülkede bulundum. ABD’de San Francisco’da, Kuveyt Büyükelçiliği’nde bulundum. İtalya Milano Başkonsolosluğu’nda görev yaptım. Belçika’da NATO Daimi Temsilciliğimiz’de bulundum. İsrail’de Tel Aviv Büyükelçiliğimiz’de önce birinci müsteşar, sonra elçi müsteşardım. Oradan Hollanda Rotterdam Başkonsolosluğu’na geçtim, başkonsolosluk görevi yaptım. Ardından Kırgızıtan’ın Bişkek kentine büyükelçi olarak tayin oldum. 5 yıla yakın büyükelçilik görevinde bulundum.
En kritik görevim Bişkek Büyükelçiliği
Görev yaptığınız yerlerde kritik dönemlerin yaşandığı oldu mu?
- Hemen hemen hepsinde kritik şeyler yaşandı. Hatta espri konusu oldu ailem içinde. Çünkü herhangi bir göreve gittiğim zaman meydana gelen olaylar ailemi heyecanlandırıyordu.
En kritiği?
- En kritiği kuşkusuz Bişkek’te yaşandı. Bişkek’e gittiğimin üçüncü ayında bir halk hareketi, isyanı oldu. Devlet başkanı ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. Bu durum çok sakin ve kalkınmakta olan, az nüfusa sahip ülkede heyecan ve çalkantıya neden oldu. Orada çok sayıda Türk işadamı ve öğrencimiz var. Önemli bir hareketti. Ondan sonra başlayan süreç, seçimlere gidiş, siyasi partilerin kurulması, ülkenin kendini yenileme ve demokratikleşme yolunda atacağı adımlar biz diplomatlar için de çok değişik örnek olay olarak meydana geldi. Tabii ki bu bir diplomat için de çok önemli bir durum. Kriz ortamında ne yaptığınız, soğukkanlılığınız, mesajları kendi devletinize nasıl ilettiğiniz, olayları doğru, öngörülü ve uzak vadeli iletip iletemediğiniz çok önemli. Nitekim bunları geçtiğimiz yıl içerisinde pek çok Arap ülkesinde, Ortadoğu’da gördük. Türkiye’nin oynadığı çok önemli roller, elbette büyükelçilerimizin bakanlığına sunduğu değerlendirme ve doğru mesajlarla sağlanıyor.
Paylaş