Paylaş
Opr. Dr. Cüneyt Tuğrul meme kanserindeki başarılı çalışmalarının yanı sıra doktorluğun ötesinde de projelere öncülük ediyor. Meme kanseriyle mücadele eden, geçmişte mücadele etmiş ya da aday kadınların hayatlarının konforunu artıracak projeler bunlar. Sağlıkta Kalite Derneği, Umut Atölyesi, hayat kurtaran bilezikler sadece birkaçı...
Hiç düşündünüz mü? Bulunduğu yerde radyoterapi ve kemoterapi tedavisi imkanı olmayan kadınlar büyük şehirlere geldiğinde ne yapıyor? Belki üniversite hastanelerinin bahçelerinden geçerken ya otoparkta arabasında uyuklayan ya da yere serdiği kartonda geceyi geçiren hastalara gözünüz ilişmiştir. İzmir’e geldiklerinde 40 - 60 gün süren bu tedavi sürecini eğer bir yakınları yoksa, hele maddi imkanları da yetersizse, çaresiz hastane bahçelerinde geçiriyorlar.
Opr. Dr. Cüneyt Tuğrul ve meme kanserini yenmiş hastası Emine Uçar, onlara ev sıcaklığını yaşatmak için kolları sıvadı. Kısa sürede hayata geçirmeyi planladıkları Umut Evleri’nin ilki Balçova’da olacak. Bir sonrakileri ise Alsancak ve Bornova’da planlıyorlar. Opr. Dr. Tuğrul imece usulü katkıların başladığı Umut Evleri’ne destek için yapılacak etkinlikleri de anlattı. Belki sizin de aklınıza küçük bir katkı gelir...
UMUT ATÖLYESİ’YLE BAŞLADI
Opr. Dr. Cüneyt Tuğrul önce meme kanseriyle mücadelede hastanın yaşam kalitesine yönelik her konu ve alanda kalite konusunda bilinç ve duyarlılığı artırmak için kurulan Sağlık Kalite Derneği’ni (Sağkal) anlattı:
“İnsan hayatını direkt ilgilendiren her şey bizi de yakından ilgilendiriyor. Çünkü amacımız insanın kalite standardını yükseltmek. Bunun için 10 yıldır eğitimler düzenliyoruz. Sağkal, yıllardır insan sağlığının daha kaliteli ve hayatının daha konforlu olması için standartlar geliştirip projeler yapıyor. Meme kanseri hastaları için geliştirdiğimiz hayat kurtaran bilezikler projesi gibi... Çanakkale’den Afyonkarahisar’a kadar tüm Ege’den katılımcılar eğitimler alıp kendi hayatlarıyla daha iyi uyumlanıp çevreyle de iyi iletişime geçip huzur içinde yaşamayı, biraz da bencilliği öğreniyorlar. ‘Önce kendini koru. Kendini koruyamazsan çevreni de koruyamazsın’ diyoruz. Kişinin direncinin artması için ruhen de güçlü olması bilinciyle çeşitli gruplarla çalışarak kişisel gelişim amaçlı konferanslar düzenliyoruz. Hastaların bu eğitimlerden aldıkları bilgilerle kendi hayatlarına bakışlarındaki olumlu değişim bizleri bu bilgileri standardize etme, küçük eğitim programları haline getirip daha geniş çevrelerle paylaşmaya sevk etti. ‘Umut Atölyesi’ projesi bu bakış çerçevesinde geliştirildi. Bu projeyle kadınlara kendi iç dünyalarında huzurlu olmalarını sağlama, ihtiyaç duydukları becerileri kazandırma ve birbirleriyle destekleyici bir iletişim platformu oluşturma gibi amaçlar geliştirip ilgili sivil toplum kuruluşlarıyla bu yönde çalışıyoruz.
SMS HATTI BU HAFTA AÇILDI
“Umut Evleri’nde de gördük ki, tedaviye gelenlerin günlerce bir ev ihtiyacı doğuyor. Dışarıda bahçede yerlerde kalmak zorunda kalıyorlar. Üstelik de bu kemoterapi ya da radyoterapi süreci 40 - 65 güne kadar sürebiliyor. Bir evde olabilecek her şey Umut Evleri’nde olacak. Burayı kimsesi olmayan, maddi durumu yitirsiz kadınlar için düşündük. Bir geçici misafirhane gibi... Herkesin bir odası olacak. Çamaşırhane, mutfak da bulunacak. Normal bir evde kullanabilecekleri her şey olacak. Ev sıcaklığı olacak. O yüzden de gönüllüler tarafından yönetilecek. Bir şey ödemeyecekler. Bina masrafı ve altyapı ihtiyacı için her türlü sosyal desteğe açığız. İmece gibi duyan herkes katkı koymaya çalışıyor. Destek veren kurumlar da var. İzmir Valiliği’ne AB destekli proje olarak sunduk. Kabul ettiler. 1 yıldan bu yana emek harcadık. Bu haftada itibaren projeye destek artık toplanabilecek. 8688 numaralı hat açıldı. 1 SMS 5 lira. Elde edilen gelir Umut Evleri’ne aktarılacak.
14 - 30 ARALIK ETKİNLİK GÜNLERİ
1 - 2 yıllık değil, uzun seneler kendi içinde yaşayacak bir proje. Büyükşehir Belediyesi de destek oldu, Balçova’da yer desteğinde bulundu. Eski sağlık ocağının binasında ilk ‘Umut Evi’ projesi başlayacak. Duyurulması, desteğin ve farkındalığın artması için 14 - 30 Aralık’ta Resim Heykel Müzesi’nde önce sergi düşüncesiyle başlayan, sonra büyüyüp şenlik formuna dönen etkinlik günleri düzenliyoruz. İzmir’in sosyal ve kültürel hayatına dokunmak istiyoruz. Resim sergisinden öte heykel seramik, cam boyama gibi eserler de yer alacak. Kısa film, küçük eğitim atölyeleri, küçük müzik topluluklarının konserleri, halka açık gösteriler olacak.”
Paylaş