Paylaş
Dün gece dolunay vardı... “Ay ne kadar parlak, ne güzel görünüyor” diye düşündü çoğumuz. Denizi aydınlatıyor, geceye romantik bir hava katıyordu. Dünya’dan bakınca her hali ne de güzel geliyor! Hilal de olsa yarım Ay da olsa...
Gökyüzüne asılı gibi duran bu dekor çoğu zaman ruh halimizi bile etkiliyor. Dün gece parçalı Ay tutulması gerçekleşti. 25 Mayıs ve 19 Ekim’de ise gölgeli Ay tutulması gerçekleşecek. Uzmanlar bu tutulmaların altı ay boyunca dünyadaki olayları, hatta insanları etki altına alacağını söylüyor.
Peki, ya Ay’da olmak nasıl bir duygu? Hele Ay’da yürümek? Kaçımız gitti ki? Kaçımız Ay’da yürüdü ki? Dünya’da sadece 12 insan bu şansı yakaladı. Charlie Duke de onlardan biri...
Amerikan Hava Kuvvetleri Havacılık Araştırma Pilot Okulu’ndan 1965’te mezun olup F-101, F-104 ve T-33 uçaklarının kontrol sistemleri eğitiminin verilmesinde görev alan Duke, 1966’da NASA tarafından seçilen 19 astronottan biri oldu. Charlie Duke, uzay uçuşu gerçekleştirmeden önce Apollo 10 uçuşu için astronot destek ekibi üyesi, Ay’a ilk inişin yapıldığı Apollo 11 görevinde kapsül iletişimcisi ve Apollo 13’te yedek Ay modülü pilotluğu görevlerini üstlendi.
Duke, 16-27 Nisan 1972’de gerçekleştirilen Apollo 16 programında modül pilotu olarak Ay’a gitti. Uzay aracı komutanı John W. Young ve komuta modülü pilotu Thomas K. Mattingly II ile beşinci “Ay’a insanlı iniş” görevine katılarak, 36 yaşında Ay’da yürüyen en genç astronot ünvanını aldı. Apollo 16 programı engebeli dağlık Descartes bölgesinde bilimsel keşif ve araştırmaların yapılarak yüzey özelliklerinin incelendiği ilk program oldu. Astronot Duke ve Young, Ay yüzeyinde 71 saat 14 dakika kalarak birbirini takip eden üç ayrı seferde toplam 20 saat 15 dakika yürüyüş yaptı.
“Ay’da 2 hafta daha isterdim”
Ay yüzeyinde yürüyen sayılı insandan biri olan Charlie Duke bir haftadır İzmir’de. Türkiye’nin tek, dünyanın üçüncü uzay kampında deneyimlerini paylaşan Duke’la Ege Serbest Bölge’deki Uzay Kampı’nda konuştuk. 77 yaşındaki Charlie Duke, bu yaşında bile Ay’a tekrar gitmek istediğini şu sözlerle anlattı: “Bir daha gidemedim. Apollo 17’den sonra gitme şansım vardı. Onun yedek ekibindeydim. Sonra uzay mekiği görevi başladı. Ama programlama yeni başlamıştı. Yeni bir uçuş için işler çok yavaş gitti. Sürecin hızlandırılmasını istiyordum ve bu arada bir özel şirkette çalışma imkanım doğunca gerçekleştiremedim. Ancak Ay’a bugün bile gitmek isterim. Ne Mars, ne uzay... Ay’da iki hafta daha çok isterdim. Tek kelime ile muhteşem bir duygu olarak tarif edebilirim. Ay’da durup etrafa baktığınızda, ‘Daha önce buraya hiç kimse gelmedi’ diye düşünüyorsunuz. Atmosfer olmadığı için o ufuk çizgisi ve Ay’ın parlaklığı muhteşem görünüyor. Engebeli yüzeyi de... Parlak Ay’la uzayın karanlık kontrasını görmek tarif edilemez. Atmosfer olmadığı için gökyüzünün rengi yok. Yıldızları da görmüyorsunuz. Şimdi NASA’nın web sitesindeki güçlü teleskoplarla sağlanan görüntülere bakıyorum. İndiğimiz yeri, bıraktığımız aracı, deney paketini görebiliyoruz. Ay’a baktığımda, ‘Ben oradaydım’ diye düşünüyorum. Anılarımız, iniş anımız ve maceralarımız aklıma geliyor. Bana bir sürü anıyı çağrıştırıyor. Bir yakınlık hissediyorum, ikinci ev gibi. Eşim ve bana daha da romantik geliyor.”
“Yerden kalkmak inanılmaz zordu”
Ay yürüyüşü sırasında ailesinin bir fotoğrafını da bırakan Duke, yaşadığı deneyimleri şöyle aktardı: “72 saat sonra Ay’a geldik. Özellikle engebeli bir yere inmeye karar verdik. 2 bin 500 metre yükseklikteki Ay dağlarına indik. Ay dağlarına inen ilk ekip bizdik. Engebeli olduğu için zorlu bir iniş oldu. Ay aracımızı ve Houston’daki mühendislerin yönlendirdiği TV kamerasını orada bıraktık. Ay’ın yüzeyi toz gibi ve griydi. Ancak atmosfer olmadığı için toz kalkmıyor. Elimizdeki filmli makineler ve kamerayla çekim yaptık. Amerikan bayrağını astık. Bayrak, görüntülerde hiç kıpırdamadığı için aslında Ay’a gidilmediği ile ilgili tartışmalar oldu. Bunun nedeni bayrağı yukarıdan L şeklinde bağlamamız. Hava akımı da olmadığı için hareketsiz öylece kalıyor. Ay’da yürümek zordu. Yere düşünce şınava benzer hareketlerle kalkabiliyorsunuz. Ben yapmamam gereken bir hareketi yaptım ve zıpladım. Zıplama sonrası da sırtüstü düştüm. Ekipmanlarım kırılsa ya da kalkamasam çok tehlikeli olacaktı. Bu yüzden ne olursa olsun kuralların dışına çıkmamak gerekiyor. Ay yüzeyinde deneylerimizi yaptık. Ben üç delik açtım. Bütün bilimsel bilgilerin toplandığı bir data merkezini bıraktık. Etraftan bize doğru beyaz kayalar yuvarlandı. Gelirken yanımızda 98 kilo kaya getirdik.”
Deneyimlerini anlatıyor
Döndükten sonra deneyimlerini önce NASA’yla paylaştıklarını da anlatan Charlie Duke, “Dönüşte Pasifik Okyanusu’na indik. NASA’da mühendislerle tüm teknik detayları konuştuk, bizden sonra gidecek astronotlara deneyimlerimizi anlattık. Siyasi liderlerle görüştük. Washington’da Başkan’la buluştuk. Büyük kutlamalara katıldık, her yerde büyük coşkuyla karşılandık. Ay’a gideceğimi ilk öğrendiğim an çok büyük heyecan yaşamıştım ve seçildiğim için şükretmiştim. Şimdi ise gençler ve geleceğin astronotlarına deneyimlerimi aktarmak çok mutlu ediyor” diye konuşuyor.
Fotoğraflar: İrem Tellioğlu
Paylaş