Ama elleri küçük!

Avucumun içine ellerini aldığımda kızımın, öylesine küçük ve hafif kalırlardı ki; bu savunmasız küçüklük, sızlayarak gözyaşı olur, ağlardım.

Ne zaman bir bebek doğsa yaşama,

Ben ağlarım.

Bazıları saçma bir şekilde düğünlerde ağlar, ben doğana ağlarım. Gidene sevgi yollar, yolu ışık olsun dilerim.. Ama doğan her bebeğe ağlarım.

Kimbilir ne için gelmiştir? Ne gibi bir programı vardır yaşanası? Omuzlarında görünmez kimbilir kaç ton yük vardır? Zaman akarken o yükler nasıl döküleceklerdir başından aşağıya? Zorluklar ve kolaylıklar, aşklar, kayboluşlar, umutlar... Nasıl sığacak bu minicik yüreğe? Şaşarım!

Rahatsızlık işte!

Hastahanede bebeklerle ilk karşılaştığımda camın arkasından, bunlar geçer aklımdan. Sonra kucağıma aldığımda saf insan küçüğünü; kulağına ‘kolay gelsin dostum, yolun açık olsun’ derim sessizce.

Sulunun ötesinde akarsu gözlüyüm ben. Dayanıksızlığımsa; bin yüreğim olsa doldursam yine yetmez sevgisi onların, çocukların.

***

Beden küçük ruh büyük çocuklar!

Aslında dipten ve derinden her olup biteni anlayan ve çaktırmadan kaydeden çocuklar. İnsanın kendi yarısı doğduğunda daha bir anlar oluyor onları. Çünkü yakın takip söz konusu. O size, siz ona her an takipleşmece oynuyorsunuz. Beraberce küçülüp bazı anlarda, beraberce büyüyorsunuz birdenbire. Çok açılı bakmayı öğretiyor çocuklar insanlara, büyük olmamın dar açılığından sıyrılıp, küçük olmanın sonsuzluğunda uçuyorsunuz. Hem de ne uçuşlar yaşatıyorlar, bol türbülanslı, bol heyecanlı bilenler bilir!

***

Gözleri bilen bakışlı çocuklar!

Yolda yürürken, karşıdan gelirler. Bazen anneli babalı, bazen büyüdüğüne kanaat getirmiş kısa mesafe yalnızlığında kesişirim onlarla. Dahası bakışlarımız kesişir. Dokunmatik bakış değildir çocuk gözleri. Öööylesine bakıp giderler size doğru, içinize doğru. Durup bakarlar. Anlarlar. Yemin ederim o anki dalgalanma ne ise ruhunuzda bilirler. Başka hiçbir şey dağıtamaz sabit bilme durumunu. Bakarlar, bakarlar, bakarlar...

Ben tuhaf olurum. O ise diğer anına hızlı geçiş yapar hayatın, çığlık atar, elini bileğine kadar ağzına sokar ya da pabucunu fırlatır havaya güler. Ben şaşkın o bilgin; herkes kendi yoluna gider..

***

Sorgu sual çocuklar!

Hatırlıyorum... kızım ‘bu ne’ zamanlarında öylesine çok soru sorardı ki babası ile vardiya usulü cevaplama sistemi getirmiştik ev durumuna. Belirli saatler cevaplama sırası onundu, takip eden uyku harici saatler benimdi. Yorucuydu çook yorucuydu! Bildiğim ve tanıdığım ve de tanımadığım tüm nesnelere tanım cümlesi bulmak, üstelik bu cümleler kısa ve de öz olacak!

Daha biri bitmeden ışık hızı ile diğer nesneye hemen göz atış, hatta sadece gözün ‘g’ harfini bile atmak yeterli. Ardından beklenen soru ‘BU NE?’ Allahtan bu ne durumu geçici. Başına şu an gelen varsa, kolaylıklar, kocaman sabırlar dilerim.

***

SmallBang çocuklar!

Bu kelime kızımın ilkokul 2. sınıftaki arkadaşları tarafından sınıftaki aşırı hengame enerji taşıyan müthiş bir çocuğa verdikleri isimdi. Öylesine yaramaz ve durmamaz bir çocuktu ki... Yaraşır lakap, BigBen‘in kardeşi SmallBen oldu.

Komik anlar yaşatırlar.Tüm iyi niyetinizle ona uyma gibi sonucu sürpriz paylaşımlar yaşamak istersiniz ya; Yandınız!

Film olur film. O çeşidi henüz keşfedilmemiş bir çeşit füze yakıtı gibidir ve devamlı ateşlenmek ister. Siz ise hala fosil yakıtın ilk hali enerjinizle... Denemesi zor. AMA elden ne gelir...

***

Hayalicihan Çocuklar!

Penceresi sonsuz ruhun çocukları. Antenleri hep açıktır. Her dalga boyutundan alım yaparlar. Gözleri açıktır ama nereyi gördüğü meçhul dolaşırlar. Yazarlar, çizerler, notalarla oynarlar. Bırakın evin duvarları onların olsun. Özgürlük ilk evinin duvarlarında başlasın. Bir çizgi film kahramanı ile yaşamak gibidir onlarla olmak.. Düşerler kalkarlar, anlarını hep rengarenk boyarlar. Bilirim onlardan biriyle 13 senedir yaşamanın mutluluğundayım.

***

Her ne çeşit olurlarsa olsunlar. Onlar çocuklar. Adı üstünde çok olmanın cuk hali.
Bedenleri henüz bir model. Ruhları kimbilir hangi bilge?

Ama elleri küçük.

Elleri henüz işlememiş hayatı

Elleri tertemiz

Elleri dokunmamış geleceğe

Elleri beyaz buluttan

Elleri uykuda

Sütte

Şarkısında sınıfın

Dinletisinde annenin

Elleri hala avuçlarımızda

Küçük

Elleri tek şey ister

Bizden

SEVGİ !


23 NİSAN için Teşekkürler ATATÜRK.

Yolun ışık olsun.

ÇOCUKLAR anlarınız kutlu olsun.



Hep çocuk kalmalara...
Yazarın Tüm Yazıları