Paylaş
Kâinatın bütün perilerinin yaz dönümünü kutlamaya indiği gecedeyiz. Perilerin belki de en haşarısı Puck’tan; o gece olanları, hatırladığı kadarıyla ‘biraz eksik biraz fazla’ dinleyeceğiz...
William Shakespeare’in, merkezine aşkı ve ölümlülerin aşk peşinde yaşadığı tuhaflıkları aldığı uçuş uçuş oyunu ‘Bir Yaz Gecesi Rüyası’nı, bağımsız tiyatronun en köklü ve güçlü nefeslerinden Kumbaracı50’nin yepyeni yorumuyla izleyeceğiz...
Pürüzsüz, takibi eğlenceli
Sahnede, modüler olarak kullanılacak birkaç ahşap parçadan (küçük basamaklar, orta boy bir sandık, bir yükselti) başkabir şey yok. Az sonra baştan ayağa rengârenk kostümü ve bahar kokan aksesuarlarıyla, tiyatro tarihinin herhalde en meşhur perisi Puck gelecek. Bize ‘Dük müydü, kral mıydı neydi’ Theseus ile ‘kendi rızasıyla mı acaba (?)’ evlenecek olan Amazon kraliçesi Hippolyta’nın düğün şenliklerinden bahsedecek. Ve işleri her zamanki gibi ‘istemeden’ nasıl da karıştıracağından...
Kumbaracı50, Shakespeare’in en eğlenceli oyunlarından biri olarak bildiğimiz eseri, bana sorarsanız orijinal halinden çok daha eğlenceli ve olabildiğince güncel bir hale getirmeyi başarmış. Daha Puck’ın ilk sözcüklerinden itibaren oyunun seyirciyi alıp götürmekte zorlanmayacağı anlaşılıyor. Ekip oyunun odağına, hikâyedeki dört genç arasındaki aşk ilişkisini ve Puck’ın sihirli çiçek tozlarıyla yaptığı müdahaledeki sakarlıklar yüzünden yaşanan karmaşayı almış. Hermia-Lysander ve Helena Demetrius arasındaki kovalamaca, gövdeyi oluşturuyor.
Bir yandan da düğün için bir oyun hazırlığında olan (halk tabakası) tiyatrocuları (gayet ekonomik bir yorumla oyunculardan sadece Bottom ve Quince ile sürüyor bu sahneler) izliyoruz.
Korku salan, diktatör havasındaki dük Theseus ise bir yarı beden maskıyla, Puck’ın seslendirmesiyle, kısaca beliriyor. Ama adının her geçtiğinde yarattığı baskıcı iklim sahneye esprili bir dille taşınıyor.
Puck’ı, Kumbaracı50’nin kurucularından, oyun yelpazesi geniş olsa da benim groteske yakın yorumlarını izlemeyi özellikle sevdiğim Gülhan Kadim oynuyor. Kadim bütün oyunu tek başına oynasa dahi ortaya çok eğlenceli bir iş çıkardı, şüphesiz. Öte yandan kadronun, ekibin genç oyuncularından oluşan kalanı da tempoyu ve aralarındaki uyumu hiç düşürmeyen pürüzsüz, takip etmesi eğlenceli oyunculuklar sergiliyor.
Can Doğan’ın çevirisiyle çalışılan metnin uyarlamasındaki duruluğa ve akıcılığa ek olarak; hareket düzeni (Ekin Tunçeli’nin koreografisi) ve dramaturji de kendini ayrı ayrı belli ediyor.
Pek çok anda -kâh Puck’ın dilinden kâh dört gencin diyaloglarında- erkeklerin kadınlar üzerinde kurduğu baskı, zarif ama belirgin hatlarla çizilmiş. Finale de aşkı yücelten, çarpıcı ve özgürlükçü bir yorum getirmişler.
Birkaç sahnede ‘Uzadı mı azıcık’ hissi vermesi bir yana, fazlası var eksiği yok bir uyarlama, ‘Biraz Eksik Yaz Gecesi, Biraz Fazla Rüyası’. ‘O gece’ yaşananları tekrar tekrar anlatma cezasına çarptırılan Puck’ın peşine takılmaya değecek bir gece. Artık ne yazık ki kanatlarıyla uçamasa da Puck, tatlı dili ve muziplikleriyle seyirciyi şöyle bir havalandırmayı başarıyor.
BİRAZ EKSİK YAZ GECESİ BİRAZ FAZLA RÜYASI
KUMBARACI50
Yazan: William Shakespeare
Yöneten: İsmail Sağır
Oyuncular: Burcu Özhızalan Yazıcı, Ceyda Akel, Gizem Akdoğan,
Gülhan Kadim, Sercan Gülbahar, Tuğra Can Bıçak, Yeşim Sarı.
Ne zaman, nerede: 4, 5, 11 ve 18 Mart’ta, 20.30’da Kumbaracı50’de.
Süre: 95 dakika (iki perde).
Bilet fiyatları: 65 ve 90 lira.
UZUN SÜRE SONRA YENİDEN SAHNEDELER
DÜNYADA KARŞILAŞMIŞ GİBİ/KREK
Prömiyer yaptığı 2018’de epey ses getirmişti.
Çok iyi oyuncuları, alışılmışın dışında bir kurgu ve seyir düzeni eşliğinde -Berkun Oya’nın diğer metinlerine kıyasla biraz zayıf olsa da- iyi bir anlatıda buluşturuyor. Sadece Öner Erkan’ı izlemek için bile gidilir. Volkswagen Arena’da sahneleniyor.
YÜZYILIN EVİ/GALATA PERFORM
Yeşim Özsoy’un kişisel aile tarihinden yola çıkarak projelendirdiği yarı otobiyografik oyun, multimedya bir tiyatro deneyimi. Çarpıcı ve yenilikçi bir hikâye anlatımı... Edinburgh gösteriminden bolca övgü topladı. Vaktinde yakalayamadığım için çok üzgündüm, nihayet yeniden başlıyor! 1 Mart Salı günü 20.30’da ENKA Oditoryumu’nda.
SENİ SEVİYORUM TÜRKİYE
BAKIRKÖY BELEDİYE TİYATROLARI
Kişisel seyir tarihimin, zihnimde en çok iz bırakan oyunlarından. Kafası karışık memleketimizin bugününe dair kuvvetli ve buruk da olsa eğlenceli
bir ses. Tekrar izlemek için heyecanlıyım. Düşünmeden alın biletinizi… 4 Mart Cuma,
20.30’da Yunus Emre Kültür Merkezi’nde.
‘Kız kardeşler’
şenlikte buluşuyor
Geçen günlerde 10 yaşına giren Kadıköy Emek Tiyatrosu 1-10 Mart arasında seyirciyi, üçüncüsünü düzenledikleri ‘Kadınlar Şenlikte’ye bekliyor. Hem sahne performanslarının hem çevrimiçi etkinliklerin yer aldığı programda kadın sanatçıların eserleri de fuayede sahnelenecek. Katılımcılara bir de çağrı var: “Gelirken kız kardeşine hediyeni unutma!” Seyircilerin getireceği kadın kişisel bakım ürünleri, bu yıl yine Sulukule Gönüllüleri Derneği aracılığıyla ‘kız kardeşlere’ ulaştırılacak. Festival, 1 Mart
Salı 20.30’da Emek’in yeni işlerinden ‘Sanki
Hiç Unutmayacakmış Gibi’ ile başlayacak.
Paylaş