Bahar Çuhadar

Ekranda alternatif bir festival var!

26 Eylül 2020
İlki geçen sene gerçekleşen İstanbul Fringe Festival, bu yıl çevrimiçi mecralar üzerinden seyirciyle buluşuyor. İtalya’dan Tayvan’a uzanan 15 etkinliği yarın akşama kadar YouTube üzerinden takip edebilirsiniz.


1947’de Uluslararası Edinburgh Festivali’nin ‘davetsiz misafirleri’ tarafından bir ‘kenarda’ sahnelenen gösteriler, zaman içinde dünyanın en prestijli tiyatro festivallerinden Edinburgh Fringe Festivali’ne dönüşmüştü. Dünyanın farklı şehirlerinde Fringe festivalleri sürerken, bizde de geçen sene farklı disiplinlerden sekiz kişiden oluşan bir ekip “Neden böyle bir platformu biz de İstanbul’da kurmuyoruz?” diyerek yola çıkmıştı. Böylece İstanbul’un farklı sahneleri, 2019 Eylül’de 10 gün boyunca Türkiye’den ve dünyadan 22 ekibin tiyatro, dans ve performans disiplinlerindeki alternatif işlerine ev sahipliği yapmıştı.

İşlerin büyük kısmı dans performansı

Ekip bu sene pandemi koşullarına rağmen Istanbul Fringe Festival’den vazgeçmedi, etkinlikleri, bazısı canlı olarak yayımlanacak şekilde çevrimiçi mecralara taşıdı. Geçen cuma açılışı yapılan festival, yarın akşama kadar YouTube, Zoom, WhatsApp ve diğer sosyal medya mecralarından ücretsiz takip edilebilecek.Fringe, isminin hakkını vererek bizleri belki de hiç duymadığımız, rastlamadığımız ekiplerin güncel işleriyle buluşturan bir platform. İtalya, Romanya, Belçika, İngiltere, Hollanda, Fransa, Rusya, Almanya, Tayvan ve Türkiye’den toplam 15 işi (büyük bir kısmı dans performansı olmak üzere) evinizden izleyebilirsiniz.

Üstelik ilk günden itibaren programın tamamı İstanbul Fringe’in YouTube kanalına yüklendiği için zamanlamanızı kendiniz ayarlayabilirsiniz.

Ayrıca yine YouTube üzerinden festival kapsamındaki atölyeleri takip edebilirsiniz. Etkinlikler ücretsiz lakin topluluklara bu zor dönemde destek olmak isterseniz ‘Fringe Destek Fonu’nu ziyaret etmeyi unutmayın. Böylece sahneye düzenli olarak bir daha ne zaman çıkabilecekleri belli olmayan küçük ve bağımsız topluluklara minik bir can suyu verebilir ve festivalin sürdürülebilirliğine katkı sunabilirsiniz.

Destek biletleri almak için: tiyatrolar.com.tr/istanbulfringeonline

Yazının Devamını Oku

Balat’ta bir ‘insan müzesi’ var!

19 Eylül 2020
‘Monologlar Müzesi’ projesi, pandemi koşullarına uygun önlemlerle yeniden başlıyor. ‘Balat’, ‘Kadın’ ve ‘Yalnızlık’ temalı monologlar sizi adeta birer insan müzesine davet ediyor.

İstanbul’un köklü semtlerinden Balat’ta dört sezondur süren ‘Monologlar Müzesi’ ziyaretçileriyle yeniden buluşuyor. Eski bir binanın yedi ayrı odasında, yedi hikâye, yedi oyuncu tarafından anlatılıyor. 15’er dakikalık monologlar serisinin cuma akşamı izleyebileceğiniz ilkinin konusu Balat’ın kendisi.
Maskenizi teslim aldıktan sonra (her odaya maksimum dört izleyici alınacak) görmek istediğiniz oyunun odasına geçeceksiniz. Aynı anda farklı odalarda sahnelenen yedi monolog arasında dolaşmak serbest. Ya da tamamladığınız oyundan çıkıp az sonra yeniden başlayacak oyunlardan bir diğerini izleyebilirsiniz. Her oyun arka arkaya dört kez sahneleniyor.
‘Balat’ oyunları, bu mahallenin tarihinden, dokusundan, kültüründen doğmuş hikâyeler. Odalarda Batur Belirdi, Haydar Köyel, Erol Babaoğlu, Burcu Halaçoğlu, Melis Öz, Ece Özdikici, Tuğçe Şahin bekliyor sizi. Her biri yetkin, oyun ve sahne hâkimiyeti tam olan oyuncular.

Hijyen kuralları uygulanıyor

Her bir monoloğun yazarı ve yönetmeni de yine son dönem yerli oyun üretiminde emek veren farklı isimler. Proje tasarımı A. Sami Özbudak’a ait olan ‘Monologlar Müzesi’ 26 ve 27 Eylül’de de ‘Kadın’ ve ardından ‘Yalnızlık’ başlıklı serilerle sürecek.

Balat Mürselpaşa Caddesi’ndeki mekânda hijyen kurallarının titizlikle uygulandığını söylememe gerek bile yok. Müze mantığıyla sizi monologlar arasında dolaştıracak projeye sadece ‘havanız’ değişsin diye değil, pandemi koşullarında tüm tedbirlerini özenle alan tiyatroculara destek olmak için de gidin.

25 Eylül Cuma saat 20.30’da Mürselpaşa Cad. No: 163’te. 60 lira.

TİYATROMUZ GÖZ GÖRE GÖRE ERİYOR

Yazının Devamını Oku

Sahnede ‘yanyana’ gelme zamanı!

12 Eylül 2020
Pandemi sürecinde sahne açamadıkları için büyük yara alan tiyatrolar, dayanışma motivasyonuyla hareket eden organizasyonlarla nefes almaya çalışıyor. Eylül sonuna kadar sürecek ‘Sahnede Yeniden Buluşuyoruz’ o soluklardan biri.

An Yapım’ın organize ettiği, Uniq İstanbul’un mekânı tiyatro topluluklarına ücretsiz olarak açtığı ‘Sahnede Yeniden Buluşuyoruz’, açılışını geçen pazartesi Levent Üzümcü Tiyatrosu&İzmir Halk Tiyatrosu ortak yapımı ‘Aziz Nesin Kabare’ ile yapmıştı.

Tiyatroların pandemi nedeniyle çok ciddi zorluklardan geçtiği, seyirciyle arasına uzun aylar ve bilgisayar ekranlarının girdiği karantina döneminin sonunda, yola ‘yanyana’ (evet, manifestolarında bu sözcüğü özellikle bitişik yazmışlar) gelmek arzusuyla çıkan bir etkinlik ‘Sahnede Yeniden Buluşuyoruz’.

Uniq İstanbul Açık Hava Sahnesi’nde, COVID-19’a uygun tedbirlerle hazırlanan 400 seyirci kapasiteli seyir alanını dolduracak izleyicileri, hem popüler hem de daha bağımsız ve politik çizgide giden oyunlardan oluşan bir seçki bekliyor.

Cüzi miktarda prodüksiyon bedeli

Topluluklardan (bu kalem için maalesef sponsor bulunamamış) cüzi miktarda prodüksiyon bedeli kesiliyor, bunun dışındaki tüm masraflar organizasyon tarafından üstleniliyor.

Manifestolarında “Tiyatronun iyileştirici ve birleştirici gücüyle her şeye rağmen perdeyi birlikte açıyoruz. Hayat tek başına zordur. Dünya zorludur. Tiyatroda ‘yanyana’ olalım, sahnede ‘yeniden’ buluşalım” diyerek umutlu olmaya, birlikte kalmaya davet ediyorlar.

Genco Erkal’ın kült eseri, DasDas’ın yenisi ‘Westend’den Nilüfer Belediyesi Kent Tiyatrosu’nun ‘Yangınlar’ına, Moda Sahnesi’nin yeni oyunu ‘Babamı Kim Öldürdü’ye uzanan seçki 30 Eylül’e kadar sürecek.

Kişisel önerilerimi de sıralayayım:

Yazının Devamını Oku

Bu yıldız başka yıldız!

5 Eylül 2020
Eşine az rastlanır türde bir kukla oynatıcısı olan Nazmi Sinan Mıhçı kaprisli mi kaprisli, bilmiş mi bilmiş kuklasıyla sahneyi paylaşıyor. ‘Bir Yıldız Batıyor’ ‘çok kişilikli’ tek kişilik, pek eğlenceli bir gösteri...

Tiyatro topluluklarının uzun süre sahnelerden uzak kaldıkları pandemi süreci şimdilerde seyircinin geçen sezonlarda kaçırdığı oyunları görmek için bir tür ‘açık hava’ fırsatına dönüştü.

Son iki senenin en eğlenceli ve yaratıcı işlerinden biriydi ‘Bir Yıldız Batıyor’. Nazmi Sinan Mıhçı eşine çok sık rastlamadığımız türde bir kukla oynatıcısı olarak karşımızda bu oyunda.

Orkun Yeşim’in yönettiği, 3kulak yapımı olan oyun bilhassa üniversite hayatı 1990’ların sonuna denk gelip 2000’ler boyunca da hayat gailesi içinde debelenen kuşağa çok iyi gelecek türde bir gösteri. Karakterlerimiz; yeşil tulumu içindeki Gökhan Sayın ve ona oyun boyu eşlik edecek olan, turuncular içindeki el kuklası. Mıhçı tek kişilikmiş gibi görülen bu ‘çok kişilikli’ oyunda iki ayrı karakterle birden sahnede. Kukla deyip geçmeyin; kendisi zor bir kişiliğe sahip... Şöhret, ödüller, radyo programları falan derken bir süre sonra boğuluyor. Kendini bulma yolunda tek kişilik deneysel oyunlardan yogaya, veganlıktan inzivaya çekilmeye ve hatta aile dizimi terapilerine başvurmadığı yol kalmıyor. 90 dakikanın nasıl geçtiğini anlamayacaksınız.10 Eylül Perşembe, 21.00’de Kadıköy Selamiçeşme Özgürlük Parkı’nda. Biletler 25 lira.

HAFTANIN BEŞ OYUNU

Josef Bieder’in Yıldızının Parladığı An (Aksesuvarcı)-İstanbul Devlet Tiyatrosu: Usta oyuncu Ali İpin’in sahneyi Özge Özdemir’le paylaştığı oyun, mesleğine tutkuyla bağlı bir aksesuarcının tek geceliğine seyirci karşısında tüm maharetini sergileyişinin eğlenceli öyküsü... Bu akşam 20.00’de, Üsküdar Tekel Sahnesi’nde.

Basit Bir Ev Kazası-Baba Sahne: Günay Karacaoğlu’nun yetkin oyunculuğuyla tek kişilik bir kadın öyküsü. Songül’ün yaşadıklarını kara mizah atmosferinde izleyip pek çok yerde kendimizi göreceğiz... 6 Eylül Pazar 21.00’de, KüçükÇiftlik Park’ta.

Dansöz-Mek’an: Sezen Keser’in akılda kalıcı bir performansla sahneye taşıdığı Dansöz Meryem’in karanlık hikâyesi ataerkiyle, şiddetle, iktidarla bir tür kişisel hesaplaşma... 6 Eylül Pazar 20.30’da, Ankara Cer Modern Açık Hava’da.

Aziz Nesin Kabare-İzmir Halk Tiyatrosu&Levent Üzümcü Tiyatrosu:

Yazının Devamını Oku

Haydi parklara, oyun seyretmeye!

29 Ağustos 2020
Yaz mevsiminin son akşamlarında açık alanda seyircisiyle buluşan oyunlar sizi bekliyor. Bu hafta iki eğlenceli oyun dikkat çekiyor. Biri Bursa’da, Nilüfer Balat Kent Ormanı’nda; diğeri İstanbul Kadıköy’de, Selamiçeşme Özgürlük Parkı’nda. DOT ise Kemerburgaz Kent Ormanı’nın ortasına sahne kuruyor.

SHIRLEY’NİN ÖZGÜRLÜK YOLCULUĞUSHIRLEY VALENTINE - KOMEDIATÜRKTanıdık ama çoğu kez görmezden gelinen bir kadın öyküsü. Orta yaşlı, ‘sıradan’ bir ev kadını Shirley Valentine. Kendisini çocuklarına, ondan beklenen ev içi sorumluluklara adamış, mutfağının duvarlarına sıkışmış bir kadın… Ama şimdi özgürleşme, kendini bulma, kendisini iyi hissettiren şeylerin peşine düşme zamanı. Dertlerini, hayallerini mutfak duvarlarının dışına taşırmanın tam sırası. Shirley’nin monoton hayatı, duvar dışındaki tek arkadaşının ona bir Bodrum tatili hediye etmesiyle yeni bir evreye geçecek. Sumru Yavrucuk’un yetkin oyunculuğuyla ayağa kaldırdığı bu eğlenceli öykü, kadınlara “Kendinizi hatırlayın!” dedirten cinsten. Bu akşam 21.00’de Bursa, Nilüfer Balat Kent Ormanı’nda. 105 dakika; tam 20, indirimli 15 lira.

DOKUZ YAŞINDAN BÜYÜK HERKESEFİL - TİYATRO BEREZEFiruze Engin, Elif Temuçin ve Erkan Uyanıksoy’un küçük ve üretken topluluğu BeReZe, izleyicisini hayal kırıklığına uğratmayan ekiplerden.

‘Fil’ oyunuysa Danimarkalı tiyatro ekibi Teatergruppen Batida ile gerçekleştirdikleri, biraz fazla büyük hayalleri olan bir sihirbazla, ona biraz fazla âşık olan yardımcısının hüzünlü öyküsü. Hikâye anlatıcılığı ve fiziksel tiyatroyu harmanlayarak sahnedeler. 31 Ağustos Pazartesi, 21.00’de Kadıköy Selamiçeşme Özgürlük Parkı’nda. 45 dakika, 25 lira.

Pandemiden en sert etkilenen, krizi aşmalarına yardımcı olacak bir destek bulamayan tiyatro cephesinden tek bir güzel haber bile büyük moral veriyor. DOT’un “Tiyatroyu ormanda yapacağız” duyurusu son günlerin en çarpıcı havadisi oldu. Kemerburgaz Kent Ormanı’na, doğanın tam ortasına kuruyorlar sahnelerini. Eylülde açılacak yeni tiyatro alanını haftanın iki günü de Kumbaracı50 ile paylaşacaklarını duymak haberi taçlandırıyor. Üstelik burası tiyatronun bol ilhamlı bir buluşma noktası olacak.

Yazının Devamını Oku

Ay doğarken gece çağıracaklar bizi!

22 Ağustos 2020
Altıdan Sonra Tiyatro’nun ‘Hayalet Kumpanya’sının marifetli oyuncu hayaletleri, endişeyle kaplı bu günlerde seyirciyi neşeyle sarsıyor. “Biraz hayal biraz gerçek çünkü ölüm yok, çünkü hayat düşlerde!” diyorlar...


Senelerce birlikte tiyatro yapmanın getirdiği içten duygularla bezeli müzikli bir gösteri. “Sanat varsa ölüm olamaz ki zaten” dedirten, içinden hayat fışkıran bir oyun: ‘Hayalet Kumpanya’. Bağımsız tiyatro sahnemizin önde gelen topluluklarından Altıdan Sonra Tiyatro’nun 20’nci yaş hediyesi.

İçinizi kıpır kıpır edecek

45 sene önce bilinmeyen (!) bir nedenle yanan (Yönetmen Yiğit Sertdemir’in dediği gibi “Çünkü bizde tiyatro yakmak bir gelenektir”) ve o gün provaya geç kalan suflöz kız dışında tüm kadronun öldüğü bir kumpanyanın genel provasındayız. O genç suflöz şimdi yaşlı bir kadındır ve her sene yangının yıldönümünde tiyatroya gelir, son provayı tekrar yaşar. İşte bu neşeli kumpanyanın Çehov’un dört eserinin (‘Bir Evlenme Teklifi’, ‘Ayı’, ‘Tütünün Zararları’, ‘Sayfiyede Yaz’) birbirine örüldüğü oyunun provası başlar.

“Ay doğarken gece çağıracaklar bizi/Sözcükler müzikler bitmeyen hikâyeler (...)” Daha bu dizelerden içinizi kıpır kıpır edecek bir ‘kumpanya oyunu’ sahneleyeceklerinin sinyalini veriyor ekip. Oyunun grotesk havası kostümden makyaja, ses ve beden kullanımından gösterinin hareket düzenine ölçülü bir şekilde dağıtılmış. Koro olarak seslendirdikleri eğlenceli şarkılar da cabası. İzlediğimiz esasen bir genel prova ve haliyle oyunun halihazırdaki yüksek ritmi ‘ekip içi’ şakalarla iyice katlanıyor. ‘Ayı’ oyunundaki ‘canlı tablolar’ oyuncuların platformun altından sahne üstüne çevik geçişleri akılda kalıcı.

Hem Çehov’un metinlerinin komedisini sergilemesi hem de tiyatronun bir arada olma hissini anımsatıp, hayata ve sanata dair umudu diriltmesiyle hayli başarılı bir iş. Oyundan çıktığımda hissettiğim tek eksiklik canlı müzik olmuştu. Endişeyle sarmalandığımız bu dönemde bizi neşeyle sarsacak bir oyun ‘Hayalet Kumpanya’.

HAYALET KUMPANYA Altıdan Sonra Tiyatro

Yazının Devamını Oku

Oyunlar, yıldızlar ve ay sizi bekliyor

15 Ağustos 2020
İstanbul’un açık hava sahneleri sezondan seçkileri ağırlamaya devam ediyor. Bu hafta yıldızların altında izleyebileceğiniz üç oyun önerisi...

Bu kadına deli mi demeli şimdi?
BİR DELİNİN GÜNCESİ BİTEATRAL“Ömrünün büyük bir kısmını akıl hastanesinde geçiren kadın, günün birinde beklenmedik bir anda salıverilir… Her anlamda sistemle doğuştan sorunu olan bu kadın, akıl hastanesinden çıkar çıkmaz cehenneme dönmüş bir dünyanın ortasında buluverir kendini. Gerçeği algılayana kadar olan olur ve o eşsiz deliliğin refleksiyle bütün okları üzerine çekmeyi başarır…” Güne sıradan bir kadın olarak başlamak bile yeterli ekibin üstteki cümlelerle anlattığı oyunun tanıdık gelmesi için. Ayşe Lebriz Berkem’in yetkin oyunculuğu ve Aslı Erdoğan’ın leziz kalemini buluşturan bir performans. Bu sene odağına kadın hikâyelerini alan Müzede Sahne programından…

15 Ağustos Cumartesi, 19.00Sabancı Müzesi, Fıstıklı Teras Ana Sahne, 60 dk. Tam 80, öğrenci 40 lira

Sıradan telaşlardan sapınca… SIFIR TELAŞ TİYATROPERESTSezon yarıda kalınca sesini yeterince duyuramamış oyunlardan. Onur Özaydın’ın yazıp yönettiği tek kişilik oyun, bir dizi sorumlulukla boğuşarak hayata tutunmaya çalışan sıradan bir adamın tanıdık, hüzünlü ve aynı zamanda eğlenceli öyküsü. Dedesinin hastalığı nedeniyle rutin koşturmacasından çıkıp Gelibolu’ya giden Yamaç burada kendisini bir radyoda program yaparken bulur ve hayat ritminde değişiklikler belirir. Doğu Akal’ın rejisiyle…

19 Ağustos Çarşamba, 21.00
HANN Sahne, Teras
85 dk.

Yazının Devamını Oku

Yaz bitmeden gel...

8 Ağustos 2020
Sezon, mesafeli açık hava etkinlikleriyle sürüyor, seyircisinden aylarca ayrı düşen toplulukların bir kısmı da bu organizasyonlarda kendine yer buluyor. Bu hafta da mesafeyi gözeterek dış mekânlarda izleyebileceğiniz üç iyi oyun önerimiz var.

SAVAŞTAN DÖNEN BİR ASKER
KAPILARIN DIŞINDA - YOLCU TİYATROYolcu Tiyatro’dan tiyatro tarihinin en sert savaş karşıtı metinlerinden biri. Nasyonal sosyalizm ve savaş karşıtı Wolfgang Borchert’in yazdığı oyuna, özgün bir yorum. Ekip, ruhsal ve fiziksel yaralarla savaştan dönen bir askerin mücadelesinin ve hiçbir şeyi eskisi gibi bulamamasının hikâyesini sahneliyor. Ersin Umut Güler’in yönettiği bu güçlü oyunu; Cenk Dost Verdi, Pervin Bağdat, Burak Üzen ve Emre Sancar taşıyor sahneye. Rehavete kapılır gibi hissettiğimiz anlarda, bizi sakınmadan dürtecek, çimdikleyecek bir oyun. Zorla silah altına alınmış gencecik bir adamın kaleminden çıkmış bir metin, o metne getirilen titiz bir yorum...

9 Ağustos Pazar, 21.00
Selamiçeşme Özgürlük Parkı
85 dakika
22 lira

TEREDDÜTSÜZ BİR TAVSİYE

Yazının Devamını Oku