Paylaş
Bugün Pazar.
Bugün güzel şeylerden konuşalım.
Bugün güneşe çıkalım eğer yukarıdan göz kırpıyorsa.
Eşofmanları çekip sahile inelim.
İyot kokusunu ciğerlerimize doldurmak için.
Bugün Pazar.
Sinemaya gidelim mesela. Kalbi kırık kadınların bu yıl ki en favori filmi Lola Versus (Şimdi gel de gör beni) vizyona girdi.
Kadınız ya, hayatın bize verdiği tüm kaprisleri kullanalım mesela. “Aa hayatta pop corn yemem ben çok yağlı” deyip yanımızdakinin kovasından tırtıklayalım.
Ya da ailecek sinemanın yolunu tutalım, peki kabul.
Brenda Chapman’ın yönettiği fantastik animasyonu izleyelim çoluk çocuk. İsmi Brave (Cesur). Dünyanın en şeker ve komik prensesinin, asırlık geleneklere karşı çıkışını anlatıyor.
Bisiklete binelim ya da. Bisiklet yolundan yürüyenlere sinirlenmeyelim.
Havalı korna taktıralım bisiklete. İstediğim yerden yürürüm sana ne kardeşim’cileri yerinden hoplatalım. (tecrübe ile sabittir)
Bugün Pazar.
Ailemiz varsa onlarla, yanımızda değillerse dostlarla kocaman bir sofrada, uzuun bir kahvaltı edelim. Boyoz da olsun sofra da, “gevrek” de. Finalde kızarmış ekmeğin üzerine nutella sürelim.
Hiç suçluluk duymadan. Bugün Pazar.
Bugün Pazar.
Kapatıp gözlerimizi müzik dinleyelim. Canımızın istediğini, telaşsızca. Amy WineHouse’un yeni erkek varisi olacak gibi görünen Maverick Sabre’yi deneyelim mesela.
Ya da koyup kadehe bir akşam üstü rakısı, İncesaz eşliğinde balkon sefası yapalım:
“Çok aşığın var diyorlar”.
Çünkü bugün Pazar.
En sevdiğimiz yemeği pişirelim. Ya da hiç yemek pişirmeyelim. Pizza söyleyelim. Ama yanına güzel bir şişe kırmızı şarap açalım.
Çünkü bugün Pazar.
Gül rengi şarap içilmez mi böyle günde?
Ama en çok bir AVM’ye kapatmayalım kendimizi. Kapatmayız değil mi? Daha o yağmurlu, o soğuk günlere çok var. Dışarıda hayat var.
Çünkü bugün Pazar.
Pera Müzesi’ndeki BİZİM İZMİRLİLER
Tepebaşı’ndaki Pera Müzesi, benim İstanbul günlerimde iki elim kanda olsa uğradığım müzelerin başında gelir. Neler görmedim ki orada? Botero’lar, Goya’lar, Frida Kahlo’lar. Ama bu kez mucizevi bir şey oldu. Epeydir sanat manat işlerini boşlamış olan ben, İstiklal’de yürürken, “dur bir bakayım şu Pera’da ne var” dedim. Odakule’den içeri dalıp Pera Müzesi’nin önüne geldiğimde kanım çekildi.
“Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğrenci Projeleri.”
Nasıl ya? Benim okulumun öğrencileri burada, İstanbul’da, hem de Pera’da sergi mi açmış? Hemen içeri daldım ve heykel, seramik, yerleştirme, sahne tasarımı, grafik tasarım ve fotoğraf öğrencilerinin projelerinden oluşan nefis bir sergi gezdim. Tadı resmen damağımda kaldı. Yolunuz bu aralar İstanbul’a düşerse muhakkak uğrayın. 30 Eylül’e kadar bizimkiler, Pera Müzesi’nde!
www.peramuzesi.org.tr
Tetikten Denklanşöre
Geçen hafta bir mail geldi. Genç bir Polis Memurundan. Hiç tanımadığım. Demiş ki Deniz Zenginobuz:
“Yaklaşık 5 yıldır fotoğraf tutkunuyum. Hobi olarak başladığım fotoğraf hayatımın en önemli parçası haline geldi. Kars ve İzmir’de çektiğim fotoğrafları derleyip Buca’da Mücahit Bora
Sanat Merkezi’nde sanatseverlere açtım. Geniş bir katılım olması için basın yoluyla yardımcı olursanız sevinirim... Sergiden çekilmiş fotoğrafları ve kendi çapımda bir yazı yazdım, word belgesi olarak gönderiyorum.”
Yardımcı olmaz mıyım? Seve seve olurum. Hatta bu hafta içi atlayıp sergiye bile gelirim. Çünkü, 21 Eylül’de bitecek Deniz’in sergisi. Ve bana göndermiş olduğu foroğraflara bakılırsa gerçekten iyi iş çıkartmış.
Adres için Mücahit Bora Sanat Merkezi Tel: (0232) 439 00 89
Paylaş