Paylaş
BU hikayeyi kimse bilmez bak, yaz sıcağından bunalıp kendini sahillere atan okur. Anlatayım... Yıl 2011. Henüz hayatına Hürriyet girmemiş bir reklam yazarıyım. Tasarımcı ve bi hayli ‘renkli’ arkadaşım Selin (Kurtbilek) aradı.
“Bahar Alaçatı’da Ege Giyim Sanayicileri Derneği yararına moda ve tasarım festivali yapıyoruz. İsim bulamadık. Senin işin bu ve bize yardım et.” Yaklaşık bir saat sonra Millfest ismi çıkmış, Selin’e mail atılmış, kurul tarafından onaylanmıştı bile. Mill, İngilizce değirmen demek. Alaçatı’nın tarihi değirmenlerini ve dolayısıyla Alaçatı’yı simgeliyor. Fest ise zaten festivalin kısaltılmışı.
Sonuç olarak Alaçatı Millfest bu günlerde, 3. yaşını kutluyor. Sevildi. Tutuldu. Bu yıl Uğurhan Akdeniz ve ekibinin organizasyonu ile bir basamak daha atlayacağı kesin.
3 – 7 Temmuz arasında düzenlenen bu yılki festivalde; Özgür Masur, Simay Bülbül, Deniz Berdan, Özlem Kaya, Raisa Vanessa, Eda Güngör, Mavi/Chalayan, Mavi/ Mehry Mu gibi Türkiye’nin önde gelen moda tasarımcılarının Alaçatı’ya özel tasarladıkları koleksiyonlarının bulunduğu yaklaşık 30 stant yer alacak. 3 gün boyunca defile, after party ve söyleşiler birbirini takip edecek. Detaylı bilgiye www.millfest.org sitesinden ulaşabilir, tüm programı takip edebilirsin.
Bugüne dek isim bulduğum, marka kimliği yarattığım onlarca iş var. Ama festival ismi bulmak başka. Çünkü bir süre sonra kimseye değil, insanlara maloluyor. Hele ki iyi bir iş çıkmışsa ortaya, sen mutlu, mesut ve sessizce stantların ve kalabalığın arasından yürüyüp gidiyorsun.
L’Escargot, ünlü şef Maksut Aşkar’ı ağırlıyor
Maksut Aşkar (çevresindekiler kısaca Maks diyor) kendini ‘tat tasarımcısı’ olarak tanımlıyor. Klasik bir yemeği bile bildik ama akla gelmeyecek malzemelerle bir lezzet senfonisine dönüştürüyor. Louis Vuitton ve Donna Karan gibi dünya devlerinin davetleri için yemek tasarımı yapıyor. Yemek tasarımı diyorum çünkü, gözüne güvenen yemek fotoğrafçıları bile styling’i ona bırakıyor. Şef Yılmaz Öztürk’ün başarılı sunumlarıyla beğeni toplayan Alaçatı L’escargot Restaurant; Şef Maksut Aşkar’ı ağırlıyor. En büyük ortak noktaları işlerine karşı her gün giderek artan heyecanı olan iki başarılı şef, Çeşme Yarımadası’nın her koyunu, her toprağını karış karış gezip, Ege’nin bereketli topraklarından Ovacık enginarını, Sığacık satsumasını yerinden toplayarak unutulmaya yüz tutmuş yöresel yemekleri sizler için yeniden yorumlayacak. İki yetenekli şefin birlikte ortaya çıkaracakları Ege lezzetleri kaçmaz!
Rezervasyon için: 0232.716 67 00
Alaçatı barınağından haberiniz var mı?
Bizler gibi iki fış fış yapıp yaz tatilini Alaçatı’da geçiren kadınlar değil onlar. Yaz kış burada yaşıyorlar. Kimi profesyonel aşçı, kimi seramik sanatçısı, kimi kariyerine ve plaza hayatına dur deyip, gelip kendi mütevazi otelini açmış, kimi de tasarımcı. Bu bir avuç gönüllü, bundan iki yıl önce ortaklaşa bir işe soyunuyor. Bir sürü “hevesi geçince köpeğini terk eden hayvansevmez”in Alaçatı sokaklarına terk ettiği kedi ve köpekler için oluşturulan barınağa sahip çıkıyorlar. Ciddi anlamda sahip çıkıyorlar. Her gün dönüşümlü olarak barınağa gidiyorlar, hayvanların bakımı ile ilgileniyorlar. Aşıları, mamaları, yemekleri, bakımları için bağış topluyorlar. Yani ellerinden gelen ne varsa yapıyorlar. Şimdi bir projeleri daha var: Alaçatı, sokak hayvanlarımız yararına “BİZ EL ELE VERDİK; SEN DE UZAT ELİNİ” isimli bir karma sergiye ev sahipliği yapıyorlar.
Açılışı 12 Temmuz Cuma saat 19.30’da Hacımemiş’teki Kapari Atölye de gerçekleşecek sergiye; Türk, Alman, Belçika, İtalyan, İngiliz ve Yunan uyruklu 20 sanatçı katılıyor. Ayrıca Alaçatı Atatürk İlköğretim Okulu öğrencileri sergiye özel bir çalışma hazırlıyor. Etkinliği destekleyen markalar arasında Arts and Crafts, Ferdi Baba Port Restoran ve Kartpostal mağazası var. Bağımsız çalışan Alaçatı Hayvan Gönüllüleri Grubu, sergi çerçevesinde sunacakları bilgilendirme panosunda sokak hayvanlarının ihtiyaç ve sıkıntılarına işaret edecek, vatandaşların duyarlılığına seslenecekler. Sergi Kapari Atölye’de 19 Temmuz’a dek sürecek. Eğer gerçek bir kedi – köpek dostuysanız ve lafta değil, özde hayvan severseniz sergiye destek vereceğinize inanıyorum. Bir de gözünüzü seveyim, oğlunuza kızınıza karne hediyesi kedi-köpek alıp, kış gelince Çeşme, Foça, Seferihisar sokaklarına terk etmeyin artık şuncağızları. Çünkü ne barınaklarda yer kaldı, ne de bende asap!
Paylaş