İzmir’in tadına varın

Ben bu satırları yazarken, sen uyuyordun saatini 07:30’a kuran iş yorgunu dakik okur. Bense, İzmir’in en güzel manzaralarından birine sahip Hilton Oteli’nin 22. katındaki odalarından birinde, bu hem güzel, hem beton yığını (ikisinin aynı anda olduğu, hem kızıp hem aşık olduğumuz kaç şehir vardır ki, dünyada) şehri, sabahın ilk ışıkları ile birlikte, bilgisayarımda parmak şıklata şıklata izliyordum.

Sonra uzun uzun Körfez’e, martılara, gelip geçen vapurlara baktım... Ve dedim ki İzmir’e, “artık denize çıkan sokaklarının birinde, minik bir evim yok. Şimdi, kalbindeki yerim, en güzel manzaralı otellerinin seni seyreden pencereleri...”
Evet, bir sabah erkenden, yine sen uyurken, ben bu güzel şehirden taşındım. İstanbul’da içinde hep İzmir olan yeni bir hayata başladım. Eskiden haftada bir koşarak İstanbul’a gidişlerim, al takke, ver külah tam tersine döndü. Şimdi, tam da şu an olduğu gibi her fırsatta İzmir’e koşar oldum. Bize biraz daha dışarıdan bakabiliyorum. Kendi küçük aklımca, İzmir–İstanbul karşılaştırmaları yapıyorum. Biz niye böyleyiz, onlar neden böyle, ne eksik, ne fazla... bla bla! Eğer merak ederim dersen, şu sıralar #istanbulda1izmirli etiketiyle instagram’dan, çok yakında da bu sayfalardan izlenimlerimi okuyabilirsin.
Taşınmaya karar verdiğim sabah, soluğu Deniz Sipahi’nin ofisinde aldım. Dedim ki, “ben şehir değiştiriyorum”. Dedi ki, “bekliyordum”. Dedim ki, “artık yazmamı istemezsin sanırım Ege ekinde”. Dedi ki “zaten hiç burada yoktun ki, bize hep dünyanın, Türkiye’nin bir ucundan bildiriyordun, sen bu ekin özgür kızısın, buna devam et. Bizi bize, şimdi de dışarıdan bakan gözlerle anlat”. Dedim ki, “vizyon bu olsa gerek”.

Şimdilik böyle İzmir... Artık senin denize çıkan sokaklarının birinde, minik bir evim yok. Şimdi, senin kalbindeki yerim, en güzel otellerinin seni seyreden pencereleri... İşte bundan sebep bugün ilk kez sana bir tepeden baktım İzmir... İlk kez senin koynunda, bir otelde açtım gözümü. Bir gün kimse senden iş için, aş için, gelecek için gitmesin dilerim. Yerin hep kalbimin baş köşesinde...
Önemli not: Çocukluğumdan beri orada duran Hilton İzmir Oteli’nin manzarası da misafirperverliği de nefismiş, kongre sebebiyle konakladım, bir kez daha teşekkür ederim.

Gastronomi Turizmi Kongresi, benden tam not aldı

Bilmem haberiniz var mı? İzmir, çok önemli bir birliğe kabul edildi. Dünyaca ünlü DELICE Gurme Kentler Birliği’ne. Türkiye’den merkezi Lyon’daki bu birliğe kabul edilen ilk şehir İzmir. Ve bu sebeple Uluslararası Gastronomi Turizmi Kongresi, Fuarİzmir’de düzenlendi. Travel Turkey İzmir 2015 Fuarı ile eş zamanlı olarak, İZFAŞ, İzmir CVB ve TÜRSAB ve İzmir Ekonomi Üniversitesi tarafından düzenlenen kongre beni şaşırttı, sevindirdi. Konuşmacı listesi, teknolojisi, sunum imkanları ile kalbimi fethetti. Dedim ki, İzmir’de de artık bu ölçekte bir kongre yapabiliyoruz, ne güzel. Ben gastronomi kongresinde, “dijital kentsel pazarlamada gastronominin önemini” anlatırken, hemen yanı başımda, Serkan Saysen, İzmir Gourmet Guide projesini anlatıyordu. Başlığım oradan alıntı. İzmir Gourmet Guide ile ilgili notlarımsa haftaya. Sevgiyle kalın, İzmir’in tadına varın, beni özleyin, çünkü ben sizi çok özleyeceğim... Haftaya gene İzmir’deyim bu nasıl taşınmak ben de anlamadım...)))