Paylaş
Ertuğrul Özkök EGİAD ile söyleşti, Enis Berberoğlu ve Fatih Çekirge ESİAD ile buluştu, Ahmet Hakan “Tarafsız Bölge”yi İzmir Ekonomi Üniversitesi Kampusü’nde öğrencilerle birlikte çekti, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım da ödül töreninde İzmirlilerle bir araya geldi.
Elimden geldiğince “çaylak kontenjanından” tüm etkinliklerin bir bölümüne katıldım. O da yetmedi sizin adınıza sorular sordum. Facebook genel merkezindeki izlenimlerini anlatan Özkok’e, İrlanda hükümetinin krizden sonra yaptığı gibi genç girişimcilerin önünü açacak bir vergi reformuna ihtiyacımız olup olmadığını sordum. Seveni kadar sevmeyeni de çok olan Hürriyet yazarı, son derece etkileyici bir konuşma yaptı ve aklımdan uzun süre çıkmayacak şu cümleye imza attı...
“Benim için İzmir demek, son derece gelişmiş bir itiraz kültürü” demek.
Sıkı laf!
Hemen ardından Hürriyet Kırmızı Kent Reklamcılık Yarışması’nın ödül töreni duayen reklamcı Levent Erden’in “Gürültü” isimli sunumu ile başladı. İzmir’i nasıl tanıtırsın temalı yarışmanın birincisi Reklam Merkezi oldu.
Buraya kadar herşey güzel. Hatta ve hatta Bakan Binali Yıldırım’ın Türkiye’nin son 10 yılındaki gelişimini anlattığı saatler süren konuşmasını bile esprili üslubu ve grafiklerle anlatımından dolayı ilgiyle dinledik.
Sıra geldi soru cevap kısmına. Salondan çok sayıda el kalktı ve en sonunda benim sormaya can attığım soru, 9 Eylül Rotary Kulübü Başkanı’ndan geldi...
“Sayın Bakanım benzin neden bu kadar pahalı?”
Salondaki tek alkış kimden geldi bilin bakalım. BENDEN! Özkök’ün bahsettigi itiraz kültürünün temsilcisi olarak o koca salonda, benzin fiyatına itiraz etme hakkımı bir tek ben kullandım. YORUMSUZ.
Haberalın hastanesi
BEŞ gündür yine hastanelerdeyiz. Annemin geçtiğimiz yıl başarılı bir operasyonla takılan diz protezi, nasıl olduğuna akıl sır erdirmediğimiz bir şekilde yan bağlarını koparması sonucu yenilendi. Bu da geçen yıl yaşadığımız ameliyat sürecini sil baştan yaşamamız demek. Çok şükür siz bu satırları okuduğunuz saatlerde taburcu olacağız. Aslında bir tekne kazıntısı olarak pek çok hastane dolaştım, hem annem hem babamla ilgili. Dokuz Eylül de Ege Tıp da bütün eksiklere rağmen İzmir’in yüzakı. Çok şükür ikisi de iyileştikleri rahatsızlıklar geçirdi. İrili ufaklı ameliyatlardan fizik tedavilere... Ve tüm bu süreçlerde hep doktorluğun alındığına değil, seçilmiş kişilere Allah katından verildiğine inandım. Şimdi de Prof. Dr. Mehmet Haberal tarafından kurulan Başkent Hastanesi’ndeyiz. Geçen yıl yenilendi, tertemiz, pırıl pırıl. Herkes ilgili, güleryüzlü. Kapının girişine Mehmet Haberal için konmuş deftere ben de izlenimlerimi yazdım... Hastane yönetimi ve doktorumuz Doçent Hakan Boya’ya bir kez de buradan teşekkür etmek istedim.
Paylaş