Hayatın sana en büyük kıyağı; kahraman bir baba!

Haberin Devamı

YEMİN ediyorum şu hayat, bağzımıza sırıtarak doğuyor. Annenin koftiden olma ihtimali binde bir de babanın kahraman olanını yakaladıysan, daha doğumhanede 1-0 galip başlıyor sana hayat.
Çok acayip şey babalık. Düşünsene, annelik genin yok, doğurganlık genin yok, fedakarlık genin yok, endişe genin hiç yok, ama sen yine de “kahraman baba olucam, dağları delicem” diye siftinip duruyorsun. Zamanla tüm bu genleri ediniyorsun. Savaştan galip çıkarsan, ardında ömür boyu sana minnettar bir evlat bırakıyorsun. Ödülü de büyük.
İşte ben o hastanede, hayata sırıtarak gelenlerdenim. Hem de ne sırıtmak. Bin türlü hadise üzerine doğup dünyanın en matrak babasına kavuşup torunu olacak yaşta baba olan (60) bir adamın sevincine ortak olup hayat boyu torun muamelesi görüp bunu sonuna kadar kullananlardanım.
Şahane bir adamın şahane maceraları ile büyüdüm. Bir tek günü bile olaysız geçmedi çocukluğumun. Hayatın en büyük konforu, kendini, seni eğlendirmeye adamış bir baba bulmak. Kız çocuğu olmanın verdiği “ooo ben bunu avucumda oynatırım” hissi ile adamcağızı oradan oraya savurmak.
Ve bunu yaparken daha 4 yaşında olmak.
Hayatın en büyük konforu, bir adam tarafından kayıtsız şartsız sevildiğini bilmek. Hayatın en büyük lüksü, anne-baba-çocuk-kardeş dörtgeninde sevgiyle kuşatılmak. “Biz var ya biz, her türlü sorunun üstesinden geliriz oolum” hissine kapılmak. Bir nev-i kendi brave heart’ını çekmek. Hem de sıfır bütçeyle!
Sen gideli bugün 23 gün oldu babam.
Sen gidince ben de gittim buralardan. Gaziantep’e gittim, Kapadokya’ya gittim, üzerine bir Köln yaptım, yeter ki burada olmayayım, yeter ki o acıyla yüzleşmeyeyim diye. Ertesi gün uyandım, “acımadı kii” dedim, yola çıktım.
Sonra döndüm geldim ki, sen yoksun. Hayat kapıyı dann diye yüzüme çarptı.
Şimdi, bununla yaşamayı öğreniyorum. Elim 2 aydır kağıda kaleme varmadı babam. Şimdi, kağıtla, kalemle, klavyeyle yeniden barışıyorum.
Babasını 12–13 yaşında kaybedenlere haksızlık olur diye hiç ağlamıyorum.
Size de diyeceğim şu beyler: Bırakın şirketinizi, ekonomiyi, banka hesabınızı ve hatta dünyayı kurtarmayı da bir çocuğun hayatını kurtarın. Sizin ya da değil. Bir çocuğun kahramanı olmayı deneyin. Ertelemeyin. “Ne filim adamdı be” diyecek, sizi anarken gülümseyecek bir velet bırakın yarına.
Bunu bir titan zinciri gibi düşünün, senin sevdiğin bir başkasını sevecek.
Bir gün gelecek dünyayı para değil, güzellik kurtaracak.
Bir çocuk sevmekle başlayacak her şey.

Haberin Devamı


Özel teşekkür
Cenazemizi duyup gelen eşe – dosta – komşuya; çelenk gönderen, bağış yapan yakın olduklarımıza, babamı acayip seven arkadaşlarıma, el ayak çekildikten sonra babamla ilgili en matrak hikayeleri anlatıp karnımıza ağrı girene kadar gülmemizi sağlayan kocaman canım aileme; melek ötesi ablama ve enişteme; ona son gününe kadar bir bebek gibi bakan Ege Üniversitesi Geriatri Ana Balım Dalı Başkanı Prof. Dr. Fehmi Akçiçek ve ekibine, parçası olmaktan her zaman gurur duyduğum büyük Hürriyet Ailesi’ne ve benden şahane bir insan yaratan biricik babam Refet Akıncı’ya teşekkürü bir borç bilirim.

Yazarın Tüm Yazıları