Aynı mutluluÄŸu ÇeÅŸme Otobanında da yaÅŸamak istiyoruz

Patronuna yalvar yakar işten erken kaçmışsın ya da zaten patronsan kimseye hesap vermeden son model arabana atlamışsın. Veyahut uçağa atlayıp İzmir Havalimanı’ndan, sezonda yalvar yakar fahiş fiyata kiraladığın aracını teslim almışsın.

 

İzmir semalarında, klasik bir Cuma yaz öğleden sonrası, yani.

 

Alsancak’tan başlayan trafik, Narlıdere gişelerine kadar gıdım gıdım.

Gişelerde kocaman bir tabela: ¨Bu noktadan itibaren zengin fakir ayrılsın cicim¨. 

 

Sol şerit, Allah ne verdiyse yardırırken, sen düz vites aracınla orta şeritten sakin

sakin gidiyorsun. O da ne, ileride 20’yle giden bir kamyonet var ve sollaman lazım.

 

Tam sinyalini verip gaza basıp vites büyütüp sol şeride geçmişken, arkadan hayatında görüp görebileceğin en devasa cip selektör ata ata sana doğru geliyor! Sen de 200 km, ben diyeyim 250 km hızla.

 

İşte o heyecan var ya o heyecan... Kendini sağ şeride atana kadar; kakalı bezinden (afedersin) lise mezuniyetinin kep törenine kadar tüm hayatın, gözlerinin önünden film şeridi gibi geçiyor.

 

Arabada yalnız değilsen daha fena. Tanışma hikayeniz, birbirinizin doğum günleri, ilk aşklarınız, salya sümük ağlayışlarınız, iki tek atınca öpüjem diye sarılmalarınız... filan.

 

Şimdi gel de gör beni!

 

¨1 Temmuz’da yürürlüğe girecek olan yeni uygulamayla Aydın-İzmir arasındaki 112 kilometrelik otoban yolunu 1 saat 11 dakikadan kısa sürede tamamlayan araç sürücüleri, hız sınırını aşmış sayılacak ve haklarında cezai işlem uygulanacak.¨

İşte günün en güzel manşeti bence.

Uygulama (şimdilik) sadece, ¨İzmir-Aydın, Ankara-İstanbul, İstanbul-Edirne, Adana-Mersin ve Adana-Şanlıurfa, Niğde-Şanlıurfa¨ otoyollarında eş zamanlı olarak 01 Temmuz 2017 tarihinde başlayacak.

 

Ama yetmeeez! Aynı ağlamaklı yüz ifadesini, ömrümüzden ömür götüren Çeşme Otobanındaki ¨gazkesmez¨ arkadaşlarda da görmek isteriz.

 

Kaç koç yiğidin ayağını gazdan kesecek, kaç 2000 motor aracın otoban çıkış

gişelerine 5 metre kala ağlaşmasına sebebiyet verecek kim bilir.

 

¨Ooohh canıma değsin¨ der, sol sinyalimi verir, öndeki kamyoneti sollar, tekrar emekli öğretmen misali orta şeridime geçer, giderim arkadaş.

 

STALK’LARKEN İYİ MİYDİ?

 

Ben, bütün kız Whatsapp gruplarım, Hale, Jale, bütün mahalle dahil;

Seyma Subaşı stalk’lamayanını (yani sosyal medya hesaplarına gizli gizli

bakmayanını, ekran görüntüsü alıp birbirine yollamayanını) henüz görmedim.

 

¨Neden yapıyoruz bunu?¨ diye sordum bir gün Arzu’ya.

 

¨Ya çok gıcık olduğun bir banka reklamı seyretmek gibi düşün¨ dedi.

Sinir oluyorsun, vücudundaki bütün hücrelerin ayağa kalkıyor ama izlemekten kendini alıkoyamıyorsun.

 

Pazar’dan beri de Şeyma Subaşı’nın Onur Baştürk’le yaptığı röportaj konuşuluyor ki, bitecek gibi değil.  

 

‘Herkeş’lerde bir dudak büzmeler, kaş kaldırmalar, ¨yok artııık, iki kelimeyi bir araya getirememiş¨ demeler.

 

Pardon ne bekliyorduk? Hayatın sırrını vermesini mi?

 

Türk dış politikasının Katar, Arap Yarımadası ve İran arasındaki çıkmazda

nasıl bir rol üstleneceği konusunda açıklama yapmasını mı?

 

Metafizik alanında geliştirdiği son buluşu mu?

 

Iphone 8’le muhteşem selfi’ler çekebilmemiz için Silikon Vadisi’nde

geliştirdiği ön kamera modülünü mü?

 

2 yıldır kadını deli gibi stalk’layıp ¨ay ben hayatta takip etmiyoruğğğm¨

derken neden şimdi hepimiz şaşırmış gibi yapıyoruz.

 

Popüler kültür sevicileri bizi.