Sözün özü

“Tavırlarıyla sözleri birbirini tutmayan insanlar, yağ ile su gibidir. Aynı kapta olsalar da kendi içlerinde bir bütün olamazlar.” (Doğan Cüceloğlu)

Haberin Devamı

Farkında mıyız? Aynaya baktığımızda gördüklerimizle, çevreye gösterdiklerimiz örtüşüyor mu? Kendimizi, duygularımızı pazarlıyor muyuz yoksa gözleri kamaştıran halimiz, yüzümüze gerçekten yansıyan yüreğimizin aydınlığı mıydı? İnsan uyanmadığının farkında değilse gördüğünün rüya olduğunu da anlamıyor. “Aynada gözlerinin içine rahat rahat bakarak söyleyemeyeceğin şeyleri yapma çünkü senin en önemli gücün bu gözlere rahatça bakabilmekte saklıdır” diyor Doğan Cüceloğlu. Siz katılır mısınız bilmiyorum ama “Aldanma, insanlar bencil olmaktan değil, bencil görünmekten utanırlar” özlü sözüne ben yürekten katılıyorum. Peki ya şu özlü söz nasıl, “Etrafında kimseyi bulamamak zor, içinde kimseyi bulamamak daha zor.” Bugünkü giriş yazımda 16 Şubat Salı günü vefat eden dünyaca ünlü Türk psikolog ve iletişim psikolojisi uzmanı Doğan Cüceloğlu’nun sözlerinden alıntılar yaptım, hayatımıza nasıl da incelikle dokunduğunun farkında olun istedim. Ben de ilaveten diyorum ki; yüzünüzü yıkarken aynada yüzleştiğiniz kişinin siz mi yoksa pazarlayıp çıkar elde etmeye çalıştığınız sahte yüzünüz mü olduğunu anlamıyorsanız, kendinizi çimdikleyin.

Sözün özü

‘SEVGİ’Lİ ÇORBALAR

Bu aileyi seviyorum, annenin hem ‘Sevgi’ hem de ayakta tutan direk olduğu bu ailenin pişirdiği her yemeği de severek yiyorum. Gündeş ailesi ya da bilinen adıyla ‘Eze’ (Erzurum ağzında teyze demek) ailesi, Birlik ve İncek mahallelerindeki yerlerinde sevgi odaklı pişirimlerle yürekleri ferahlatıyor. Başta pöç haşlama, etli yaprak sarma, mantı, kavurma ve saymayı unuttuğum ama anne Sevgi Gündeş’in elini değdiği her şey yediğinizde hem haz hem de şifa veren cinsten leziz. Sevgi annenin isminin gerçek duygusunu katarak pişirdiği çorbaların şifa vermesi en az kendisi kadar doğal. Vücut bağışıklık sistemimizin güçlenmesi gereken bu dönemlerde ihtiyacımız olan kemik iliği barındıran pöç Haşlama, kuzu paça, dana paça, kemik suyu çorbalarını tüketmeyi ihmal etmemek gerek. Ankara’nın eskiden olduğu gibi soğuk karlı günlerine kısa dönüşü bizi sevindirse de hastalık riskinin yükselmesi açısından endişe verici. Eze ve Sevgi anne, yukarıda saydığım çorbaları kavanozlarmışlar, hem Birlik hem İncek’te var. Uğrayıp evinize götürün hem sağlık hem sevgi yudumlayacaksınız.

Sözün özü

KUZU ÇEVİRME

Sevgi annenin, muhtemelen annesinden el almış sevgili oğlu Mert’in, Balıkesir süt kuzusunu kendi elleriyle hazırlayarak unuttuğumuz geleneksel yemeğimiz ‘kuzu çevirme’yi yeniden canlandırmasını takdir ettim. Meşe odununda ağır ağır pişirdiği kuzunun dokunmadan dağılan çıtır hali gerçekten ağız sulandırıyor. Özellikle bu aralar, her yerde rahatlıkla bulamayacağınız bu geleneksel yemeği denemeye değer diyorum. İncek Mahallesi’ndeki ‘Eze’de bulabileceğiniz geleneksel kuzu çevirmeyi paket yaptırın, etin unuttuğunuz tadını yeniden hatırlayın, ziyafet olsun.

Sözün özü

BULGUR UNU EKMEĞİ

Eskiden bulgur dövüldükten sonra elek altında kalan kırıntılara ‘setik’ yani bulgur unu denirmiş. Şimdiki gibi savurgan olmayan halk, bu undan mayasız ekmek yaparmış. Çocukluğumda ben de hatırlıyorum bu ekmeği, lezzeti kokusundan başlarken yediğinizde verdiği duygu ise gerçek doyumdu. Bulgur ununa çok az normal un katarak suyla kıvam verin. Önceden biraz domates salçası ile kavurduğunuz küp soğanlara biraz da pul biber katarak hamura karıştırın, iyice yoğurun. Dilediğiniz ölçülerde ince şekiller verebilirsiniz. Tandırınız ya da kuzine sobanız olmadığını varsayarak mahalle fırınına götürün derim. O da yoksa artık evdeki fırına atacaksınız. Odun lezzeti olmasa da Bulgur ununun kendi lezzetini duyumsayın, müptelası olacaksınız.

Sözün özü

VAZGEÇİLMEZ ACI ‘MUHAMMARA’

Ortadoğu atıştırmalığıdır muhammara. Günün her öğününün olmazsa olmazı, sofraların gediklisidir. İştah açıcı oluşu, her şeye katık yapabildiğiniz, sos olarak kullandığınızda lezzete lezzet katan özelliği ile vazgeçilmezdir. İyi bir acı biber salçanız, mümkünse ev yapımı olmalı. Yerli mahsul bol ceviz, hakiki nar suyu ve mutlaka sızma zeytinyağı, en önemli malzemeler. Soğanları ince kıyım küp doğrayın, sarımsakları dövün acı taze biberleri de ince küp kıyın. Kuruttuğunuz ekmeklerle cevizleri öğütün ve yazdığım tüm malzemeleri karıştırmaya başlayın. İyi bir pul biberle birlikte koyacağınız karabiber ve kimyon mümkünse taze öğütülmüşünden olsun. Karıştırdıktan sonra tadına bakıp tuz ilavesini yapın. Bir gün dinlendirirseniz iyi olur, sonrası size kalmış artık.

Yazarın Tüm Yazıları