“MA LA MI NEY! (VAH VAH)”

“Ağlayamıyorsun ama içini sel basmış. İçin deprem, için katliam, için kıyamet….” (La Edri)

Haberin Devamı

Kana kana ağlıyor için, bedenin ruhuna teslim, ruhunsa bilinmeze yolcu... Ama kim bilir nereye? O da bilmiyor... Şaşırmasın. Ne yaşamın sevincine ne de ölümün hüznüne ortak. İsyan etse... Kime? Feryat etse... Kime? Gözün kara, dünya kapkara... Göz kapakların iğne iğne, yüreğin lime lime. Boğazın düğümlenmiş dilin lâl, nefesin aralıklı ve zoraki... Hece hece...
Sessizlikti en iyisi; ancak sessizlik de ölümdü. Ölümün acı ağırlığının yaşamsal nefesi işgal edişi ile yüzlere oturttuğu can çekişme nidası yürek burkuyordu. Simalar farklı olsa da, kalabalığın tümü bu ifadeyle tek yüz olmuştu. Acı ölüm ve insanlara dayattığı hüzün, “Biz de mi öleceğiz?” haykırışının sessiz haliydi tek yüz. Bazısında korkuyla karışık telaş, panik ve hüzün hali vardı. Hazırlığı olamayan ölümün zihinleri uyuşturduğu bu duruma, yetişme ve anlam yükleme gayretiydi. Herkesin bir gün göremeyeceği anların provasını korkuyla gerçekleştirme haliydi. Ölümün nasıl, ne zaman geleceği belirsizliğinin, sırtlarına yüklediği korku ve hüznün vücutlarını bilinmeze savurmasıydı. Vaveyla... Vaveyla... Vaveyla çığlıklarının kulakları sağır eden uğultusu yer altından duyulurken, hava da yürekler de buz kesmişti. Yer üstündekilerin duyduğu çığlıklara bulamadıkları merhemin çaresizliği, ölümün soğuk nefesiyle acısını katlıyor ve bilinmeze sürüklüyordu. Bilinmez yolculuğun sonunu merak edenler, zihinlerindeki korku dualarını bir biri ardına sıralıyor, gözlerine yapışan endişeli bakışlarla etraftakilerin yüzlerinde şekil alan duygularını teyit ediyorlardı. Herkes birbirine bakıp aldığı nefesi gizlerken bir yandan da günah çıkarmayı ihmal etmedi. Ölümden kaçışın olmayacağını bilmenin verdiği çaresizliği de gizlemeye çalıştılar; ama nafileydi... Her şey apaçık okunuyordu. Ölenlerin ve öleceklerin ruhu yakalarına yapışmıştı sanki. “Ölmeme neden izin verdin?” sorusunu tekrarlayıp durdu son nefesine kadar... Cevabı var mıydı? Yoktu elbette... Boynunu önüne eğdi; “Ah ah ah... Ma la mı ney.”

Haberin Devamı

MA LA MI NEY: Ağıtlarda kullanılan ‘yoksunluk’, ‘vah vah’ anlamına gelen Arapça ve Kürtçe bir söz.

Yazarın Tüm Yazıları