Yeniden suya indim

Ayşen GÜR
Haberin Devamı

Dün yazdığım gibi siyaset yazarlığım sona ermiş, kızağa alınmıştım, ama hayat beni yeniden politikanın derin sularına savurdu.

Dün bu ülkede, bu şehirde yaşayıp da politikayla ilgilenmemek mümkün müydü?

Bütün İstanbul birbirine girmişti.

Anlaşılmıştı ki, İstanbul'da oy verme hakkına sahip seçmen sayısı 6 milyonu ancak buluyordu; fakat bu seçmenler tarafından seçilmek için kuyruğa giren aday adaylarının sayısı da neredeyse 3 milyonu buluyordu.

Büyükşehir Belediye Başkanlığı... Altında 32 ilçenin belediye başkanlığı... Sonra belde belediye başkanlıkları... İl Genel Meclisi üyelikleri... İlçe belediye meclisi üyelikleri...

Daha saymayayım, seçilecek makam sayısı da aslına bakarsanız hayli fazlaydı.

Bağımsızları saymasak bile 20 tane partinin seçime katıldığını da düşünecek olursanız, yukarıda sıraladığım irili ufaklı koltukları, sandalyeleri 20 ile çarpmanız gerekiyordu.

Bu makamlara partisi tarafından aday olarak gösterilmek için çırpınan insan sayısı mübalağasız yüzbinleri buluyordu.

Önceki gün dananın kuyruğu koptu. Partiler heveslilerin arasından adaylarını seçtiler.

Siz parti binalarının önünü görecektiniz. Acaba aday oldum mu diye teşkilat binalarına koşan fakat listede olmadıklarını gören aday adayları arasında büyük bir öfke vardı.

Külahını yere fırlatıp ağlayanlar. Cep telefonunu masalara vurup paramparça edenler. Partinin kapısını yumruklayanlar. Listeleri bitirdikten sonra korkudan sırra kadem basmış parti yetkililerini halıların altında, dolapların içinde arayanlar. Hırsını alamayıp korumalarını tokatlayanlar. Koruması olmadığı için evine gidip karısını dövmek üzere hızla oradan uzaklaşanlar. Partisinin artık mahvolduğunu, silindiği, ezildiğini, geçildiğini, barajı geçmesinin bile artık söz konusu olmadığını iddia edenler...

Haydi yine kızağa

Biliyorsunuz, moda, gazeteler ve dergiler arada sırada ‘‘yükselen meslekler’’ listesi hazırlar. Neler koymazlar o listelere. Bilgisayar uzmanlığı, motosikletli kuryelik, genetik mühendisliği, diyetisyenlik, İnternet'te web sayfası tasarımcılığı, TIR şoförlüğü, halkla ilişkiler, televizyon kameramanlığı, talk-show'culuk, stand-up'cılık, barmenlik, falan filan.

Hepsinin palavra olduğu ortaya çıktı.

Türkiye'de hep yükselen, her nesli büyüleyen tek bir meslek var; politikacılık.

Bunun niye böyle olduğunu düşünmenin tam zamanı. Çünkü politikaya duyulan bu isteği sadece iktidar hırsıyla açıklayamayız. Bu isteğin tek açıklaması politikanın para kazanmanın başlıca kaynağı oluşudur.

Kısacası dikkat!

18 Nisan'da aramızdan bizi soyup soğana çevirecek olanlara oy veriyoruz!

Ay, affedersiniz! Ben yine politikacılar aleyhine atıp tutmaya başladım. Birileri ağzıma biber sürecek. En iyisi tekrar kızağıma çekileyim. Siz seçim haberlerini Tümer Yalçın'ın köşesinden izleyin.

Yazarın Tüm Yazıları