Tenten nazi miydi?

Ayşen GÜR
Haberin Devamı

Çizgi film tarihinde önemli bir yıla girdik. Amerikalı fare Miki de Belçikalı gazeteci Tenten de 70'inci yaşlarını kutluyorlar. 3 Şubat'ta Fransa'da Tenten Hayranı Milletvekilleri Kulübü, Tenten'in sağcı mı solcu mu olduğunu tartışacak! Tenten'in yaratıcısı Herge'nin nazi işbirlikçisi geçmişi yeniden didikleniyor...

Tarih 10 Ocak 1929'du. Tenten doğdu.

Brüksel'de yayımlanan ‘‘Vingtieme Siecle’’ Gazetesi birinci sayfadan bu doğumu duyurdu: En Başarılı Muhabirlerimizden Birini Sevimli Köpeğiyle Sovyet Rusya'ya yolladık!

Muhabirin adı Tenten, köpeğininki de Milu'ydu. Kurulalı 11 yıl olan Sovyet Rusya'nın bir şeytan imparatorluğu olduğu anlaşılıyordu bu çizgi röportajlardan. Çizgiler henüz acemi, espriler zayıftı. Ama Tenten'le Milu, saflıklarıyla komünizmin kötülüğünü ortaya koymayı başarıyorlardı.

Bu gazete, o sıralar en parlak yıllarını yaşayan İtalyan diktatör Mussolini'nin hayranı, Yahudilere düşman, sömürgeciliğe yürekten inanan köktendinci bir katolik papazı olan Wallez'in yönetiminde çıkıyordu.

SÖMÜRGECİ TENTEN

Wallez, Herge takma adını kullanan 22 yaşındaki genç çizer Georges Remi'yi derinden etkilemişti. ‘‘Tenten Sovyetler Ülkesinde’’ bunun izlerini taşıyordu. Albüm, günümüze kadar bir daha hiç yayımlanmadı. Sovyetler Birliği'nin çöküşüyle bile itibarı iade edilmedi. Ancak bu yıl, 70'inci yaş kutlamaları nedeniyle Castelman Yayınevi kitabı yeniden bastı.

Tenten'in ikinci macerası ‘‘Tenten Kongo'da’’ Belçika usulü ırkçılığı bütün çıplaklığıyla ortaya koyuyordu. Belçika o sıralar dünyanın en büyük sömürgeci güçlerinden biriydi. Belçika Kralı III. Leopold, koskoca Kongo'nun yarısından fazlasının tek başına sahibiydi.

Bu durumda Belçikalı muhabir Tenten'in Kongo'daki aptal siyah kabileler tarafından bir beyaz tanrı gibi karşılanmasına şaşmamalı. Köpeği Milu bile bu Kongolu siyahlardan daha zeki olmalı ki, maceranın son karesinde bütün kabile Tenten'le Milu'nun totemlerinin önünde yerlere yapışıyordu.

Belçikalı gazeteci, bu macerasında Afrika'yı ele geçirmeye çalışan Amerikalı gangsterlere karşı çarpışıyordu. O sıralarda Chicago'lu gansgter Al Capone'un yeni hapse atıldığını hatırlatalım. Zeki Herge, bu güncel olaydan esinlenmiş, asil ve köklü Belçika sömürgeciliğinin karşısında türedi ve modern Amerikan emperyalizmini yerden yere vuruyordu!

Bu iki kitaptan sonra Herge anlaşılması zor bir dönüşüm geçirdi. 1934'de ‘‘Mavi Lotus’’ adlı macerasında Tenten birdenbire sömürgeciliğe karşı cephe aldı. Bu defa düşmanı, Çin'i işgal eden saldırgan Japon emperyalizmiydi. Sarı ırkı küçümseyen ve onlara Batı medeniyetinin ışığını getirdiklerini iddia eden Avrupalılarla dalga geçen kareler okuyanı şaşırtıyordu.

Fakat bu kısa sürdü. Naziler Belçika'yı işgal ettiler. Herge, onlarla işbirliği yapan ‘‘Le Soir’’ gazetesinde çalışmaya başladı. Yeteneğini ve zekasını, nazi propagandasının emrine verdi.

BEYAZ ŞEYTANLAR

1941'de ‘‘Esrarengiz Yıldız’’ adlı macerasında Tenten üzerinde ‘‘Levy’’ yazan bir dükkanın önünden geçiyordu. Çengel burunları, sarkık dudakları, kıvrık elleriyle Hitler propagandasının çok sevdiği iki Yahudi tüccar tipi vitrinin önünde konuşuyorlardı: ‘‘Duydun mu İzaak? Dünyanın sonu gelmiş!’’ Beriki cevap veriyordu: ‘‘Aman ne iyi Salomon! Toptancılara 50 bin Frank borcum vardı!’’

Ertesi yıl, 1942'de ikinci kez yayınlanan ‘‘Esrarengiz Yıldız’’da bu sahne yer almıyordu. Herge, kartonun arkasına şöyle yazmıştı: ‘‘Aşırı gerçekçi olduğundan kaldırın...’’

Nihayet her şeyin sonu geldi. Naziler yenildiler, Sıra işbirlikçilerin cezalandırılmasına gelmişti. 4 Eylül 1944'de Herge tutuklandı. Ama hapiste yalnız bir gece geçirdi. Belçikalı direnişçilerin hayranlığına borçluydu bunu. ‘‘Herge bir hain değil bir beceriksizdir, siyasi konularda da saftır’’ bahanesiyle paçayı kurtardı.

Herge, derin bir depresyona girdi. 1950'lerin sonunda ‘‘Tenten Tibet'te’’ macerasını çizerken, kendini bir psikiyatrın muayenehanesinde buldu. ‘‘Beyaz, beyaz, beyaz! Beyazdan başka bir şey göremiyorum!’’ diyordu. ‘‘Beyaz şeytanlarınızdan kurtulmaya çalışın’’ diye cevap verdi doktor. ‘‘Bu saflık, temizlik, beyazlık takıntınızı bırakın.’’

Politik olarak saf olduğu söylenen bu çizer bir türlü politikadan kopamıyordu. En son albümü ‘‘Tenten ve Pikarolar’’da bir Latin Amerika diktatörü yaratmıştı. Diktatör Müsstler'in adı Mussolini ile Hitler'in bir karışımı, pos bıyıkları da Stalin'inkilerin aynısıydı...

DE GAULLE'ÜN TEK RAKİBİ

Herge 1983'te öldü. Belçika'daki köyü Welkenraedt'te bütün eserleri sergilendi. Bunların arasında 30'lu yıllarda Belçikalı nazi Leon Degrelle'in yazdığı, Herge'nin çizdiği ‘‘Okul Savaşı Tarihi’’ adlı kitap da vardı. Skandal Belçika Parlamentosu'na kadar uzandı. Milletvekilleri kürsülere çıkarak bu serginin başkente taşınmasına asla izin verilmeyeceğine yemin ettiler.

Ama skandal durmadı. 1994'de, Malaga'da sürgünde yaşayan 86 yaşındaki Leon Degrelle bütün dünyaya ilan etti: Tenten, benim!

Nasıl olurdu? Belçika Nazi Partisi'nin kurucusu, savaş bittiğinde kapağı Franco'nun himayesinde İspanya'ya zor atan savaş suçlusu Leon Degrelle nasıl Tenten'e modellik etmiş olabilirdi? De Gaulle'ün ‘‘o benim tek rakibim’’ dediği Tenten'e? Bu tarihten sonra Tenten'in gerçek öyküsü yazılıp çizilmeye başlandı. Bu yıl Tenten'in 70'inci yaşı kutlanırken yayımlanan birçok kitap, bu tabuyu tamamen yıktı. Bir süre önce Türkçe'ye çevrilen ‘‘Camondoların Sonuncusu’’ adlı kitabıyla tanıdığımız Pierre Assouline, ‘‘Herge’’ adlı yeni biyografisinde Tenten efsanesine bir darbe daha vurdu:

Tenten tek boyutlu, kusursuz bir çizgi roman kahramanı değildi. Hataları, zaafları, gizli yönleriyle yaşayan bir insandı.

Tenten psikiyatr koltuğunda

Fransız psikanalist Serge Tisseron Tenten albümlerindeki kahramanların analizini yapan iki kitap yayınladı: ‘‘Tenten Psikiyatrda’’ ve ‘‘Tenten ve Aile Sırları.’’ Bu kitaplarda Tenten'deki kahramanlar, yaratıcısı Herge'nin hayatı göz önünde bulundurularak inceleniyor.

Dupont ve Dupond: Tenten'in hemen her kitabında birbirine çok benzeyen bu ikiz dedektif karşımıza çıkar. Bunlar, aslında çizer Herge'nin babasıyla amcasıdır. Herge'nin büyükannesi Marie Dewigne, Dutzeel Kontu'nun şatosunda hizmetçidir. Kontla olan ilişkisinden ikiz oğlu olur. Kontes, bu çocukların eğitim masrafını üstlenir ve 11 yaşına geldiklerinde annelerini Remi adında bir tarım işçisiyle evlendirir. İkiz oğlanlar Remi adını alırlar. Gerçek kökenlerini hiçbir zaman öğrenmeden yaşayıp giderler. Bu sırrı sonradan öğrenen Herge, babasıyla amcasının gayrimeşruluğunu bir türlü hazmedemez. Dupont ve Dupond'un aptallığı, beceriksizliği, sürekli gerçeği aramalarına rağmen bir türlü bulamayışları, onun bu duygusunu yansıtır.

Kastafiore: Tenten serilerinde arada sırada ortaya çıkan sarışın, şişman opera şarkıcısı Kastafiore, Herge'nin kadınlara bakış açısını ortaya koyar. Bazıları Tenten'in kadın düşmanı bir eşcinsel olduğu fikrine bundan ötürü kapılmışlardır. Kastafiore, Herge'nin ailesini sırf kendi ailesi bir skandalla sarsılmasın diye himaye eden Dutzeel Kontesi'nin de bir yansımasıdır.

Tenten, Kaptan Haddock ve Profesör Turnösol:

Bu üçü, Herge'nin bir bileşimidir. Tek hedefi gerçeği bulmak olan gazeteci Tenten; gerçeğe hiç bir zaman ulaşılamayacağına inanan, hayal kırıklığına uğramış, olumsuz, kara kahraman Kaptan Haddock ve gerçeği kendi içine kapanarak tek başına bulmayı tercih eden bilim adamı Profesör Turnösol....

70 yılda 200 milyon kitap

Tenten 70 yıllık hayatı boyunca 200 milyon albüm sattı. Bunların yarısı, Fransızca konuşulan ülkelerde satıldı. Tenten'in maceralarının yayın hakkını, II. Dünya Savaşı'ndan hemen sonra Casterman Yayınevi satın aldı. O tarihten sonra Tenten'in babası Herge, birçok yeni Tenten kitabı yazdı. Bunların hepsini Casterman yayınlıyor, bir yandan da başka dillerdeki yayın hakkını satıyordu.

Casterman, 1984'te Herge öldüğünde, yayın haklarını yeniledi. Yayınevinin Fransızca konuşulan ülkeler için verdiği istatistikler, Tenten'in maceralarının kamuoyu tarafından nasıl karşılandığını gösteriyor.

1945'te 65 bin Tenten albümü satıldı. On yıl sonra rakam 430 bine, bir on yıl sonra, 1965'te 1 milyon 370 bine, 1975'te 2 milyon 200 bine, 1980'de 3 milyon 700 bine çıktı.

1980'lerde satışlar 2 milyonun altına indikten sonra 1990'da televizyonda çoğalan çizgi filmler Tenten'e ilgiyi arttırınca satışlar yeniden 3 milyona ulaştı.

1996'da 1 milyon 300 bin, 1997 ve 1998'de 1 milyon 200 bin sattı. Bir düşüş olmasına rağmen, Fransızca konuşan herkesin bildiği albümlerin yine de her yıl bu kadar satması, olağanüstü bir başarı olarak görülüyor.

Casterman'a göre Fransız ailelerinin yüzde 44'ünün evinde en azından bir Tenten albümü bulunuyor.

Yapı Kredi yayınlıyor

TENTEN'İN MACERALARI

Mavi Lotüs

Kırık kulak

Kara ada

Ottokar'ın asası

Tenten Amerika'da

Firavunun puroları

Tenten ve pikarolar

Tenten Kongo'da

Altın kıskaçlı yengeç

Esrarengiz yıldız

Tekboynuz'un esrarı

Kızıl Korsan'ın hazinesi

7 kristal küre

Güneş mabedi

Kara altın diyarında

Hedef ay

Ay'a ayak basıldı

Turnösol olayı

Ambardaki kömür

Tenten Tibet'te

Kastafiore'nin mücevherleri

Sidney'e 714 sefer sayılı uçuş

Tenten albümleri şu ana kadar 58 dile çevrilerek yayınlandı. Bütün diller bitip tükenince sıra bölgesel lehçelere geldi. Asturyas dili, Bern dili, Lüksemburg dili, Picardie lehçesi gibi... Şu anda Casterman Yayınevi, Tahiti ve Monaco dili için yayın haklarını satmaya hazırlanıyor.

Yapı Kredi Yayınları, 1997 yılında Casterman ile temasa geçerek Tenten albümlerinin Türkçe yayın haklarını satın aldı. Albümleri Türkçe'ye Barış Kılıçbay çevirdi. Böylece Tenten, Türkiye'de de yeni kuşaktan okurlara ulaşmaya başladı.

Yazarın Tüm Yazıları