Paylaş
RADİKAL Gazetesi köşe yazarı Etyen Mahçupyan 21 Mart'ta bir yazı yazdı.
Yazısında, Atatürk Havalimanı'nda yapılan yeni dış hatlar terminalinin depremlerde ağır hasarlar gördüğünü, hasarın kamufle edildiğini, bunun da tehlike yaratacağını duyduğunu belirtiyordu. Sonra da şöyle diyordu:
‘‘Bana ulaşan bir bilginin iş dünyasında ve medyada duyulmamış olmasını hayal edemiyorum. Dolayısıyla bu bilgi gerçek olsa da olmasa da önemli olan şu ki, bu durum dile getirilip tartışılmıyor, kamuoyu nezdinde şeffaf hale gelemiyor.’’
Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali inşaatı hakkındaki bu iddialar, TMMOB 2. Başkanı Celal Beşiktepe tarafından gündeme getirilmiş, Beşiktepe 16 Eylül 1999'da Reuters'e bir açıklama göndermişti.
Bu açıklamadan bizim de haberimiz oldu ve araştırdık.
İddialar şöyleydi: Kolon ve kiriş birleşim yerlerinde derin çatlaklar olmuş, duvarların taşıyıcı sistemlerindeki çatlaklar tamir edilmeye çalışılırken taşıma kapasiteleri zayıflatılmış, 40 bin metrekarelik giriş katı çatısı 15 cm. kaymış ve tüm bunlara karşın çelik yapı eski durumuna getirilmeden onarılmaya çalışılmıştı.
Öğrendiğimize göre bu açıklamadan bir gün sonra Demiryolları Limanlar ve Hava Meydanları 4. Bölge Müdürlüğü uzmanları terminal inşaatını incelemiş ve şu raporu vermişti: Hiçbir kolon ve kirişte derin yarıklar oluşmamış, giriş katındaki 406 kolondan 13 tanesinin pas payı bölgesinde, ama taşıyıcı sistemi zafiyete uğratmayacak küçük hasarlar oluşmuş, çatının nizami sınırlar dahilinde yer yer 1,5 cm’ye kadar kaydığı görülmüş, yapımı devam eden bazı kolonlarda 5 cm'ye varan yatay yer değiştirmeler oluşmuştu, ancak tüm bunlar onarılacak durumdaydı ve inşaatı aksatıcı hasarlar değildi.
Bütün bunları 14 Ekim 1999'da Hürriyet İstanbul'da yayımladık.
Tabii iddialar yine de doğru olabilirdi. Nitekim araştırdık da. Ama bunların ötesinde bir bilgiye ulaşamadık. Bu, bizim gazeteci olarak başarısızlığımız olabilir. Ama, elimizde başka bir kanıt olmadığı sürece, 14 Ekim'de aynen yukarıdaki gibi yayımladığımız bu bilgilerin dışında bir şey yazamazdık! ‘‘Yeni terminal ilk depremde devrilecek!’’ gibi bir başlık atmamız mümkün değildi.
Etyen Mahçupyan, terminal inşaatının medyada hep göklere çıkarılarak yansıtıldığını yazıyor. Bunda gerçeklik payı var. Ama kısmen!
Çünkü terminalle ilgili hasar dışında daha pek çok sorun Hürriyet İstanbul'da yer aldı. Sadece birkaç örnek (hepsi değil):
* Terminali elde edeceği gelir açısından bir an önce işletmeye almak isteyen TAV Konsorsiyumu'nun bu aceleciliği, açılışta büyük sorunlara neden oldu. Bunlar ‘‘Terminalde Rötar Var’’ manşetiyle duyuruldu (14 Ocak 2000).
* Terminalle birlikte konsorsiyum bir de otopark yapmıştı. Ama otoparkın içine hiçbir yön gösterici işaret koymadığı için buraya giren otomobiller kayboluyordu. Bu da bizim gazetemizde okunabilirdi (14 Ocak 2000).
* Terminalin mimarı Ebru Kantaşı, iç dekorasyonun kendi projesine uyulmayarak çok çirkin bir biçimde yapıldığını açıkladı. Doğru olan bu iddia hem Milliyet'te Meral Tamer'in köşesinde, hem de Hürriyet İstanbul'da manşetten verildi. (20 Ocak 2000).
* Terminal açıldıktan sonra bir ay geçmemişti ki, önündeki yolun ve binanın içindeki taş döşemenin harabeye döndüğü görüldü. Bu da gazetemize haber oldu (3 Şubat 2000.)
Hem olumsuz hem de doğru haber yapmak zor bir iştir. Bize göre gazeteci, duyduklarını hemen yazmayan, haber haline getiren, bunun için de bazı ölçütlere uymak zorunda olan bir kişidir.
Bazı köşe yazarları ise sadece duyduklarını yazmakla yetiniyor.
İşte Mahçupyan'ın yazısı, beni, terminalle ilgili haberleri yapmak için onca ter döken muhabir arkadaşlarım adına bu yazıyı yazmak zorunda bıraktı.
Paylaş