Paylaş
Doğum oranlarının düşmesi ve teknolojik gelişmelerin sağlık hizmetlerinde etkili kullanımı, bilinçli beslenme ve hareketli yaşam ortalama hayat beklentisinin uzamasına ve yaşlı nüfusun toplam nüfus içerisindeki payının artmasına olanak sağlamış durumda.
Birleşmiş Milletler; yaşlı nüfus artışına paralel olarak, insanların yaşlı sağlığı konusunda bilinçlendirilmesini sağlamak, yaşlıların sağlığına ve sosyal açıdan yaşam standartlarının yükseltilmesine dikkat çekmek amacıyla -1990 yılında aldığı kararla- 1 Ekim tarihini “Dünya Yaşlılar Günü” ilan etmiş bulunuyor.
Dünyada ve ülkemizde 65 ve üzeri yaştaki bireyler ‘yaşlı nüfus’ olarak tanımlanıyor. Özellikle gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde doğum oranlarının düşmesinin yanı sıra doğumda ve yaşlılıkta beklenen yaşam sürelerinin uzaması, yaşlı nüfusun ve toplam nüfus içerisindeki payının görece artmasına neden oluyor.
Ülkemizde yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı, 1935 yılına göre 2,3 artarak, 2019 yılında %9,1’e yükselmiş durumda. Yapılan nüfus tahminlerinde yaşlı nüfusun artış trendini devam ettireceği öngörülüyor. Nüfus projeksiyonlarına göre yaşlı nüfus oranının 2023 yılında %10,2, 2020 yılında %12,9, 2040 yılında %16,3, 2060 yılında %22,6, 2080 yılında ise %25,6 olacağı tahmin ediliyor.
TÜİK tarafından 2019 yılı başlarında açıklanan bir istatistik, dünyanın yaklaşık olarak 7.5 milyarın üzerindeki nüfusunun 680 milyon 204 binini yaşlıların oluşturduğunu gösteriyor.
184 ülkenin yer aldığı istatistikte yaşlı nüfus oranının en yüksek olduğu ülkenin, %33,2’lik yaşlı oranı ile Monaco olduğu görülüyor. Monaco’yu %28,4’lük bir oranla Japonya takip ediyor. Avrupa ülkelerinde ise yaşlı nüfus oranı genellikle %15’in üzerinde. (Örneğin; Almanya %22,4, İtalya %21,7, Danimarka ve Çekya %19,4, Belçika %18,8, İngiltere %18,2, İspanya %18,1)
Türkiye, dünyada yaşlı nüfus oranının %10’un altında bulunduğu ülkeler arasında yer alıyor. 82 milyon nüfuslu Türkiye’de, 7 milyon yaşlı insan yaşıyor. Bu da ülkemizin %8,8’inin yaşlı nüfusta yer aldığını gösteriyor.
Yaşlı nüfusun artan oranı yaşlılara sunulan sağlık hizmetlerinin de çeşitlendirilmesini gerektiriyor. Geniş gruplarda sağlık hizmetlerinin temel hedefi tedavi iken, yaşlı gruplarda esas hedef yaşam kalitesinin arttırılması ve korunması oluyor. Yaşlılarda yaşam kalitesini etkileyen faktörlerin bilinmesi; yaşlıların sağlığı koruyucu ve geliştirici davranışlar sergilemeleri, sosyalleşmeleri ve mutlu olmaları açılarından önem taşıyor. Yaşlılar için yaşamın uzunluğundan çok kalitesinin önemli olduğunun unutulmaması gerekiyor.
Türkiye’de yaşlılara yönelik olarak yapılan çalışmalarda merkezi kurum Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı. Söz konusu bakanlık ulusal düzeyde yaşlılıkla ilgili sosyal politikaların oluşturulmasından, geliştirilmesinden, uygulanmasından ve eşgüdümün sağlanmasından sorumlu bulunuyor. Engelli ve yaşlılara yönelik hizmetler, Bakanlık bünyesindeki Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından yerine getiriliyor.
Bakanlığın hazırladığı “2017-2020 Aktif Yaşlanma Strateji Belgesi” nde politika ve uygulamaların, yaşlanmayla ortaya çıkabilecek sorunları en başından önlemek ve etkilerini azaltmada yararlı olacak aktif yaşlanma anlayışı çerçevesinde geliştirilmesi tavsiye edilmiş bulunuyor.
Türkiye’de yaşlanmaya ilişkin çalışmalar -2002 Madrid Uluslararası Yaşlanma Eylem Planı göz önüne alınarak- Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı Sosyal Sektörler ve Koordinasyon Genel Müdürlüğü, Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu ve Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu iş birliğinde hız kazanmış durumda. Temel hedef; yaşlıların ihtiyaçları, tercihleri ve yapabilirlikleri doğrultusunda çalışma hayatına ve/veya toplumsal yaşama etkin olarak katılmalarının sağlanması.
Anlaşılan o ki, Devletimizin ilgili birimlerinin yoğun çalışmaları neticesinde, bundan böyle daha güzel bir gelecek karşılayacak yaşlılarımızı...
Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz günler dileği ile……
Paylaş