Paylaş
Sabancı Üniversitesi bir süre önce afet risk yönetimi ve afet sonrası müdahale yöntemleri konularında bir seminer dizisi başlattı.
“Toplum ve Afet Risk Yönetimi” seminer dizisinin ikincisi 4 Nisan 2023 Salı günü yapıldı. Ben de bu seminerin izleyicileri arasındaydım. Sabancı Üniversitesi Kurumsallaşma ve Toplumsal Katkı süreçlerinden sorumlu Rektör Yardımcısı Fuat Keyman’ ın moderatörlüğünde gerçekleşen seminerin konukları; tiyatro sanatçısı ve aynı zamanda İhtiyaç Haritası Kurucu Ortağı Mert Fırat ile Buğday Derneği Strateji Kurulu Üyesi Güneşin Aydemir idi.
Sabancı Üniversitesi Rektör Yardımcısı Fuat Keyman 6 Şubat’ta yaşanan 11 ili ve 13 milyon insanımızı etkileyen felaketin bir dönüm noktası olduğunu vurgulayarak, Sabancı Üniversitesi olarak bu depremle ilgili çalışmalarda yer alan ve deneyimleri olan konuya hakim insanlarla iletişime geçtiklerini; İstanbul depremine nasıl hazırlananılabilineceği konusunda kafa yorduklarını ifade etti. Keyman, bunun bir yönetim sorunu olduğunun; afetlerin iyi yönetilmesi gerektiğinin altını çizdi. Ve bu yüzden, bu toplantıda sivil toplum ve afetler üzerine odaklanmak istediklerini söyledi. Devletle sivil toplumun birlikte çalışmasın afetlerin yönetiminde çok önemli olduğunu belirten Fuat Keyman, “Bu tür afetlerde çok iyi bir işbirliği ve koordinasyon ile sivil toplum örgütlerine alan açmak gerekiyor. Alanı açtığınızda gençlerin, gönüllülerin orada olması; sivil toplumun çalışmaları oradaki insanlara da ‘biz bunu dayanışma ile başarabiliriz’ diye umut veriyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Konuklardan Mert Fırat’ın kurucu ortağı olduğu “İhtiyaç Haritası”; ihtiyaç sahiplerini destek olmak isteyen birey, kurum ve kuruluşlarla buluşturan sosyal bir kooperatif. 2015 yılında sosyal kooperatif statüsünde, kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olarak hayata geçmiş bulunuyor. İhtiyaç Haritası bireylerden, eğitim kurumlarından ve sivil toplum kuruluşlarından ihtiyaçları topluyor, doğruluyor ve harita tabanlı teknolojisi ile desteklerle buluşmasını kolaylaştırıyor. Kanıtlanmış harita teknolojisi ve toplum tabanlı doğrulama işlemi aracılığıyla eğitim, sağlık, kültür-sanat gibi alanlarda yardımlaşmayı ve dayanışmayı sağlıyor.
www.ihtiyacharitasi.org ile:
· Doğrulanmış gerçek ihtiyaçları destekleyebilir,
· Mekana ve türüne göre arzu ettiğiniz ihtiyaçları filtreyebilir,
· Sizin gibi destek olmak isteyen benzer düşüncedeki kişilerle imece kültürü ile kolektif bir hareket yaratabilir,
· Arka sokağınızdaki, mahallenizdeki ihtiyaçlardan haberdar olabilirsiniz.
2015 yılından bu güne İhtiyaç Haritası platformunu 120 bini aşkın üye, 350’den fazla sivil toplum örgütü, 70’ten fazla özel sektör kuruluşu, yüzlerce kamu kuruluşu temsilcisi kullanmış bulunuyor. Platform aracılığıyla 10 milyondan fazla ihtiyaç kalemi karşılanırken, yaklaşık 497 milyon liraya eşdeğer bir paylaşım ekonomisi yaratılarak sosyal etkisi yüksek bir fark oluşturulmuş bulunuyor. İhtiyaç Haritası; Türkiye’nin dört bir yanındaki kurumsal ve bireysel gönüllülerinin dünyaya açılan hayalleriyle, her geçen gün biraz daha büyümeye ve gelişmeye devam ediyor.
Depo veya mağaza kullanmadan, temassız teslimatın iyi uygulamasını sağlayarak yalnızca on personel aracılığıyla binlerce ihtiyacın destekçilerle bir araya gelmesini sağlayan gönüllü tabanlı bir dayanışma platformu olan İhtiyaç Haritası; döngüsel ekonomide etkili kullanıcı dostu ve sosyal fayda yaratan bir platform olması nedeniyle kritik bir önem taşıyor.
İhtiyaç Haritası kurucu ortağı Mert Fırat, 6 Şubat sabahı deprem haberini alır almaz Antakya’ya gittiklerini, Antakya’da kendisinin de akrabalarını kaybettiğini söyledi ve şöyle devam etti: “6 Şubat sabahı bölgedeki arkadaşlarımızı çok hızlı bir şekilde harekete geçirdik. O sırada Adana ve Gaziantep’te bazı projeler üzerinde çalışıyorduk. 11 il etkilendiği için yollar da kapalıydı. Beşinci gün sonunda dokuz depoya ulaşabildik. Bölgenin ihtiyaçlarını hızla listeledik ve yaydık. Çevre illerden destek çekerek tedavi zincirini başlattık ve yürüttük. Bölgede halen yirmi çalışanımız var. 450’nin üzerinde gönüllüyü koordine etmeye devam ediyoruz. Afet gönüllülüğü lebiderya bir alan. Koli taşımak isteyen gönüllülerimiz de var ama ofis gönüllülerine de ciddi ihtiyaç duyuluyor. ‘Afet sürecinde ben ne yapabilirim’ artık çok boyutlu.
Seminerin diğer konuğu, Buğday Derneği Strateji Kurulu Üyesi Güneşin Aydemir, gönüllülüğün güzel günlerde örgütlenilmesi gereken bir durum olduğunu belirterek: “Gönüllülerin organizasyonda yaptıkları hatalar da afet anında vakit kaybettiriyor. Ama daha önceden gönüllü olunduysa ve tecrübesi varsa adaptasyonu daha kolay hale geliyor. Depremden tam önce kuraklığı konuşuyorduk. Ondan önce başka başka konular vardı. Bunların hepsi iç içe aslında. Buna hazırlıklı olabilmenin tek yolu ise katılım ve gönüllülük.”
Buğday Derneği; tek tek bireylerde ve bir bütün olarak toplumda ekolojik yaşam bilinci ve duyarlılığı oluşturmak, ekolojik dengelerin geri dönüşü olmayacak hız ve biçimde bozulması sonucunda ortaya çıkan sorunlara çözüm yolları sunmak ve doğa ile uyumlu yaşamı desteklemek amacıyla çalışıyor. Yaşamı bir bütün olarak kucaklayan Dernek, insanı doğadan ayırmıyor. Bireylerin refahını hedeflerken, doğadaki diğer varlıkların da yaşamlarına saygı gösteriyor. Çalışmalarını, bütünün parçası olduğu esasından hareketle, bütüne hizmet edecek şekilde yürütüyor. Geleneksel bilginin değerini biliyor ve bu bilginin korunması, sürdürülmesi için çalışıyor. Geleneksel ve yerel üretimleri, kültürleri ile birlikte destekliyor.
Ekolojik yaşam bilgisinin yaygınlaşması için çaba veren Buğday Derneği; edindiği tecrübelerin ekolojik krizin çözümünde öncü ve örnek olacağına, yapıcı katkı vermenin önemine inanıyor ve uygulanabilir olumlu örneklere odaklanıyor. Dernek yöneticileri; rekabet yerine “iş birliği” nden yana olduklarını, iş birliği yapmak üzere “herkes” ile şeffaf bir şekilde diyaloğa girebileceklerini, eylemlerinde adil değer yaratmayı esas aldıklarını, her aşamada bireylerin ve doğa unsurlarının zarar görmediği bir alışveriş anlayışını destekliyor- uyguluyor olduklarını ve bütüncül etkiyi görünür kılmaya gayret ettiklerini ifade ediyorlar.
Sivil Toplum Örgütleri’ nin bir ülkenin ‘olmazsa olmazları’ olduğuna dair inancımı daha önceki yazılarımda da dile getirmiş bulunuyorum. Sabancı Üniversitesi’ ndeki toplantı bu inancımı daha da güçlendirdi. Bu gibi toplantıların bir deprem ülkesi olduğumuz gerçeğini kabullenmemizi ve bu gerçekle yaşamayı öğrenmemizi kolaylaştıracağını; gönüllülük kavramını yaygınlaştıracağını düşünüyor ve diğer öğretim kurumlarına örnek teşkil etmesini diliyorum.
Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz günler dileğiyle…
Paylaş